Avrupa Birliği’nin üstü kapalı stratejileri neler? Dr. Tunay AKOĞLU Yazıyor/ sürdürdüğü ana stratejik ilkeler şunlardır: -Demokrasi ve insan haklarına saygı, -Kanun hakimiyeti, – Azınlıklara saygı ve onların korunması, – Pazar ekonomisi. Bunlara ek olarak, AB bünyesinde; kişilerin, el emeğinin, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı prensibi de en önemli geçerlik ve öncelikler arasında yer alır. bazı strateji ve taktikleri de açıkca veya üstü kapalı olarak yürütmektedir. Bunları şu şekilde özetlemek mümkündür: yardım edip onların kendi öz maddi kaynaklarının da katkısı ile bu ülkelerde kalkınma ve destek projeleri yürütmek. Bu projeler genellikle AB ülkeleri danışmanlık firmalarına açık ihale ile verilmektedir. AB dışı –aday vs ülkeler – kendi danışmanlık şirketleri ile de konsorsiyumlar bünyesinde bu ihalelere katılırlar, ancak pay ve rolleri hem sınırlı, hem de azdır. denetiminde AB delegasyonları ve temsilcilikleri önemli rol oynar. Bu şekilde aday ülkelerin her türlü ve pek çok sektördeki kalkınma politikaları vs doğrudan doğruya etkilenir ve yönlendirilir. ENPI East) AK´nin “IAP : l´Intrument d´aide de préadhesion / IPA : Instrument for pre-accession assistance” kanalı ile finanse ettiği projeler bünyesinde daima; çalışma grupları, seminerler, eğitim kursları ve tetkik gezileri vardır. Bu tür faaliyetlere adaylığa üye ülkelerin kamu sektörü yöneticileri ve benzeri kişiler davet edilir. Bunlar projeler yolu ile AB politikaları ve çıkarları doğrultusunda etkilendirilir, AB karşısında hem fikir olmaları sağlanır. Nitekim, toplantılar sonunda, Avrupa Komisyonu (AK – EuropeAid) temsilcilerinin etki ve katkısı ile hazırlanan sonuçlar ve kararlar, aday ülkelerden katılanlar tarafından kabul edilir ve dosyalara geçer. öğrenim ve eğitim çağındaki gençlere ve onların eğitimci ve öğretmenlerine AB ülkelerinde eğitim alma ve verme olanakları ve bursları verilir. AB bu kanal ile de AB vizyon ve propagandasına en uygun yeni bir nesil yetiştirmektedir. Buna paralel olarak, AB gençliği AK nezdinde organize edilen ve yürütülen stajyerlik programları ile de yönlendirilmektedir. yukarıda altını çizdiğimiz çalışmalarına ek olarak gene AK, çeşitli komiteleri (başta Bölgeler ve Mahalli İdareler vs komiteleri olmak üzere) ve diğer kanalları kullanarak aday ülkelerin mahalli ve belediye yönetimlerine karışır ve bunları yönlendirmeye gayret eder. Açıklanan resmi hedef, ´AB- Aday ülke işbirliğidir ´. Aslında amaç, AB ve AK çıkarlarına uygun bir sivil toplum ve gene AB´ye en uygun gelen bir politik sosyo-ekonomik yersel idare düzeni kurmaktır. hibe ile yürüttüğü projeler; sivil toplum, mahalli kalkınma, eğitim ve öğretim, iş gücü istihdamı, yersel/yerel demokrasi gibi sosyal ve politik öncelikleri içerir. Çünkü ana hedef, AB /AK çıkarlarına uygun ve AB´ye minnettar bir sosyo-politik grubu kurmak, geliştirmek ve korumaktır. göre bölgelere ayırmıştır . NUTS ( Nomencloture d´Unités Territoriales Statistiques : Nomencloture of Territorial Units for Statistics) diye adlandırılan bu ayırım, bütün AB üye ve aday ülkeler için geçerlidir, onlara empoze edilmiştir. AK bu temel sayesinde istatistikler toplar ve yayınlar. Bu veriler, çok kez Brüksel´den ve merkezi Lüksemburg´ta olan EUROSTAT (Avrupa İstatistik Bürosu) tarafından çizilen ve idare edilen istatistik , anket ve araştırma metodlarına dayandığı ve ulusal ölçüde bağımsız olarak yapılmış bölge tanım ve özellliklerini hiçe saydığı için yeterli derecede anlam ve geçerlik taşımaz. gayet ince bir şekilde çizilip uygulanan üstü kapalı strateji ve taktik ; aday ile aday adayı ülkeleri AB doğrultusunda etkilemeyi, ulusal politika ve içişlerine karışarak yönlendirmeyi hedef almaktadır. Aynı çerçevede temel amaç, AB´ye üye ve aday ülkeleri , AB´ye hükmeden bir avuç büyük Avrupa ülkesinin çıkarlarına göre el altında tutmaktır. Bu büyük AB ülkeleri Almanya, İngiltere ve Fransa´dır. Bu birinci sınıf ülkeler yanı sıra ikinci sınıf ülkeler : İtalya, İspanya,Benelüks, Avusturya, Baltık ülkeleri vardır. Üçüncü sınıf ülkeleri diğer güney , orta ve doğu Avrupa ülkeleri oluşturur. AK, bu üç sınıflı AB çerçevesinde hareket eder ve AB´nin birinci sınıf büyük ülkeler çıkarlarına uygun olarak çalışmasını sağlar. Bu çok sınıflı AB, temelde zaman zaman AB içindeki gerilim ve hoşnutsuzluklara da neden olmaktadır. Bu yıl başından beri Fransa ile İtalya arasında yaşanan mülteci-göçmen krizi, Yunanistan´a mali yardım konusu, İrlanda ve Portekiz krizlerine karşı alınacak ortak tutum bu duruma delildir. Aynı taktikler, aday ülkelerin izleme zorunda oldukları ´AB´ye uyum programı´ ve diğer ön koşullara (Acquit communautaire) göre de ayarlanmaktadır. gerçekte çok idealize edilmiş demokratik ve insani vizyon ve ilkelerinin yanı sıra , özel ve üstü kapalı strateji ve taktikleri de hazırlayıp kullanmaktadır. |
||
|
||
|
||
Bir yanıt yazın