AKROPOL’DE TÜRK SANATÇILARI Hüseyin MÜMTAZ Duydunuz mu, Batı Trakya’lı, Rodos-İstanköy’lü Türk sanatçıları Yanya’da resim, heykel, ebru ve tezhip sergisi açmış.. Yanya’daki Tepedelenli Ali Paşa Sarayı’nda.. Sonra da Acropolis’teki Parthenon’da.. Duy da inanma… Yukarıdaki sanal habere inanıp inanmamak yahut hayal etmek düşünce ufkunuzun sınırlarıyla yakından ilgilidir kıymetli okuyucu, çünkü insan hayalleriyle yaşar.. Ama kapı gibi bir başka gerçek var.. “İstanbul’da doğmuş ya da yetişmiş Rum ressamları” Topkapı Sarayı’nda bir sergi açmışlar.. Hem de Topkapı Sarayı’nda.. Serginin açılışı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından yapılmış. Sergide yaklaşık 100 tablo ve ikona yer alıyormuş. Sergi, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü ve Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu işbirliğiyle gerçekleştirilmiş. Sergilenen eserler arasında, padişah ve Osmanlı ileri gelenlerinin portreleri, Heybeliada Ruhban Okulu koleksiyonundaki patrik portreleri, kiliselerden seçilen ikonalar, İstanbul manzaraları ve natürmort tablolar varmış. Bakan Günay, serginin açılışında yaptığı konuşmada Türkiye’de demokrasiyi ve laikliği bütün kurallarıyla ve içtenlikle uygulamaya çalıştıklarını belirterek, “O yüzden Anadolu toprağında hangi kültürler yaşamışsa, hangi değerler üretilmişse hepsini korumayı, saklamayı, geleceğe taşımayı kendimiz için bir insanlık borcu sayıyoruz” demiş. Demiş ama bir konuda da muhalefet şerhini koymuş, itiraz etmiş. Bakan Günay, konuşması sırasında Rum kelimesinin İngilizceye “Greek” olarak çevrilmesine celallenmiş. Günay, “itirazımı yüksek sesle söylemem gerek” diyerek “Rum terimi Anadolu’daki Hristiyan inancına sahip olan yerli halkı anlatır bizim kültürümüzde. Greek çevirisinin doğru olup olmadığnı sorguladım. Başka bir toplum ya da ülkenin ahalisi değil, Rum doğrudan doğruya Osmanlı topraklarında yaşayan yerli Anadolu halkıdır. Yani bizden ayrı bir parça değil, bizim kültürümüzden birisidir” demiş.. Günay’ın heyecanını alkışlıyorum. Alkışlıyorum da “medeniyet”in evrenselliği ile “kültür”ün milliliği konusundaki düşüncelerinin henüz tam olarak vuzuha kavuşmamış olduğunu, ikisini birbirine karıştırmış olduğunu görmekten de büyük üzüntü duyuyorum. Ve onun bu düşünce tarzının; Yunanlı’nın, Batı Trakya-Rodos-İstanköy Türklüğünün milli kimliğini inkâr eden devlet politikası ile bire bir örtüştüğünü gözlemliyorum. Bakan Günay farkında mı acaba? Günay ne diyor; “Rum’a Greek (Yunan) demeyin. Onlar Osmanlı topraklarında yaşayan yerli halktır”. İlâhi Günay… Osmanlı mı kaldı 88 senedir? “Cumhuriyet topraklarında yaşayan Rumlar” da diyemez, çünkü Anayasa Madde 66’ya göre hepsi Türk’tür, Türk olduğunu söylemek zorundadır. İşin ilginç tarafı Yunanlı da “aynı” düşüncede.. O da Yunan (AB) vatandaşı Türkler için “Bunlar Türk değil, Müslüman Yunanlılardır” iddiasında.. Bağış da zaten son Batı Trakya gezisi sırasında “Türklere”, “modifiye” edilerek yarı yarıya AB ve Türk bayraklarından oluş(turul)muş bir acayip flama “hediye” etmemiş miydi? (Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’nun (DK) onurlarına verdiği yemekte konuşan Bağış, “Kimileriniz dağıtılan bayrağı merak etmiş olabilir, bu nedir diye. Çünkü yarısı AB bayrağı, yarısı Türk bayrağı. Aslında bu bayrak Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini temsil eden bir sembol. Bizim AB Genel Sekreterliğimizin simgesi. Orada da bazı Yunanlı gazeteciler merak etmişler, Türkler neden bayrak dağıttı diye. Biz bu bayrağı bütün AB üyesi ülkelerde dağıtıyoruz). (22 Mayıs 2011. www.azinlikca.net) Bakan Bağış’ın; Türk Bayrağı Kanunu (Kanun Numarası : 2893 Kabul Tarihi : 22/9/1983 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih: 24/9/ 1983 Sayı : 18171 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt : 22 Sayfa : 599) Madde 7’den haberi var mı acaba? Olması gerekmez mi? Lâfın başına dönelim; madem İstanbullu “Rum” sanatçılar, Türk Kültür Bakanı’nın katılımıyla hem de Topkapı Sarayı’nda sergi açabiliyorlar… Yunan Kültür Bakanı Pavlos Geroulanos da Batı Trakya’lı, Rodos-İstanköy’lü Türk sanatçılarının Akropol’de açacağı resim, heykel, ebru ve tezhip sergisine ön ayak olduktan sonra Gümülcine ve İskeçe “seçilmiş” Müftüleriyle beraberce katılıp bir de konuşma yapabilir mi acaba? “Sıfır sorun” hep bizde olacak değil ya, biraz da onlarda olsun.. Ha bu arada Topkapı Sarayı’ndaki serginin bir tek “salonuna” itirazım yok.. Sergi; Saray’ın “Has Ahırlar”ında açılmış… 26 Mayıs 2011 57’NCİ ALAY HER YERDE HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ mumtazbay@hotmail.com
Bir yanıt yazın