Eğitimli göçmenlerin ülkemizi terk etmesini anlayamıyorum

Federal Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, “Almanya’nın kendi yetiştirdiği eğitimli insanları kaybederken, dünyanın farklı ülkelerinde yetişmiş insan çekmesi mümkün değil” dedi. Fischer, Cem Özdemir’in başbakanlığı için ise daha erken olduğunu söylemekle yetindi.

Federal Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, “Almanya'nın kendi yetiştirdiği eğitimli insanları kaybederken, dünyanın farklı ülkelerinde yetişmiş insan çekmesi mümkün değil” dedi. Fischer, Cem Özdemir'in başbakanlığı için ise daha erken olduğunu söylemekle yetindi. - k fischer

Federal Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Almanya’da yetişen ikinci ve üçüncü nesil Türkler arasında çok sayıda kalifiye eleman ve akademisyenin varlığına dikkat çekerek, “Almanya’nın yetiştirdiği bu insanlara ülkeden nefret ettirerek terk etmelerine sebep olması bana acı veriyor.” dedi.

Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’nin Joschka Fischer başkanlığında görevlendirdiği uzmanlar heyeti tarafından hazırlanan “21. Yüzyıl Avrupa’sında Ortak Yaşam – Açık Toplum İçin Öneriler” konulu toplantı önceki gün Berlin’de yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Fischer, geri göçle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “En iyi yetişmiş kişilerin Almanya’yı terk etmelerine sebep olan dar yaklaşımı anlamıyorum. Almanya’nın kendi yetiştirdiği eğitimli insanları kaybederken, dünyanın farklı ülkelerinde yetişmiş insan çekmesi mümkün değil.”

Fischer, Almanya’daki aşırı sağcıların da kendisini fazla endişelendirmediğini, aşırı sağcıların her zaman olacağını, ancak aşırı sağcı ve ırkçı düşüncelerin toplumun orta kesimlerinde de ortaya çıkmasını çok büyük bir tehlike olarak gördüğünü kaydetti.

Oy toplamak amacıyla bazı partilerin ayrımcı söylemlerle vatandaşlar arasındaki korkuları körüklemesinin de kendisini endişelendirdiğini belirten Fischer, bazı yersiz endişeler yaratılarak vatandaşlar arasında yabancılar hakkındaki bazı ön yargıların artmasına neden olunduğunu ifade etti.

Almanya’da hala göçmen kökenlilere kucak açan bir anlayışın eksik olmasını da eleştiren Fischer, eşinin İran kökenli olduğunu ve Almanya’da sürgünde yaşayan İranlıların eşine “Sen bizdensin” dediğini, ancak Almanya’da doğup büyümüş olmasına rağmen Almanların eşine aynı ilgiyi göstermediğini söyledi.

“Herkese kucak açmanın bu ülkede ve diğer bazı ülkelerde hala sorun olduğunu düşünüyorum” diyen Fischer, ülkedeki demografik gelişmelerden dolayı yabancı işgücüne de kapıların açılması gerektiğini, bunun zor, ama yapılması gereken bir şey olduğunu, aksi takdirde gelecekte bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyeceklerini kaydetti.

Fischer ayrıca, Doğu Avrupa ülkelerinden kaçakçılığın arttığı şeklinde bir gerekçe ile Almanya sınırındaki gümrük kontrollerini yeniden düzenli bir şekilde uygulama kararı alan Danimarka’yı eleştirdi.

Toplantıda konuşan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland da, birçok Avrupa ülkesinde Müslümanların ayrımcılığa uğradığını belirterek, bu ülkelerde Müslümanların kendi aralarında yaşadığını, halbuki buradaki toplumlarla birarada ve iç içe yaşaması gerektiğini söyledi.

2013 yılında yapılacak federal seçimlerde Yeşiller Partisi’nden başbakan adaylığı için adı geçen Fischer, programı yöneten Dunya Hayali’nin sorusu üzerine ise Cem Özdemir’in başbakanlık adaylığı konusunda olumsuz görüş bildirdi. Fischer konuyla ilgili şöyle konuştu: “Başbakanlık adaylığı konusunda görüş bildirmek istemiyorum. Bu zamansız bir tartışma. Cem daha genç, ilerisi için yapmak istediği çok iş var.” konuşmasında Avrupa’da artan yabancı düşmanlığı ve milliyetçiliğe geri dönüşten şikayetçi olan Fischer, Avrupa’da “çoğulculuğun kalıcı olması ve hukukun egemenliğinin sağlanması için” daha güçlü bir siyasi iradenin gerekli olduğunun altını çizdi.

10 kişiden oluşan uzman heyetinde Türkiye adına Sabancı Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Prof. Ayşe Kadıoğlu yer aldı. En son dönem başkanlığının Türkiye’nin yaptığı Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkede artan hoşgörüsüzlük ve ayırımcılığın ele alındığı bir rapor hazırlayan heyet, sorunları tanımlandıktan sonra stratejik çözüm önerilerine de yer verdi.

Göçmenler ve mülteciler karşı tüm Avrupa’da popüler tutumlar olarak raporda şu tespitlere yer verildi: 1) Göçmenler suç olayların artmasına sebep oluyor. 2) Göçmenler ülkeye hastalıkların gelmesine sebep oluyor. 3) Göçmenler iş yerlerimizi elimizden alıyor. 4) Göçmenler işçi ücretlerinin gerilemesine sebep oluyor. 5) Göçmenler sosyal devleti istismar ediyor. 6) Göçmenler sanki her şey kendilerine aitmiş gibi davranıyor. 7) Göçmenler paralel toplum oluşturuyor. 8) Göçmen çocukları okullarımızın eğitim kalitesini düşürüyor. 9) Kadın göçmenler azınlık olarak yaşıyor ve Avrupa dışından gelen göçmenler genelde medeniyet açısından özelde ise kadın erkek eşitliği konusunda geri kalmış olarak değerlendiriliyor.

Bu görüşlerin Avrupa ülkelerinde hem kamusal hem de özel alanda sıklıkla tekrar edildiği belirtilen raporda: “Bunlar bir bütün olarak ele alındığında bu suçlamalar altında ahlaken ve maddeten acı çeken kalabalık bir insan grubuna karşı yaygın bir düşmanlığın göstergesini oluşturuyor.” değerlendirmesine yer verildi.

Raporun son bölümünde 59 maddelik stratejik ve somut tavsiyeler bölümü altında çözüm önerileri yer alıyor. Bu bölümün ilk maddesinde yer olan ilk cümle şu: “Yeni bir ülkeye yaşamak için giden insanlardan inanç, kültür ve kimliklerinden vazgeçmeleri beklenmemeli.”

SÜLEYMAN BAĞ, BERLİN
Zaman


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir