ABD’de Mavi Marmara davası

İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırısı sırasında hayatını kaybeden ABD-Türk vatandaşı Furkan Doğan ve filodaki diğer Amerikan vatandaşları ile ilgili olarak ABD’de dava açıldı.

Oğlu Furkan Doğan için ABD’de hukuk mücadelesi veren Ahmet Doğan’ın avukatlarıyla birlikte çalışan Anayasal Haklar Merkezi (Center for Constitutional Rights-CCR) adlı Amerikan kuruluşu, Furkan’ın öldürülmesi ve filodaki diğer Amerikan vatandaşlarına yapılan muamele konusunda talep ettikleri bilgileri vermedikleri gerekçesiyle, aralarında ABD Dışişleri, Adalet, İç Güvenlik ve Savunma Bakanlıklarının da olduğu bazı Amerikan hükümet kurumlarına New York mahkemesinde dava açtı.

Ahmet Doğan, oğlunun hakkını aramak ve ABD’deki Bilgi Edinme Yasası (FOIA) çerçevesinde Amerikan yönetiminden talep ettikleri bilgilerin takibini yapmak amacıyla avukatlarıyla birlikte ABD’de temaslarda bulunuyor.

Doğan’a ABD’deki hukuk sürecinde danışmanlık yapan CCR’ın avukatı Katherine Gallagher, Ulusal Basın Kulübü’nde düzenlenen basın toplantısında, Mavi Marmara olayında vatandaşı öldürülen ABD’nin, saldırının soruşturulması, tutuklanan Amerikalılara düzgün muamele yapıldığının tespiti ve İsrailce el konulan malzemelerinin ABD’ye geri verilmesinin sağlanması gibi konularda ne gibi adımlar attığını öğrenmek istediklerini anlattı.

Bunun için, 30 Haziran’da FOIA çerçevesinde, ABD Dışişleri, Savunma, Adalet ve İç Güvenlik Bakanlıkları, Sahil Güvenlik, Donanma, Merkez Komutanlığı ve Avrupa Komutanlığı olmak üzere toplam 8 ABD hükümet kurumundan bilgi istediklerini ve yasa gereği 20 gün içinde kendilerine yanıt verilmesi gerekmesine rağmen, 11 aydır hiçbirinden somut cevap gelmediğini dile getiren Gallagher, bu nedenle, FOIA çerçevesinde alamadıkları bilgiyi mahkeme yoluyla alabilmek için hukuki süreç başlatma kararı aldıklarını kaydetti. Gallagher, bu kapsamda sözkonusu 8 hükümet kurumuna New York mahkemesinde dava açtıklarını bildirdi.
Davanın ceza ve tazminat davası niteliği taşımadığını belirten Gallagher, dava süreci başladığı için artık hükümetin 30 gün içinde yanıt vermek zorunda olduğunu ve buna göre duruşmanın yapılabileceğini belirtti.

“MAVİ MARMARA İLE İLGİLİ ABD’DEKİ İLK DAVA”

Davanın, Mavi Marmara gemisine saldırıyla ilgili ABD’deki ilk dava olması ve konunun ilk kez federal yargıcın önüne gelmesi açısından önemli bir adım olduğunu söyleyen Gallagher, bir soru üzerine, “Gemidekilerin malzemelerine İsrail tarafından el koyulduktan sonra ABD ne gibi adımlar attı? ‘Bağımsız, inandırıcı ve şeffaf’ bir soruşturma için, Furkan öldürüldüğü sırada elinde bulunan kamerasındaki kayıtların neler olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor, dolayısıyla ABD hükümeti bu bilgiyi korumak için hangi adımları attı?” gibi sorulara yanıt aradıklarını anlattı.

Gallagher, İsrail’in el koyduğu malzemelerin yok edilip edilmediği ya da zarar verilip verilmediği hususlarının da ABD tarafından İsrail’e sürekli olarak sorulmuş olduğunu umduğunu sözlerine ekledi.

CCR’in girişimlerine destek veren Virginia Üniversitesi Uluslararası İnsan Hakları Hukuku Bölümünden Jessica Lee de, ulusal güvenlik gibi bazı istisnalar dışında, yönetimin yasa çerçevesinde talep edilen bilgileri vermek zorunda olduğuna dikkati çekerek, kendilerine cevap verilmemesiyle, yasanın ruhunun ve halkın güveninin ihlal edildiğini kaydetti. Lee, “Sözkonusu federal kurumların Bilgi Edinme Yasası’na göre yükümlülüklerini yerine getirmesinin sağlanması için mahkemenin yardımını istiyoruz. Hükümetin sorumluluklarını yerine getireceğini ve söz verdikleri gibi şeffaf olacaklarını umuyoruz” diye konuştu.

“NEDEN İNSAN HAKLARI RAPORUNDA FURKAN’A DEĞİNMEDİLER?”

Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan da, ABD’nin, olaydan sonra vatandaşı Furkan’a sahip çıkmadığını ve şu ana kadar soruşturma açmadığı gibi, ABD Dışişleri Bakanlığının yıllık insan hakları raporunda da bu konuya hiç değinilmediğini kaydederek, “Raporda, her ülkeyle ilgili bölümde, öldürülen Amerikan vatandaşlarının isimlerinin tek tek yer almasına rağmen, bu yılki raporun İsrail bölümünde, Mavi Marmara ile ilgili sadece bir cümle var ve Furkan’ın ismi bile geçmiyor. Bunun nedenlerini merak ediyorum. Bu durum ABD’nin tüm vatandaşlarına eşit muamele yapmadığı, gizli ayrımcılık yürüttüğünü açıkça göstermektedir. ABD için kendi vatandaşlarından önce İsrail’in çıkarları ön planda olabiliyor” diye konuştu.

ABD’yi oğlu için ikinci kez ziyaret eden Doğan, bu ziyaretinde ABD Dışişleri Bakanlığından randevu taleplerine yanıt alamadıklarını kaydetti. Ancak, Furkan’ın doğduğu New York eyaletini temsil eden Kongre üyelerinden Paul Tonko ile görüştüklerini bildiren Doğan, “Tonko bizimle özellikle görüşmek istedi ve bizden son gelişmelerle ilgili bilgi aldı. İnsan Hakları Raporunda Furkan’ın adının geçmemesinden çok rahatsız oldu. Bir grup oluşturarak Kongre’de hem bu konuyla ilgili hem de Furkan’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma açılması noktasında harekete geçeceklerini söylediler” diye konuştu. Doğan, süreci takip etmek için ABD’ye önümüzdeki dönemlerde gelmeye devam edeceğini de kaydetti.

Mavi Marmara gemisinin de aralarında bulunduğu filoda yer alanlardan biri olan eski Amerikan ordu mensubu ve eski diplomat Ann Wright da, Furkan’ın ölümünün soruşturulması için Dışişleri Bakanlığına çok sayıda mektup yazdığını, ancak bunların hiçbirine cevap verilmediğini belirterek, “Bakanlıkta 16 yıl çalıştım ve bu tür mektuplara yanıt verilmesi, vatandaşlara karşı sorumluluk açısından çok önemsenirdi. ABD’deki diplomasi standartlarının, yeterlik düzeyinin bu denli düşmesinden çok endişeliyim, bu inanılmaz” dedi.

Wright, bilgi alamamanın Amerikan yönetiminin İsrail ile görüşmelerini açıklamak istemediği ve kasıtlı olarak sakladığı anlamına geldiği görüşünü dile getirdi.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir