ERDOĞAN’DA DARALIYOR
1945’lerden bu yana gelişen ABD işbirlikçisi bürokratik oligarşi; hakim ulusal burjuvazi ve devletçiliği destekleyen Kemalist ideolojinin tasfiyesinde son darbeye hazırlanıyor.
Nihayet Türkiye neoliberal sömürgeci girişimin Ortadoğu’daki planları hedefinde ulusal birliği bozmanın üzerinden ulusal devletini yıkmanın arefesindedir!
Çünkü neoliberal dünyada Türkiye’nin yerini bir yanda ılımlı islam projesinde cemaat oligarşisi,diğer yanda Doğu’nun aşiret düzeni ve toprak ağalarıyla oluşturduğu feodalitesi ve cılızlaştırılmış ulusal burjuvazisiyle -kolay lokma;gerici liberalizm belirliyor!
Bu suretle Türkiye karşılıklı bağımlılıkta değil fakat ekonomik bağımsızlığı ardından siyasal bağımsızlığı da yitirmiş bir manzara sergiliyor…
*
ABD ile kurulan ilişkilerde Başbakan Erdoğan’la Türkiye’ye dayatılan “kazan kazan” politikası -elbette, Con Ahmet’in devr-î daim makinası mevcut olmadığı için mütemadiyen Türkiye’ye zarar yazıyor!
Bu kaygı hafta içinde önce ABD Genelkurmay İkinci Başkanı Org.James Cartwright ardından Büyükelçi Ricciardone ile bölgesel güvenlik ve PKK terör örgütüyle ilgili olduğu açıklanan görüşmelere de siniyor.
*
İsrail’de, Filistin’in HAMAS ve El Fetih örgütünün uzlaşması ardından 1948’de yüzbinlerce Arap’ın kovularak kutsal topraklarda devletini kurmasının 63.yıldönümünde; Batı Şeria ve Ramallah’tan Filistinliler ile Mısır’dan,Ürdün’den Lübnan ve Suriye’den binlerce Filistinli göçmen eski topraklarına dönmek için sınırı aşmaya çalışmış ve gösteriler gerginlik yaratmıştır.
İsrail bu etkinliklerde İran’ı provakasyon yapmakla ve Suriyeli İslamcı örgütleri sorumlu tutuyor…
*
Çünkü Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgede halk ayaklanmalarına yön vererek Sünni mezhebe dayalı ılımlı islam hattı oluşturulurken,
İran’a uygulanan BM ekonomik ve siyasi yaptırımlardan daha etkilisi olarak,yaptırımların siyasi rejimlerine müdahale edilen bölge ülkeleri ve komşular işbirliğiyle etkili olacağı hesaplanmıştır.
O nedenle İran’ın da islamcı örgütleri İsrail’e karşı kullanabilirliliği düşünülüyor.
Suriye’de ki islamcı örgütlerin protesto hareketlerinde giderek ortam gerilirken, kontrolden çıkan İslami örgütler güclerini sınır dışında gösterebiliyor ve İran’dan gelebilecek provakasyonlara da açık bulunuyor!
*
Suriye’de İslam Örgütlerinin ayaklanmasında bir türlü başarının gelmemesi korkutuyor.
Şimdilerde İsrail, Esad rejiminin kendileriyle yürüttüğü Filistinli göçmenlerin topraklarına dönmesi ve Golan Tepelerinin Suriye’ye iade edilmesi konularında Suriyeli İslamcı örgütlerin sorun yaratabileceklerinden endişeleniyor..
Giderek İsrail’in endişelerini Suriye’nin HAMAS ve Lübnan’da Hizbullah örgütleriyle yakınlığı yanında Kürt varlığı da pekiştiriyor!
*
Ortadoğu’da halk hareketleri islam ülkelerini istikrarsızlığın pençesinde ekonomik ve siyasal anlamda ABD’ye muhtaç hale getiriyor ve o ülkelerde vebalin İran’a yükleneceği günler yaklaşıyor!
Ne ki ABD ve İsrail bölgede kurguladıkları istikrarın giderek Suriye’de rencide olmasından ve bunun sonuçlarından çekiniyor.
*
Bu noktada Başbakan Erdoğan-ki, isteği bir İslam devleti olarak Osmanlı’yı yeniden canlandırmak ve başkanlık sistemine dayalı teokratik bir cumhuriyet kurmaktır – o nedenle, İslam uğruna Türkiye’de federal oluşumu mübah görüyor!
Fakat şimdi İsrail lehine çok aktif olan Türkiye Kürt Hareketinin Suriye’de çıkmaza giren islami örgütlerin ayaklanmasını etkilemesinin önüne geçmek üzere Kürtlerin 12 Haziran seçimine katılımını,etkinliğini ve başarısını dizginlemeye çalışarak,onları Türkiye’ye odaklıyor.
Ya da PKK yerine Hizbullah’ı ve Kürt-İslam teorisini hakim kılmaya çalışıyor!
*
ABD Genelkurmay İkinci Başkanı Org. James Cartwright ile Büyükelçi Ricciardone görüşmeleri bu temadadır.
Ne ki,öncelikle Başbakan Erdoğan’ın Eşbaşkanlığından transfer ettiği ileri demokrasi adabıyla-işte, ulusal birlik bozulmuş ve ulusal devlet çökmeye ramak kalmıştır.
12 Haziran seçiminin Türkiye’de Kürt Statüsünün etkin aktörü olmak isteyen ve Erdoğan’ın uygulamaları ve uluslararası toplumun ilgisi ve aldığı halk desteğiyle ikinci bir otorite oluşturan Kürt Hareketinin önünü açması gerekse de;
ABD nin her daim Kürtlerin arkasını sıvazladığı gerçeğiyle -artık o hareketin Recep Tayyip Erdoğan ile -asla,barışı teminen bir arada olmasına imkan bulunmuyor.
*
Başbakan Erdoğan;herşeyi daraltıyor!