Behiç KILIÇ
Araştırmacı Yazar Sinan Sungur ilginç bir değerlendirme yaptı.. Bu değerlendirme Türkiye üzerindeki sarmala işaret ediyor..
Sungur şöyle diyor..
“Yahudi kökenli işadamı İshak Alaton’un, BDP destekli bağımsız milletvekili adayı Leyla Zana ile birlikte konuşmacı olarak katıldığı Bilgi Üniversitesi’nin ‘Barışı Kurmak’ konferansında, ‘Kürtlerin Türkiye’den ayrılmak isteyip istemediklerini belirlemek için geniş kapsamlı sosyal araştırmalar yapılmasını’ önererek Kanada, İskoçya ve İngiltere’yi örnek verip bir nevi referandum çağrısı yapması, hatta, ‘Ulusal bir uzlaşmayla’ Abdullah Öcalan’ın cezasının ev hapsine dönüştürülmesini” istemesi dikkat çekti. Zira bunlar, PKK ve BDP’nin de talepleriydi.
Yahudi kökenli işadamı Cem Boyner’in, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında (22.03.2011) yaptığı ve “İnsanların özgürlüğü ve onuru ülkenin bölünmesinden daha önemlidir” ifadesinin yer aldığı konuşması sonrasında, toplantıda bulunan İshak Alaton’un yerinden kalkıp Cem Boyner’i alnından öpmesi görüntülerini de hatırlayalım.
Yahudilerin ayrılıkçı Kürtlere olan ilgisi yeni değil. Güneydoğu Anadolu’da ve Kuzey Irak’ta Kürtçe konuşan Yahudi asıllı aşiretlerin varlığı biliniyor. Barzani aşireti bunlardan biridir. Bugün İsrail’de 300 bin civarında Kürtçe konuşan Yahudi’nin bulunduğu da bir gerçek.
***
Irak’ın işgalinin akabinde, kuzeyde Federal Kürt Devletinin kurulmasını sağlayan İsrail, 1984 yılı itibarıyla PKK terör örgütüne de en büyük desteği sağlayan güçlerden biridir. PKK-İsrail ilişkilerinin tesisini sağlayan ve Türkiye’de de PKK hesabına faaliyetlerde bulunduğu bilinen Yahudi-Kürt kökenli Davut Bağıstani, 2009 yılından beri Erbil’in Enqewa semtinde kurduğu İsrail-Kürt Enstitüsü’nün başkanlığını yapmakta ve ayrıca “İsrael-Kurd” isimli Kürtçe bir dergi çıkarmaktadır.Yahudi-Kürt işbirliğinin önemine vurgu yapılan dergide, PKK propagandası da yapılmaktadır.
PKK yandaşı Davut Bağıstani’nin, İsrail devletinin kuruluşunun 60. yıldönümü münasebetiyle, 2008 yılında İsrail’de düzenlenen törenlere resmi davetli olarak katıldığı ve gitmeden önce Irak’ta görüştüğü PKK/KCK Başkanı Murat Karayılan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e hitaben yazdığı bir mektubu da beraberinde götürerek, ziyaret ettiği Şimon Peres’e elden teslim ettiğini bir söyleşide bizzat kendisi itiraf etmiştir. Yahudilerin elinin ta kuruluşundan beri PKK’nın içinde olduğu kanıtlıdır artık.
DEP eski milletvekili (halen BDP destekli bağımsız milletvekili adayı) Leyla Zana’nın İshak Alaton’la buluşması ve kucaklaşması normal karşılanabilir. Buna bir itirazım yok. İtirazım, İshak Alaton ile Leyla Zana’nın “Kürtlerin ayrılma isteklerinin referanduma sunulması ve A.Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılıp ev hapsine alınması” yönünde dillendirdikleri ortak görüşlerinedir.
Son verilere göre, İsrail nüfusunun % 74.6’sı Yahudi, % 23.6’sı da Arap’tır. Acaba, Yahudi olan İshak Alaton İsrail’e gidip, oradaki Araplar için “İsrail’den ayrılıp ayrılmama konusunda referandum yapılmasını” isteme cesaretini gösterebilir mi? Yahut “Cezaevindeki bir HAMAS liderinin ev hapsine alınmasını” önerebilir mi? Diğer yandan, Cem Boyner de İsrail’de, “İnsanın özgürlüğü İsrail’in bölünmesinden daha önemlidir” diyebilir mi acaba?.. Gerçekten merak ediyorum.
***
Kürt kardeşlerimizin, İsrail’in veya Yahudilerin, PKK ve güdümündeki oluşumlara olan ilgisinin nedenini iyi tahlil etmeleri gerekir.
YENİÇAĞ – 10 Mayıs 2011
Bir yanıt yazın