Kıbrıs’tan İngiltere’ye, gerek mecburiyetten, gerekse politik ve ekonomik sebeplerden dolayı göç dalgası I.Dünya savaşından sonra başlamış. Kıbrıs Türkü daha çok II.Dünya savaşından sonra bu maceraya atılmış. EOKA’nın kuruluşundan sonra bu göç dalgası daha da hızlanmış. O yıllarda herkesin farklı bir sebebi ve hikayesi varmış. Esas sebep her nekadar da ekonomik ve can güvenliği olsada, sevdiği kızı alamayınca memlekete kızıp kaçanlar bile olmuş. Binbir zorluk ve cefa içinde tamamen yabancı bir ülkeye alışmaya çalışıp, kuruş kuruş biriktirip, birkaç yıla kadar geri memleketine dönme planları yapan, fakat o birkaç yıl hiçbir zaman bitmeyen, birkaç yıla kadar terk etmeyi düşündüğü ülkede şu an torun çocuklarını büyüten, ömrünü Kıbrıs’dan ayrı geçiren fakat gerçek Kıbrıslılar olarak hep guru duyan, o nesil artık yavaş yavaş tükeniyor. O ak saçlı amcalarımızı teyzelerimizi artık Londra sokaklarında göremezsiniz. O nesil artık yok. Yerlerini, çoğunluğu 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye’den gelen soydaşlarımıza bırakmışlar. Geliş sebepleri, yaşam şekilleri farklı da olsa, o yaban ellerde yaşlanma sırası artık onlarda. Sanki bir bayrak teslimi gibi. Umalım ki bir daha böyle büyük göçlere sebep verecek olaylar ve şartlar gelişmesin.