ABD VE İSRAİL’İN BÜYÜK TEMİZLİĞİ
Yolsuzluklar,işşizlik,yoksulluk ve devlet baskısını protesto etmek üzere internetin sosyal ağlarında gelişip sokağa çıkan bir kısım Tunuslunun başlattığı hareket 23 yıllık o iktidarı yıkarken Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun islam ülkelerinde genişliyor ve radikal bir değişime sonuç veriyor.
Başkan Obama,Washington’da bir törende Usame Bin Ladin’in öldürülmesiyle dünyanın daha güvenli olduğunu açıklıyor.
Değişim yolunda son haber 4 Mayıs’ta Kahire’den geliyor;El Fetih ve HAMAS temsilcileri Mısır arabulucuğunda Filistin birliği için uzlaşıyor…
*
Sovyet tarzı merkezi planlamacı devlet ekonomisi ve kapitalizmin kontrolsüz serbest piyasa ekonomisi yılları üzerinden çok zaman geçmiştir.
Bugün bilgi ve sermaye gücü vasıtasıyla mal ve hizmetler sadece ulusal sınırlar içinde değil ülkeler arasında doğrudan ve portföy yatırımları ile kredi ilişkileri çerçevesinde serbestçe dolaşıyor.
Ulusların ekonomilerinde faiz hadleri,kambiyo mevzuatı, ödemeler dengesi,döviz kurları gibi unsurlar,borsalarındaki hisse senetleri ve tahvil enstrümanlarının değeri ve eğilimleri başka ülkelerde de ilgi ve hassasiyetle izleniyor.
*
O nedenle farklı coğrafyalarıyla dünyaya her zamandan daha çok barış ve istikrar gerekmektedir.
Nitekim sorunlar sadece askeri değil yeniden yapılanma,yetki devri gibi insan odaklı yöntemlerle de çözülerek
küresel piyasalar gelişiyor.
*
Batı, İslam coğrafyasının iktisat görüşünün kendine mahsus inanç,ibadet,ahlak,hukuk,sosyal hayat ve dünya görüşünden bağımsız olmayacağını bilmektedir.
İslamın küreselleşmeye entegrasyonu için mülkiyet anlayışı,teşebbüs hakkı, emek ve kazanç ,sermaye ,faiz gibi unsurlara dair algısında ortak bir uzlaşmayı sağlayabilmek üzere Medeniyetler İttifakı Projesiyle islamı dünyevileştiriyor!
O yüzden Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde halk ayaklanmalarıyla ABD eskisi laik ve otoriter idareler yerine yeraltından çıkarılmasına göz yumulan Müslüman Kardeşler örgütü beslemelerinin, ülkelerinde ılımlı İslam siyasetini cari kılmalarına yol veriliyor.
Bu suretle islami piyasalarda bilgi ve sermaye gücü vasıtasıyla mal ve hizmetlerin dolaşımı önünde hiçbir riskin bulunmadığı yeni bir dönem başlıyor!
*
Bu sırada Filistin barış görüşmelerini kesmek tehditinde bulunan İsrail’e karşı El Fetih ve HAMAS temsilcilerinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması ve ulusal birlik hükümetinin kurulmasını öngören uzlaşı anlaşmasını imzalaması dikkat çekiyor.
Anlaşmaya İsrail’in protestosu timsahın gözyaşları misalidir-güya,HAMAS gümrük hasılatlarını Filistin’e aktararak kuracağı hakimiyetle Batı Şeria’yı da Gazze Şeridi gibi denetleyecek ve İsrail’in yokedilmesinde güçlenecektir!
*
Halbuki 11 Eylül 2001’de islami cihad saldırısı ardından küresel tehdit oluşturan terör örgütlerine karşı geliştirilen denetim,kontrol,gözetmek,dikkat etmek,gözünü ayırmamaya yönelik bilumum yüksek teknolojiye dayalı güvenlik yöntemleriyle El-Kaide ve benzeri terör örgütleri minimize edilmiş bulunuyor.
Müslüman Kardeşler Örgütünün, Lübnan’da Hizbullah’ın,Filistin’de HAMAS’ın ve diğerlerinin de radikalizmi korkutmuyor!
Usame Bin Ladin’in öldürülmesi ardından Başkan Obama dünyanın daha güvenli olduğuna dair açıklaması bu anlama geliyor.
*
O nedenle bir zaman serbest piyasaları -elbette,İsrail’i de korkutan -şimdilerde, ılımlı islama adapte edilen radikal islam örgütlerine bugün sorumluluk veriliyor.
Sorumluluk o ülkelerde demokrasinin standartları yükseltilmesi ve ekonominin kalkınmasına yöneliktir-ki,bu suretle hak ve özgürlüklerin ileri gitmesi planlanıyor.
Ekonomi ileri gittikçe,demokratik standartlar yükseldikçe,hak ve özgürlükler genişledikçe yoksulluğun, sömürünün ve terörün biteceği düşünülüyor.
Müslüman Kardeşler,HAMAS,Hizbullah gibi örgütleri hatta Afganistan’da Taliban’ı-artık,bu misyon bekliyor.
*
Geride 1979 İslam Devrimi ve küresel islami cihad felsefesinden gelen ve küresel bir terör devleti olduğu iddia edilen İran kalıyor.
Nükleer teknolojiye sahip olması halinde İran’ın hem ideolojik hem siyasi olarak İsrail ve ABD çıkarlarını ya da küresel piyasaları dengeleyeceği öngörülüyor.
İran’ı nükleer teknolojiden vazgeçirmek için yürütülen BM ekonomik ve siyasi yaptırımlarından daha etkilisi,yaptırımların ancak bölge ülkeleri ve komşular işbirliğiyle etkili olacağı varsayımıyla -işte,yukarıdaki gelişimlerle bölge ülkelerinin siyasi rejimlerine müdahale edilerek yapılıyor.
Büyük Ortadoğu projesi çerçevesinde bölgede halk ayaklanmalarına yön vererek Sünni mezhebe dayalı ılımlı İslam hattı oluşturuluyor.
*
Bu suretle islam coğrafyasında İran giderek bir başına kalıyor.
Türkiye ise Ortadoğu politikasında ılımlı islamcılığa lider olmak yanında İran’ın ürettiği gerginlikleri bizzat üzerinde toplamak bu suretle İsrail-İran gerginliğinin absorbanı olmak amacıyla kullanılmaktadır.
Türkiye İran’ın İsrail’e oluşturacağı gerginliklerde gerilimi düşürmek için devreye giriyor ve İsrail’e karşı yapay bir gerginlik yaratarak;İran’ı gölgeliyor ve ortamı sakinleştiriyor.
El Fetih ve HAMAS anlaşmasında Mısır arabulucudur fakat bu misyonuyla Türkiye; İsrail-İslam toplumları ve İran arasında gerçek arabulucuk misyonunu sürdürüyor..
Bir yanıt yazın