KÜRT KARDEŞİN SORUNU

 

KÜRT KARDEŞİN SORUNU
AKP iktidarı her köşe başında kurdurduğu sivil toplum örgütleri ve medya işbirliğiyle geniş bir kitlede,Türkiye’nin ruhu Atatürkçü ideolojinin merkezcil,seçkinci ve otoriter olduğu ajitasyonunu  yaymayı ve ikna etmeyi başarmış bulunuyor.
Bu  ideolojiyi içine sindirmiş Cumhuriyetin yargısını,askerini ve kurumlarını dönüştürme ve yeni nesilleri yetiştirme sürecinde de,
Türkiye’nin  yeni derin devleti Gülen-CIA-MOSSAD ittifakının; AKP,yeniCHP,BDP’den belirlediği seçilmişler ve  atanmış sivil-asker bürokrasiden seçtikleri oluşturuyor.  
Yeni derin devlet,Kürt Sorunu’na  bir insan hakları ve demokratikleşme sorunu olarak bakmak,tartışmak ve çözüm geliştirmeyi öngörüyor…

*
Buna göre PKK; Kürt sorununun  sadece bir türevidir-eğer, Kürt sorunu demokratik bir çözüme ulaşmazsa PKK’nın arkasının kesilmesi olanaklı görülmüyor.
O nedenle Kürt sorununun çözümünde ilk işin;tarihsel sürec içinde ele alınması ve PKK nın çıkış sebeplerinin anlaşılması olduğu vurgulanıyor…
*
Çözüm tartışmalarında  Kürtlerin temsili  konusunda henüz belirsizlik olmasına rağmen,İmralı’da Abdullah Öcalan devletle  yoğun görüşmelerde bulunduğunu,
“Bu görüşmeler burayla yapılıyor, burası bir önderlik kurumudur. Bunun gereklerini yapıyorum. Ben bu görüşmeleri önderlik kurumu adına yapıyorum. Burada benim şahsım önemli değil, önemli olan önderlik kurumudur. Burası bir önderlik kurumudur. Burayla yapılan görüşmeler de bu kapsamda yapılıyor. Bunun bu şekilde anlaşılması gerekiyor. Ben önderlik olarak sorunlar için ön açıcı oluyorum. Görüşmeye gelenler de benim bu önderlik konumumu bildikleri için gelip benimle görüşüyorlar”ifadesiyle açıklıyor.

*
O açıklamalardan görüşmelerin belirli bir tarihi süreci kapsadığı  ve ortak vatan üzerinde  Kürt statüsünün anayasal,ulusal ve siyasi  temsil ve haklarının konuşulduğu anlaşılıyor.
Öcalan, “Demokratik çözüm için devletin takınacağı tutum, önümüzdeki bir kaç görüşmede netleşebilir” ifadesiyle  iyimserliğini beyan ediyor-ki, iyimserlik -elbette, yeni devletin derininin Kürt sorunu çözümünün bir insan hakları ve demokratikleşme sorunu olduğu konseptinden pekişiyor!

*
Ne ki Öcalan, bir adım sonra çözüm için muhatap bulamadıklarını,askeri ve siyasi operasyonlarla tasfiyenin derinleştirildiğini  ifade ediyor.
Derin devletle görüştüğü demokratik anayasal çözüme,çözüm noktasında bulunan AKP hükümetinin yanaşmadığından şikayetçidir-öyleki; “bir tasfiye politikası devrede,benim üzerimden bir oyalama geliştiriliyor,olunabilir”derken, iyimserliğinden eser  kalmıyor!
“Seçimden sonra hükümet fark etmez.Demokratik anayasal çözüm gelişmezse kendiliğinden topyekün savaş dönemi başlar”tehditinde bulunuyor…

*
Gerçekten Başbakan Erdoğan’ın  ağzında yeni, “Kürt Sorunu yoktur,Kürt kardeşimin sorunu vardır” söylemi, derin devletin bu güne getirdiği “Kürt sorununun bir insan hakları ve demokratikleşme sorunu” olduğu konseptine uymaz görünüyor.
Erdoğan’ın söylemi Kürt tarafında “Kürt sorununu çözmeyen başbakanın kendisi çözülür” tepkisiyle karşılanıyor…
*
Belli ki 12 Haziran seçimine doğru AKP ve BDP sahada oy peşinde, propagandadadırlar!
AKP bir yanda  iktidarı boyunca törpülediği ulusalcı ve milliyetçi  duygulara şirin gözükmenin peşindeyken, yoksulluk içinde “kürt kardeşe” aş ve işin adresi olarak kendini gösteriyor.
35 bağımsız milletvekili kazanmak hedefinde  BDP; sevgisiz ortam,yoksulluk,haksızlıklardan kaçış,dışlanma duygusu,şiddetin tek çare olduğu inancı,aidiyet duygusu etnik propagandasıyla siyasi tabanını  her dem tazelemektedir.
Alan da,veren de memnundur!
*
O halde yeni derin devletin siyasal partilerin seçim bildirgelerinde içselleştirdiği,en geniş mutabakatla ve demokratik yöntemlerle hazırlanacağı bildirilen  ve toplumun bütün kesimlerinin sahipleneceği çoğulcu ve özgürlükçü yeni Anayasa için;AKP’nin dışında rollere ihtiyacı bulunuyor!

*
YeniCHP seçim bildirgesinde anayasanın özgürlükleri güvence altına alan eşitlikçi,çoğulcu ve anayasal yurttaşlık ilkesinde  hazırlanacağını paylaşmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu’da toplumsal barışı sağlamak üzere Kürt vatandaşların kimlikleri önündeki engellerin kaldırılacağı,
Uluslararası standartlarda Hakikatleri Araştırma Komisyonunun,Türkiye Devletinin PKK bölücü terör örgütü ile  mücadelesinde faili meçhullerin aydınlatılacağı,1938 Dersim arşivlerinin açılacağı,geçmişin acı ve travmalarının bedelinin ödetileceğini kaydediyor.
Bu perspektifte yeni CHP’nin görevinin Kürt sorununun çözümünde  tarihi süreci aydınlatmak ve onaylamak olduğu anlaşılıyor.
*
Çünkü yeni derin devlet Türkiye’nin yeni beyni,yeni kanıdır -fakat, Türkiye’yi Atatürkçü ruh’u  yaşatıyor.
Atatürkçü kadrolarını tasfiye eden yeni CHP’ye  rağmen  Kürt sorununun çözümünde   milyonlarca Atatürk ruhu paylaşımcısı seçmen Türkiye’nin ulusal ve üniter devlet yapısının ve bölünmez bütünlüğünün koruyucusu olmayı sürdürüyor,diyeceğim-ama, yetiştirilen yeni nesil farklı geliyor!
 
*
İlaveten  başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sermaye piyasaları ulusal sınırların ötesine akabilmenin mekanizmaları içindedir.
Endüstri ve enformasyon teknolojileri her geçen gün daha çok küreselleşiyor.
Bireysel tüketiciler de yönelimlerinde yeni ufuklara açılıyor…
 
*
Doğrusu,Kürt kardeşlerin  tıpkı Türkiye’nin Bağımsızlık Savaşında olduğu gibi ulus,üniter devlet ve bölünmez bütünlük için Türk kardeşleriyle  elele hem-dert olması gerekiyor…

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir