Doç. Dr. Mehmet Seyfettin EROL (ASAM Genel Koordinatörü)
Özbekistan Devlet Başkanı İslam Karimov, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun davetlisi olarak Çin’de. Çok yönlü ve dengeye dayalı aktif dış politika anlayışı bağlamında küresel-bölgesel başkentlere resmi ziyaretler gerçekleştiren Kerimov’un 2011 itibarıyla ilk önemli adresi hatırlanacağı üzere Brüksel idi. Ardından Tokyo’yu da ziyaret eden Kerimov’un bölgesel-ikili ilişkileri esas alan Pekin ziyareti de açıkçası bu yüzden hiç de şaşırtıcı olmadı.
Dolayısıyla Kerimov bu ziyareti ile Doğu-Batı arasında dengeye dayalı bir siyaset izleneceği konusunda Taşkent’in kararlılığını bir kez daha ortaya koymuş durumda. Bir diğer ifadeyle, Avrasya bazlı küresel güç mücadelesinde bölgenin kalpgahı (heartland) konumunda bulunan Özbekistan, “aktif tarafsız” bir devlet olduğunu bu iki günlük (19-20 Nisan) ziyaret ile de facto bir şekilde ortaya koymuş vaziyette.
Söz konusu ziyaret, bir diğer yönüyle de Devlet Başkanı İslam Kerimov’un Taşkent-Pekin arasında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen ve bu kapsamda iki devlet arasındaki ilişkilerin çerçevesini-yol haritasını belirleyen 2005 ve Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun Haziran 2010’da Özbekistan’a gerçekleştirdiği resmi ziyaretleri de pekiştirici bir nitelik taşıyor.
Nitekim son ziyarette ortaya çıkan tablo, Çin’in Özbekistan açısından sadece Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) bağlamında bir ortağı olmadığını fazlasıyla teyit etmiş durumda. Mevcut rakamlar Çin’i Özbekistan’ın iktisadi ve ticari ilişkilerde neredeyse bir numaralı ortağı olduğunu gösteriyor.
Daha somut bir şekilde ifade etmek gerekirse Pekin, Çin sermayeli 347 ortak firmanın faaliyet gösterdiği Özbekistan’da yatırımlar bazında Özbekistan’da bir numara iken, bu ülkenin dış ticaret hacminde ikinci sırada yer alıyor.
Dolayısıyla ziyarete damgasını vuran çok sayıda sözleşme de esası itibarıyla iki ülke arasında var olan dostluk-ortaklığı, iktisadi-ticari ilişkiler zemininde daha da kuvvetlendirmeyi hedefliyor gözüküyor. Enerjiden tekstile, tarımdan bilgi teknolojilerine kadar uzanan geniş bir işbirliği ağı, buna ilave yeni anlaşmalar ve 2011 sonu itibarıyla 3 milyar dolar olarak gerçekleşmesi beklenen ticaret hacmi bu yeni sürecin önemli birer göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak ifade emek gerekirse, Devlet Başkanı İslam Kerimov’un bürokratlardan milletvekillerine ve işadamlarına kadar değişik kesimlerden çok sayıda kişiyle gerçekleştirdiği Çin çıkartması, bundan sonraki süreçte Taşkent-Pekin arasında var olan ikili ilişkilerin çok boyutlu bir şekilde hızlanarak devam edeceğini, sürece yeni bir ivme kazandıracağını göstermektedir. Ziyaret, aynı zamanda Avrasya coğrafyasında istikrar-refah ve barışın tesisi noktasında Özbekistan’ın güvenilir, güçlü bir aktör olduğunu da bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu sonuç, hiç kuşkusuz dış politikada de facto aktif tarafsız bir siyaseti öngören ve bunu uygulama noktasında kararlı bir tutum sergileyen Kerimov yönetiminin ve Özbek halkının bir başarısıdır.
Darısı Ankara-Taşkent hattının başına…
Bir yanıt yazın