USTA NE BUYURUYOR
Başbakan Erdoğan, ”Çıraklık,kalfalık ardından 12 Haziran’la ustalık dönemine başlıyoruz” deyince,
Kemal Kılıçdaroğlu,”Sevsinler senin ustalık dönemini, malı götürme dönemi” yanıtını veriyor!
O halde hiç değilse ilk dakikasında,Erdoğan’ın “Türkiye Hazır-Hedef 2023″ adlı 12 yıllık seçim beyannamesinin insana ve Kürt Sorununa bakışının anlaşılması gerekiyor.
*
Erdoğan,”Türkiye Hazır-Hedef 2023” adlı Beyannamenin “İleri Demokrasi” başlığında siyasetinin temel amacının insanın huzuru,mutluluğu ve refahı olduğunu bildiriyor.
Dünya Bankası yoksulluğu refah yoksunluğu,refah’ı ise bireylerin mallar üzerinde hakimiyetiyle ölçütlüyor-ki, kaynaklar üzerinde hakimiyet ne çok artarsa yoksulluk o denli azalmaktadır.
Ne ki 8.5 yıllık iktidarı ardında Erdoğan’ın beyannamesi insanın huzuru,mutluluğu ve refahı için yaptığı siyasetinin sonucu toplumsal değişimi; sosyal devlet ilkesinin giderek gözardı edildiği Türkiye’de yalnızca bir kalkınma sorunu ve üretim artışı olarak algılıyor!
O yüzden Türkiye;insani gelişme düzeyini sağlıklı ve uzun bir yaşam,bilgiye erişim ve iyi yaşam standardı olarak üç temelde ölçütleyen BM İnsani Gelişim Endeksinde 182 ülke içinde 79.dur.
Eh,yoksulluk bu olunca da Türkiye;rüşvet,zimmet,haraç gibi maddi içerikli yakını,sözü geçen kişiler ve siyasi temelli kayırmaları kapsayan dayanışma içerikli yolsuzlukları ve siyasi yozlaşmayı belirleyen Uluslararası Saydamlık Teşkilatının notuna göre de 163 ülke arasında 60.sıradadır!
“Usta” Erdoğan’ın seçim beyannamesinde insan odaklı siyaset iddiası daha ilk anında tökezliyor-üstelik, beyanname hiçbir yerinde ne sosyal devlete ne de bireyin gelişimine dair hüküm kapsamıyor!
*
Erdoğan’ın Seçim Beyannamesinde çağdaş,çoğulcu ve katılımcı demokrasilerde farklılıklar ve çeşitliliğin alanı olarak sivil toplum ön plandadır,farklı görüş ve taleplerin örgütlendiği, siyasal,ekonomik,sosyal ve kültürel hak arayışları savunuluyor.
Ne ki mesela,Türkiye’nin resmi sendikalaşma istatistikleri uluslararası alanda kabul görmese de sendikalaşma oranı ve sendikalı işçi sayısında son 8.5 yılda önemli düşüşler yaşanıyor.
Ya da Erdoğan iktidarı Sünni ulemanın bakış açısıyla hazırladığı ve Alevilerin asimilasyonuna hizmet eden Alevi raporu nedeniyle Alevi-Bektaşi Federasyonu ile çatışıyor.
Ya da Demokratik Özerk Kürdistan talebinde bölücü Kürt Hareketinin Kürdistan Halklar Konfederasyonu(KCK)
mensupları belediye başkanları,akademisyenler,yazarlar tutukludur-ki,kimi Haziran seçiminde milletvekili adayıdır!
*
KCK/Kürdistan Halkları Konfederasyonu Yurttaşlık Meclisleri denilen İl ve Belediye Meclisleri gibi organlara ve sayısız sivil toplum örgütüne biri yasa dışı olmak üzere iki kimlikle katılıyor.
Bu suretle KCK yurttaşlığı hizmetinde bulunulurken,tabandan yerel yönetimlerde gelişerek hukuk,yasama ve yürütmede etkin olmayı hedefliyor.
KCK; Kürt Hareketinin derinidir sonra yerin dibinden patlayan bir deprem gibi Türkiye’yi sarsmanın pratiğine hazırlanıyor…
Türkiye’yi tazminata mahkum etmek üzere -taa,38 Dersim olaylarından başlayarak faili meçhulleri araştırmak üzere Hakikatleri Araştırma ve Anayasa Komisyonunun kurulmasını,Anayasa’da Kürt Kimliğini, Kürtçe eğitimi ve yerel yönetimlerde adem-i merkeziyeti istiyorlar.
Aksi taktirde Türkiye’yi savaşla tehdit ediyor!
*
8.5 yıl boyunca Erdoğan Türkiye’nin 40 yıllık bölücü terörle mücadelesinde sorunun sadece terör ve güvenlik meselesi olarak algılandığı o nedenle yanlış yapıldığı kanaatindedir.
Sorunun farklı etnik kimliklerin ve inanç gruplarının birlik ve bütünlükte bir kardeşlik projesiyle çözüleceğini kabul ettirmiş bulunuyor.
Seçim Beyannamesinde AKP nin tabandan gelen en önemli demokratikleştirici siyasi güç olduğu iddiasında;Kürt meselesinin,kardeşliği pekiştirecek şekilde tamamen “özgürlükler ve demokrasi” zemininde çözüme kavuşturulacağı, yerel yönetimlerin güçlendirilerek yetkinin merkezden daha çok yerel yönetimlere aktarılacağını beyan ediyor!
*
Gerçekten, İl Özel İdareleri vasıtasıyla Köylerin Altyapılarının Destekleme Projesi, Belediyelerin Altyapılarının Desteklenme Projesi, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı altında Bölge Yatırım Ajansları,
8.5 yıldır Erdoğan iktidarının yandaş islami sermayeyi büyütmek uğruna yerel yönetimleri ne denli etkili ekonomik unsurlar haline getirdiğini gösteriyor.
Erdoğan bölgenin ekonomik kalkınmasında demokratikleşmeyle birlikte hak ve özgürlüklerinde-eğer,yandaşlaşılırsa, bu unsurlarla gelişeceğini savunuyor.
“Ekonomik kalkınmanın demokratikleşmeyle hak ve özgürlüklerle birlikte yürümesi gerektiğini çok iyi biliyoruz.Çünkü demokrasinin standartları yükseldikçe ekonomi kalkınır,ekonomi kalkındıkça hak ve özgürlükler ileri gider. Ekonomi ileri gittikçe,demokratik standartlar yükseldikçe,hak ve özgürlükler genişledikçe yoksulluk biter,sömürü biter,terör biter” diyor.
O nedenle Erdoğan’ın Seçim Bildirgesinde sadece özgürlükler ve demokrasi zemininde sağlanacağı ifadesiyle geçen Kürt Sorunu Çözümü-aslında, bu anlama geliyor!
*
Erdoğan Seçim Beyannamesiyle ne insana ne de Türkiye’nin en önemli Kürt Sorununa bir çözüm önermiyor.
Bölücü Kürt Hareketinin “savaş” tehditi ve Türk insanının “yoksulluk”tefrikası sürüyor.
Ne ki Erdoğan-elbette, yaşayan en büyük inşaat ustalarından biridir, -mesela, Mart 2010 da Türkiye’nin iç borcu 58 milyar doların yüzde 25 ini alan TOKİ, duble yollar benzeri müteahhitlik işleriyle AKP yandaşı islami sermayeye halkın trilyonlarını akıtmaya devamı,
Türkiye’nin dağına taşına hastaneler,yollar,köprüler,havaalanları,limanlar iki tanede yeni kent yapmayı-mahallemdeki çıkmaz sokağı da açmayı vaadediyor.
Alalıyor ve göz boyuyor…
Kılıçdaroğlu’nun,”Sevsinler senin ustalık dönemini, malı götürme dönemi” yanıtı doğru gibidir -fakat, Türkiye’yi kuşatan ustalar ve Kürt Sorununun oluşturduğu şüphede Kemal’in doğrulanması için de onun Seçim Beyannamesini görmek gerekiyor.
Bir yanıt yazın