Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, her geçen gün AB’nin Türkiye’ye daha çok, Türkiye’nin ise AB’ye daha az ihtiyaç duyduğunu, ancak yine de üyelik hedefini sürdürmeye kararlı olduklarını söyledi.
Çırağan Sarayı’nda düzenlenen Louis Vuitton’un Global Yöneticiler seminerine katılarak bir konuşma yapan Bağış, katılımcılara “İstanbul’a hoşgeldiniz” diyerek, buranın bitmek bilmeyen enerjisi ve ruhu ile 24 saat yaşayan, dinamizm dolu bir kent olduğunu anlattı.
Bakan Bağış, Türkiye’nin AB üyeliğinin bölgesel ya da yerel değil aksine küresel bir konu olduğunu, bu nedenle küresel boyutta düşünebilmeyi gerektirdiğini kaydetti. Günümüz dünyasının küreselleşme ile küçük bir köy haline geldiğini aktaran Bağış, dünyayı farklı bölge ve ülkelere ayıran sınırların artık haritalarda belirginliği giderek azalan çizgilere dönüştüğünü, eski dünyanın ayırıcı sınır ve çizgilerinin artık daha şeffaf hale geldiğini dile getirdi.
2008 yılındaki küresel mali krizin ardından dünyanın özel bir dönemden geçmekte olduğunu belirten Bağış, bu krizle kelebek etkisinin sadece fantastik bir metafor olmadığının görüldüğünü ifade etti. Bağış, dünyanın ekonomik mimarisinin değişmekte olduğunu ve kurumların da buna göre yeniden yapılandırıldığını, artık bu krizden alınan derslere ilişkin konuşma vaktinin geldiğini kaydetti.
Bakan Bağış, alınan derslerden ilkinin üç kutuplu ekonomik yapılanmanın tamamıyla değişmesi ve dünyanın ekonomik çekim alanının batıdan doğuya kayması olduğunu, bu çerçevede refahın da kaymakta olduğunu söyleyerek, Çin, Endonezya, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye’nin anahtar aktörler haline geldiğini aktardı.
Krizden alınan bir başka dersin de hiçbir ülke ya da ülke grubunun kendi başına başarıya ulaşamayacağının anlaşılması olduğunu belirten Bağış, herkesin büyük bir yapbozun parçaları olduğunu, yeni ekonomik düzende her ülkenin oynayacağı bir rol bulunduğunu bildirdi.
Türkiye’nin küresel krizde kendine özgü bir konumu bulunduğunu kaydeden Bağış, Türkiye olarak 2001 yılındaki krizden alınan derslerle yapısal reformlara gidildiğini, bu reformlar sayesinde küresel mali krizden etkilenmesine rağmen iyileşme dönemine daha çabuk girildiğini aktardı. Türk ekonomisinin 2010 yılında yüzde 8,9 oranında büyüdüğünü ve bunun AB ve OECD ülkeleri arasında en yüksek rakam olduğunu hatırlatan Bağış, Türkiye’nin geleceğine ilişkin de iyimser olduklarını kaydetti. Bağış, Türkiye’nin şu anda dünyada yatırım yapılabilecek en önemli bölgelerden biri olduğunu söyleyerek, yatırımcıları Türkiye’de yatırım yapmaya davet etti.
Bakan Bağış, Türkiye’nin, AB üyeliği konusunda bazı mantıksız muhalefet ve engellemelerle karşı karşıya kaldığını söyleyerek, bunların sebebinin Avrupalı politikacıların iç politika çıkarları nedeniyle ortaya çıktığını, Türkiye’nin katılımının yararlarını görebilecek uzak görüşlü Avrupalı politikacılara ihtiyaç olunduğunu kaydetti.
Egemen Bağış, “Her geçen gün AB Türkiye’ye daha çok, Türkiye ise AB’ye daha az ihtiyaç duyuyor” diyerek, bununla birlikte tam üyelik hedefini sürdürmeye kararlı olduklarını dile getirdi. Türkiye’nin AB’nin karşı karşıya kaldığı sorunların çözümünün bir parçası olduğunu söyleyen Bağış, Türkiye’nin AB üyeliğinin aslında bir “kazan-kazan” durumu olduğunu bildirdi.
AA