Doç. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Çok merak ediyorum, 24 Mart Tezkeresi tarihe nasıl geçecek?
1 Mart diyenler, onu yere göğe sığdıramayanlar, hatta “evet” deyip de tarihe kazara “hayırcı” olarak geçenler bundan sonra ne diyecekler?
Peki, 1 Mart’ta ABD’ye ciddi ciddi kafa tutanlar, bugün ne oldu da tıpış tıpış “evet” dediler?
1 Mart’tan 24 Mart’a ne değişti?
Afganistan için söz konusu gerekçeler Libya için ne kadar geçerli?
Ankara nasıl bir hesabın içinde? Ya da ona nasıl bir rol biçilmiş durumda?
Tüm bu gelişmeler iç ve dış politika açısından nasıl bir geleceğe işaret ediyor?
Evet, dün Afganistan, bugün Libya, peki ya yarın?
***
Aslında yarının cevabı bugün Libya, dün Afganistan ve pas geçilen Irak tezkerelerinde saklı…
İşin ucu bir yerlere fena dokunacak, bunun için kâhin olmaya gerek yok!
Ne de olsa gülme komşuna, gelir başına… Ya da verme akıl komşuna yoksa verirler o aklı sana!
Ortadoğu-Afrika’dan başlayan “dip dalga”, son günlerde sıfır sorunlu komşuluk politikamızın temelini oluşturan ülkeleri “gıdıklamakla” meşgul!
Halklar demokrasi ve özgürlük adına sokaklara dökülmüş, “ene” (ben) diyor!
Zavallı “ene”, kazandığını zannediyor! Zamanında Saddam’ın heykelini papuçlayan “eneler” gibi…
Şimdilerde bu “eneler” uzun bir süredir kafalarını bir yerlere vurmakta ve buldukları ilk fırsatta o pabuçları kendilerine özgürlük vaat eden liderin kafasına sallamaktalar.
İnanmıyorsanız sorun oğul Bush’a, o size anlatsın!
***
Arap liderlere gelince…
Bir kısmı “gülme krizinden” gidiyor, diğer bir kısmı ise direne direne…
Buna öz Türkçe’de kuyruğu dik tutmak diyorlar. Bu nasıl bir kuyruksa?
Ama Yanki’nin kuyruk muyruk dinlediği yok, üzerinden halk adına, halkla dümdüz geçiyor!
“Yallah Haci” diyerek…
BOP dedikleri bu olsa gerek!
Bir Yanki, bir Sarko…
Bir Berlisconi ve bir de el Turco…
***
Ama “BOP”ları karıştırmayın…
Bu BOP, “Osmanlılı” olan BOP değil!
Bakmayın siz haçlı gemilerinin ortasında yer alan hilalli gemilere.
Onlar sadece orada “balık tutanlara” göz kulak olmakla meşguller…
O yüzden sakın ola yanlış anlaşılmasın!
Neme lazım, yoksa NATO’lu dostlarımıza ayıp olur, Sam Amca’ya kelek olur!
Peki, ama o zaman 1 Mart’tan 24 Mart’a ne değişti? Köprünün altından hangi sular geçti?
Ve biz neden kafamıza o çuvalı yedik?