AB’den Türkiye’ye eleştiri yağmuru

Zeynep GÜRCANLI- Brüksel 27 Mart 2011
Türkiye, bir dönem uluslararası toplantılarda gerek demokrasi açısından, gerek izlediği dış politika açısından çok eleştirilirdi.

Son dönemde eleştirilerin yerini övgüler almıştı.

Ancak Brüksel’de, German Marshall Fund’un toplantısında, bu övgü rüzgarının tamamen sona ermese de de, değiştiği ortaya çıktı.

Toplantıya katılan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a, Ergenekon davasından, Kars’ta yıkım kararı alınan heykele, İsrail’le yaşanan gerilimden, Kıbrıs sorununa kadar çok sayıda eleştiri geldi.

Bağış’ın katıldığı toplantının başlığı “Türkiye’nin 0 sorun politikası ve AB” idi.

Toplantıda konuşmacı olarak Bağış dışında, Türk dostu Amerikalı eski Kongre üyesi Robert Wexler, Alman Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Polenz ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu genel müdürü Michael Leigh vardı.

En sert eleştiriler AB tarafından geldi. İşte Egemen Bağış’ın bugün katıldığı o zor toplantıda göğüslemek zorunda kaldığı eleştiriler ve verdiği yanıtlar;

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ, GAZETECİ TUTUKLAMALARI VE BASILMAMIŞ KİTABIN KOPYALARININ TOPLANMASI

Özellikle AB Komisyonundan Leigh bu konuları birkaç kez gündeme getirdi. Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmelerden, ifade özgürlüğü açısından endişe duyduğunu açık bir dille ifade etti. Egemen Bağış, buna karşılık olarak, son dönemdeki gelişmelerin bağımsız yargının aldığı kararlar çerçevesinde gerçekleştiğini hatırlatarak, “Cumhurbaşkanımızın da bu konularda endişesini dile getirmesi üzerine Savcı bir açıklama yaparak, tutuklananların gazetecilik mesleğini icra ettikleri için değil, terörist eylemlere karışmak suçundan haklarında işlem yapıldığını vurguladı. Ciddi deliller olduğunu söyledi. Bu delillerin açıklanmasını ve iddianameyi beklemeliyiz” mesajı verdi.

ERGENEKON DAVASI

AB Komisyonundan Leigh Ergenekon davasının endişe verici bir hal aldığını söyledi. Bağış ise bu konuya, “Bizzat sizin, AB komisyonu’nun yazdığı raporda, Ergenekon davasının Türkiye’de demokratikleşme ve şeffaflaşma açısından bir fırsat olduğu ifade ediliyor” yanıtını verdi. Bunun üzerine yeniden söz olan Leigh “ben pek öyle hatırlamıyorum. Ama gidip raporu bir kez daha kontrol edeceğim. Benim hatırladığım raporda, Ergenekon davasının eğer hukukun üstünlüğü prensibi çerçevesinde yürütülmesi halinde bir fırsat olduğu yazıyordu” dedi.

HEYKEL ELEŞTİRİSİ

Yine komisyondan Leigh, Türkiye’nin bir yandan “sıfır sorun” politikası güderken, diğer yandan Ermenistan ile barışı simgeleyen sınırdaki bir heykeli yıktırmaya kalkmasının çelişki olduğunu vurguladı. Bağış ise, “siz o heykeli gördünüz mü?” diye yanıtına başladı. Ardından da, “bölge halkı heykelin şekli, bölgesel mimariye uymaması nedeniyle bizzat o heykele karşı çıkıyor. Heykelin, simgelediği konu nedeniyle değil, mimari açıdan uygun olmadığından yıkılmasını istiyor bölge halkı. Yoksa, Türkiye’nin Ermenistan politikasında bir değişiklik yok” mesajı verdi.

BAĞIŞ “İSRAİL ASKERLERİ İNFAZ YAPTI” DEDİ, SALON KARIŞTI

Türkiye’nin İsrail’le son dönemde yaşadığı gerginlik konusunda hem panelistlerden, hem de salondan bazı eleştirel yorum ve sorular geldi. Bağış, özellikle Mavi Marmara olayına atıfta bulunarak, “Uluslararası sularda seyreden bir gemiye İsrail müdahale etti ve İsrail askerleri sivil Türk vatandaşlarını infaz etti” dedi. Bağış’ın “infaz” kelimesini kullanması üzerine bir anda salondan itiraz sesleri geldi. Nitekim sonradan söz alan Amerikalı Türk dostu eski milletvekili Wexler, “Türkiye’ye yaptığım son ziyarette üst düzey bir Türk yetkili, bana neden Mavi Marmara konusunda ABD tepki göstermedi, orada ölenler arasında bir de Amerikan vatandaşı vardı?” diye sordu. Ben de kendisine, Mavi Marmara olayının Türk-İsrail gerilim ilişkisi süresinde bir halkanın sadece parçası olduğunu söyledim. ABD’nin bundan rahatsızlık duyduğunu ifade ettim. Unutmayın, ateşle oynayan kendini yakar” diye konuştu. Wexler, “adil olmak gerekirse” diye devam ederek, şöyle konuştu;
“Türkiye’nin de Mavi Marmara olayına verdiği tepki son derece ölçülüydü. İnsanları ölmüş olmasından dolayı özür dilenmesini istedi. Bu, Türkçe’de “özür dilerim” anlamına gelen, İbranicede ise “üzgünüz” anlamına gelen bir kelime ile çözülebilecek bir sorun. Ben böyle düşünüyorum” dedi.

KIBRIS ELEŞTİRİSİ

Hem Michael Leigh, hem de Alman Parlamenter Polenz, Kıbrıs sorununu ayrı ayrı gündeme getirdiler. Polenz, Türkiye’nin limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmasını içeren Ankara protokolünün uygulanması gerektiğini söyledi. Leigh ise, Ankara protokolünün uygulanması halinde, Türkiye-AB ilişkilerinde tren kazasının önüne geçileceğini, sürecin çok hızlı bir ilerlemeye gireceğini ifade etti. Bağış ise buna karşılık, “Bakın size buradan söz veriyorum; Lufthansa kuzey Kıbrıs’taki Ercan havaalanına ilk uçağını gönderdiğinde, biz de limanlarımız ve havaalanlarımızı Rum gemi ve uçaklarına açacağız” dedi. Bağış, AB’nin aldığı karara rağmen, Kuzey Kıbrıs’a yönelik ambargonun Rumların ısrarı üzerine devam ettiğini vurgulayarak, “AB’nin 27 üyesinden sadece birinin vatandaşları özgürce Kuzey Kıbrıs’a seyahat edebiliyor, Kuzey Kıbrıs’la ticaret ilişkisi kurabiliyor.  Bu ilişkileri kurabilen tek ülke Kıbrıslı Rumlar. Ve onlar, kalan 26 üyenin tümün Kuzey ile bu tip aktivitelere girmesini engelliyor” dedi.

Son dönemde eleştirilerin yerini övgüler almıştı. - 67014

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir