Almanya’da eğitim, göçmenlerin topluma uyumunun katalizörü olarak görülüyor. Batı Alman Radyo ve Televizyon Kurumu WDR tarafından düzenlenen “Çeşitlilik gelecektir” adlı eğitim konferansında da bu konu ele alındı.
Göçmenlerin topluma uyumu, Almanya’da güncelliğini yitirmeyen bir tartışma konusu. Uyumda kilit görevi gören faktörün eğitim olduğu ise hem konunun uzmanları, hem de siyasiler tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Almanya’da göçmen nüfusun en yoğun olduğu eyalet olan Kuzey Ren Vestfalya’nın Sosyal Demokrat Partili Başbakanı Hannelore Kraft, katıldığı eğitim konferansında, eğitim aracılığıyla toplumdaki çeşitlilikten kaynaklanan potansiyelin iyi değerlendirilmesinin Almanya’nın geleceği için çok önemli olduğunu vurguladı.
Kraft, “Rakamların verdiği mesaj çok açık: Kuzey Ren Vestfalya’ya renkliliğin ve çeşitliliğin hâkim olduğunu hepimizin anlaması gerekiyor. Esas sorulması gereken soru, bu durumu iyi yönetmeyi başarıp başaramadığımız. İyi eğitimli göçmenler burada bir gelecek görmedikleri için ülkemizi terk ediyor. Bunu önlemek istiyorum. Bu nedenle iyi örnekleri öne çıkarmak gerekli; eğitim konferansı da bu açıdan büyük önem arz ediyor” dedi.
“Aileden beklentiler büyük”
Ancak ne var ki göçmen asıllı çocuklar Alman eğitim sisteminde bazı sorunlarla karşı karşıya. Örneğin araştırmalara göre neredeyse her dört öğrenciden birinin göçmen asıllı olduğu Kuzey Ren Vestfalya’da, bu öğrencilerin yalnızca yüzde 13’ü “Gymnasium” adı verilen yüksek dereceli liselere girmeye hak kazanıyor. Uzmanlar meslek eğitimine yönelen göçmen asıllı gençlerin ise eğitim yeri bulmakta zorlandığını ifade ediyor. Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı Bilimsel Direktörü Psikolog Prof. Dr. Hacı Halil Uslucan, göçmen öğrencilerin Alman eğitim sisteminde sahip olduğu dezavantajlı konumun nedenlerini şöyle sıralıyor: „Alman eğitim sisteminde bir çocuğun başarılı olması, büyük ölçüde ailenin de eğitilmiş ve yüksek eğitimli olmasına bağlı. Yani bir nevi çocuğun başarısı okulda öğrendiğine değil, ailenin ne kadar destekleyebileceğine bağlı. Gymnasium gibi daha yüksek, lise gibi okullarda aile potansiyeli, ailenin ekonomik ve kültürel sermayesi, yani bilgisi, kitap sayısı, eğitim seviyesi daha ağır basıyor. Onun dışında, ilkokuldan sonra verilen tavsiyelerde, bunu birkaç araştırma gösteriyor, hem yabancı öğrenciler, hem de sosyal konumu zayıf olan ailelerden gelen Alman talebeler hak ettiği tavsiyeyi almıyor.“
“Diplomalar tanınmıyor”Uslucan, orta öğretimde yaşanan bu sorunların yanı sıra, Almanya’ya ileri yaşlarda gelen göçmenlerin de diplomalarının tanınmaması yüzünden bazı sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Dış ülkelerde edinilen eğitim sertifikaların, diplomaların Almanya’da yeteri kadar kabul görmemesinin büyük bir verim kaybına yol açtığını belirten Uslucan, “Örneğin, Ukrayna’da diyelim ki doktor olarak eğitim almış birisi Almanya’da hemşire olarak çalışıyor veya temizlikçi olarak çalışıyor. Burada niteliklerine uygun olarak değil, niteliklerinin çok altında işler yapan insanlar var. Ülkesinde mühendis oluyor, burada teknisyen olarak çalışıyor. Bu hem yeteri kadar kendisini gösteremediği ve hak ettiği kadar kazanamadığından bu kişi için büyük bir kayıp, hem de Almanya için de büyük bir kayıp” şeklinde konuşuyor.
“Siz-biz ayrımı yok olmalı”
Uzmanlar, Almanya’nın göç olgusu ile barışık bir toplum haline gelebilmesi için siyasilere de büyük görevler düştüğü kanısında. Bremen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu, “siz ve biz” yönündeki ayrımın artık ortadan kalkması gerektiğini söylüyor. Karakaşoğlu, “Devlet tarafından verilen mesaj göçmen toplumun uyum için fazla faaliyet göstermediği yönünde. Biz ve siz şeklinde konuşmaya devam ediliyor. Hâlbuki hepimiz biziz. Biz hepimiz Almanya’nın toplumuyuz. Bunu bu şekilde konuşmaya başlasak, bunu siyaset de bu şekilde benimseyebilse bence büyük bir başarı elde edilmiş olur” diyor.
Uzmanların üzerinde durduğu bir diğer nokta da Almanya’ya uyum sağlamayı başarmış göçmenlerin göz ardı edilmemesi gerektiği. Nitelikli eleman açığının yaşandığı Almanya’da yüksek eğitimli, nitelikli göçmenlerin Almanya’da kalma yönünde teşvik edilmesinin, hem Alman toplumu, hem de iş piyasası açısından büyük önem taşıdığı ifade ediliyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Başak Özay
Editör: Çelik Akpınar
Yazıları posta kutunda oku