Antalya’da 4 yıl önce 13 yaşındaki İngiliz kızı Charlotte M’ye cinsel tacizde bulunduğu suçlamasıyla yargılanan Alman genci Marco Weiss’ın Türkiye’deki tutukluluk günlerini anlatan film dün akşam Sat.1 televizyon kanalında gösterildi.
Eski Avrupa Parlamentosu üyesi Vural Öger, Weiss’ın anılarının anlatıldığı “Türk cezaevinde 247 gün” adlı filme tepki gösterdi.
Öger, Antalya’da görülen dava sırasında duruşmaya katılmış olmasından dolayı kendi adının da filmde geçtiğini belirterek, filmi “gerçek dışı, kurgu dolu bir film” olarak nitelendirdi.
Filmin Türklere karşı ön yargılar içerdiğini ifade eden Öger, “Marco davası sürerken Marco’nun babası beni aramıştı. Benden yardım istemişti. Marco’yu kaldığı cezaevinde ziyaret ettim, duruşmasına katıldım. Filmde gösterildiği gibi Marco, suyu akmayan, kirli bir cezaevinde kalmadı. Kaldığı cezaevi pırıl pırıl, yeni ve suları akan bir cezaevi görünümündeydi. Film ‘Gece Yarısı Ekspresi’nin devamı niteliğinde.
Türkiye’yi muz cumhuriyeti mi zannediyorlar? Kaldi ki, Marco bana şartlarından hiç şikayetçi olmadığını, ancak cezaevinden bir an önce çıkmak istediğini söylemişti. Çok kızgınım. Açıkçası bu filmi protesto ediyorum” dedi.
Filmde birçok abartılı ögeler olduğunu kaydeden Öger, “Senaryo ön yargılara göre hazırlanmış. Adeta kurgu filmi. Ben Marco davasında elimden geleni yapmaya çalıştım. Filmdeki tipler de çok ilginçti. Film çevireyim derken, bir ülkenin imajını kötülemişler. Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinin işlediği bir ülkede bir olay yaşanmış. Bu son derece normal. Almanya’da olsaydı aynı şey yaşanmayacak mıydı?” diye konuştu.
Türkiye’de hukukçuların Alman politikacıların olayı bir diplomasi olayına dönüştürmesine öfkelendiğini ve bunu son derece anlayışla karşıladığını belirten Öger, “Türkiye’de davayı gören hakimler Alman politikacılara çok kızmıştı. Alman politikacıların devreye girmesinin davayı uzattığını söylediler. Alman politikacılar açıkçası Türk hukukuna karışmak ve müdahele etmek istedi” dedi.
Antalya’da görülen davayı herhangi bir beklentisi olmadan izlediğini ifade eden Öger, “Açıkçası Marco’ya acımıştım. Yüreğim yanmıştı.
Yardım etmek, birşeyler yapmak istemiştim. İşimi gücümü bırakıp gittim. İnsanlık için gittim. Hiçbir şey beklemeden. Duruşmaya gitmemi ticari olarak görenler, değerlendirenler oldu. Bir ülkenin imajı ile bu denli oynanmaz. Gerçek dışı, rating içeren ve tümüyle ticari amaç güden bir film olmuş. Kesinlikle gerçekleri yansıtmıyor” diye konuştu.
Weiss ise, filmin gösterime girmesi sebebi ile Bauer Media Group’a ait “Auf einen Blick” adlı televizyon dergisine yaptığı açıklamada, hala uykusunda kabuslar gördüğünü ve terapiye gittiğini belirterek, filmi karışık duygularla izlediğini, bazı sahnelerde anılarının yeniden canlandığını, istese de eski normal yaşamına dönemediğini, tutuklu kaldığı dönemin kendisinde birçok şeyi değiştirdiğini söyledi.
Diğer insanlara yardımcı olmak istediğini, çünkü kendisinin de ailesinden ve dostlarından büyük destek gördüğünü ve bunun ne kadar önemli olduğunu anladığını ifade eden Weiss, yaralarının sarılacağını, ancak yaşadıklarını hiçbir zaman unutmayacağını kaydetti.
Yönetmenliğini Oliver Dommenget’in yaptığı, senaryosunu Johannes Betz’in yazdığı filmde Weiss’ı Vlademir Burlakov, annesini Veronica Ferres, babasını Herbert Knaup, cezaevi arkadaşlarını Luk Pfaff, David A. Hamade, Bülent Sharif ve Ulaş Kılıç, yargıç rolünü de Erden Alkan canlandırdı.
Malta’da ve Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinde sahneleri çekilen film için, Weiss’ın kaldığı Antalya E tipi cezaevine benzer bir cezaevi inşa edildi.
Weiss, 2007 yılında 13 yaşındaki bir İngiliz kızına cinsel tacizde bulunduğu suçlamasıyla gözaltına alınarak yargılanmış ve bu süre içinde 247 gün boyunca ceza evinde kalmıştı. Tutuksuz yargılanmak üzere 14 Aralık 2007 tarihinde serbest bırakılan Weiss, Almanya’ya dönmüş ve gıyabında alınan mahkeme kararıyla 2 yıl, 2 ay ve 20 gün hapis cezasına çarptırılmış, cezası tecil edilmişti.
AA
Bir yanıt yazın