Merak edip , hiç uçak gemilerini incelediniz mi ? Birinci Dünya Savaşında ilk prototipleri yapılan uçak gemileri , İkinci Dünya Savaşında ne kadar önemli bir stratejik silah olduklarını defalarca kanıtlamışlardır . Uçak gemileri sayesinde , uluslar arası sularda bağımsız birer kara parçası gibi dolaşmak mümkün olmuş ve en uzak ve zor hedefler dahi erişim alanına dahil olmuştur .
İşte , Kıbrıs Adası da , Doğu Akdeniz’in en stratejik noktasında , doğal bir uçak gemisidir . Erişim alanında , tüm Doğu Akdeniz bölgesi , Ortadoğu ve Kafkasya bulunmaktadır . Diğer bir deyimle , dünyanın bir numaralı stratejik bölgelerine doğal erişim imkanına sahiptir . Bu konumu da , Kıbrıs Adasını , dünyanın en önemli birkaç stratejik üssünden biri haline getirmektedir . Dolayısıyla , Ada , ABD başta olmak üzere tüm Batı dünyasının ilgi alanı içine girmektedir . Türkiye için ise , Kıbrıs , stratejik öneminin yanı sıra , hem tarihsel bir miras , hem kendi ve hem de adada yaşayan Türkler’in güvenliği açısından yaşamsal bir önem arzetmektedir .
Kıbrıs Barış Harekatından bugüne kadar , Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti , Batı Dünyası’nın tek taraflı baskılarına maruz kalmıştır . Silah ambargosu , ticari ambargo , siyasi dayatma gibi her türlü baskı , bugüne kadar , Türkiye tarafından göğüslenmiştir . Ancak , KKTC’de tezgahlanan ve Türkiye’nin ve Türk Ordusunun işgalci gibi gösterilmesine çalışılan son mitingler , Kıbrıs Türk Toplumu’nu bölmeye çalışan çabaların hız kazandığını da ayan beyan gözler önüne sermektedir . “Böl ve yönet” taktiği , burada da devreye sokulmaya çalışılmaktadır .
Geçmişten bugüne sergilenen tüm oyunlar ve bizim sonuçsuz çabalarımız göstermiştir ki , Kıbrıs sorunu , bizim bugüne kadar savunduğumuz şekilde çözülemeyecektir . Biz de , Rumların istediklerini yapamayacağımıza göre , geriye tek bir yol kalıyor . Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti , kendi Millet Meclisinde alacağı bir kararla , Türkiye’ye fiilen bağlı bir özel yönetim bölgesi olacaktır . Bu şekilde , KKTC , Türkiye tarafından yapılacak ve yurt dışından çekilecek yatırımlarla , Doğu Akdeniz’in en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek turizm , finans ve ticaret merkezi haline getirilecektir .
Sürekli olarak , Türkiye’nin büyüklüğünden ve gitgide gelişen stratejik öneminden dem vuruyoruz . Doğrudur , gelişen ve ileride gelişecek olan tüm uluslar arası olaylar , Türkiye için itici bir güç oluşturacaktır . Ama , büyük devlet olmak , boş sözlerle olmaz , büyük kararlarla olur . Kıbrıs kararı için de , içinde bulunduğumuz an , doğru zamandır .
Kimse , ambargo , vb. tehditlerden korkmasın , olsa bile bunlar atlatılır . Unutmayalım ki , 1976 ABD ambargosu , Türkiye’ye yapılmış en büyük iyiliklerden biridir , çünkü bu sayede , Ordumuzun eksikliklerini görerek , Ülkemizde bir savunma sanayii oluşturmayı başarabilmişizdir . Yeterli midir , hayır . Ancak , önemli bir ilerleme de kaydettiğimiz bir gerçektir .
Ne insan hayatında , ne de toplumların hayatında , hiçbirşey kolay değildir .
Bir yanıt yazın