‘Besleme’ krizinin ardından Çiçek’ten şok bir açıklama daha geldi: KKTC batabilir.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın battığını hatırlatarak, KKTC’nin de protokollere uyulmaması halinde aynı tehlikeyle karşılaşabileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın battığını hatırlatarak, KKTC’nin de protokollere uyulmaması halinde aynı tehlikeyle karşılaşabileceğini söyledi.
Kıbrıs’tan sorumlu Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Hürriyet gazetesine açıklamalarda bulundu.
Çiçek, Türkiye’nin önlem uyarıları dikkate alınmadığı için yılda 5 milyon TL kar eden Kıbrıs Türk Havayolları’nın (KTHY), yılda 40 milyon TL zarar eder hale geldiğini, piyasaya 2- 3 milyon TL borç takarak battığını hatırlattı.
Çiçek, “KKTC de batar mı demek istiyorsunuz?” sorusunu ise “Bağıra bağıra söylüyoruz bunları. Ekim’e gelindiğinde herkes bu sıkıntıyı görecek. Kaynakların yüzde 84’ü kamu maaşlarına gidiyor geriye bir şey kalmıyor. Bunlar KKTC’nin gerçekleri. Herkes elini vicdanına koysun” diye yanıtladı.
Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
“Halil İbrahim Akça’nın benim adamım olduğu iddiaları var. Böyle bir şey olabilir mi? Hepsi devletin görevlisi. Hükümet ‘Sanki vali atadı’ iddiaları da saçma. Biz orayı ayrı bir devlet olarak kabul ediyoruz ve bizim dönemimizde açılmış şu an 18 ülkede temsilciliği var. Bizim oradaki rolümüz sınırlıdır. Biz iktidara gelene kadar benim bildiğim KKTC’nin sadece Ankara’da Büyükelçiliği vardı. Başka yerde irtibat noktası bile yoktu.
Protokollerde Türkiye’nin katkılarının nerelerde kullanılacağı ayrıntılı bir şekilde var. Millet zannediyor ki Türkiye, ‘Şuraya buraya bunu yapın’ tarzında telkinde bulunuyor. Hayır. Protokollerin gereği neyse onu yapıyoruz. Bunların içerisinde bir kısım reformların yapılması da var. Oradaki ekonomik sıkıntı gelirle gider arasındaki ciddi uçurumdur. 2010’da yaptığımız katkı 916 milyon TL. Bunun 450 milyonu bütçe açığı için. Oradaki devletin işleyiş tarzı özel sektöre, çiftçiye, esnafa, tüccara, sanayiciye kaynak bırakmıyor neredeyse. Kendi iç hukuklarına göre 13’üncü maaş alıyorlar. Bu maaşın 31 Aralık 2010’a kadar ödenmesi lazım. Ama kaynak olmadığı için 2010 bütçesinden ödenemedi. Bu da 100- 120 milyon TL tutuyor. 2011’e gelince devletin bütçe açığı 550- 600 milyon TL olacak. 2010’un maaşı 2011 bütçesinden ödendi. Bunun anlamı açıktır, sonbahara geldiğimiz zaman yine bütçede kaynak kalmayacak. Düşünülmesi gereken budur.
Tedbirlerin ne olduğunu kardeşçe söylüyoruz, yaparlar, yapmazlar. Sayın Serdar Denktaş ‘Oturup biz bunu hazırlayabiliriz’ diyor. Bizim de canı gönülden arzu ettiğimiz husus oturup bu sıkıntıyı nasıl çözeceklerini kendilerinin hazırlamasıdır. Kıbrıs’ta Güney’le Kuzey arasındaki refah farkının giderilmesi lazım. Bunu kapatmanın yolu Türkiye’den verilen kaynakların akılcı bir şekilde kullanılmasıdır. “
, 12 Şubat 2011