Doç. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Önce demokratikleşme adına “milli iradeyi” yüzde 42 ve yüzde 58 olarak böldüler şimdi de “cepheleşmeye çağrı” ve “halk direnişi” adı altında bunu tescilliyorlar.
“İçenler-içmeyenler”, “kıyıdakiler-içeridekiler”, “laikler-dindarlar”, “demokratlar-anti-demokratlar”, “Türkçüler-Kürtçüler”, “Eski Türkiyeciler-Yeni Türkiyeciler”, “Cumhuriyetçiler-Yeni Osmanlıcılar” derken; ülke bir anda kendini bir kez daha “ci-cicular ve cik-cukçular”ın alana hakim olmaya başladığı bir “ötekiler” enflasyonu içinde buluverdi.
Olacağı da buydu…
Kına yaksınlar!
***
Türkiye’de “demokratikleşme” adı altında gelinen aşama bu. Tahammülsüzlüğün, hırsın ve geçmişle kontrolsüz hesaplaşmanın ardından gelen “ucube” bir anlayış ile ülke bir kez daha karşı karşıya…
Hem de milli birlik, güçlü ve bağımsız bir Türkiye ve “ileri demokrasi” derken!
Dolayısıyla, seçime giden Türkiye bir kez daha kirli senaryolar ve ittifaklar ile karşı karşıya. Öyle ki, gel-gitler ülkesinde ve hatta kutsal ittifakların kendi içinde bile herkesin kendine göre bir hesabı (moda tabirle gizli gündemi) ve listesi var.
Zemin oldukça kaygan!
Sanki cenge gidiyorlar…
Yüzyılların “genetik” hastalığı etrafta kol geziyor. Vatanı bir kez daha birbirlerinden kurtarmakla meşguller…
Yazık!…
***
İlkelerin, liyakatin, ahlakın, hak ve adaletin “ötekiler” üzerinden ters yüz edildiği ve kendine meşru bir zemin oluşturulmaya çalışıldığı bir ortamda, rüzgar ekenlerin fırtına biçmesi kaçınılmazdır.
Bu gidişle birilerinin “ayvayı yemesi” yakındır.
Nitekim, son günlerde “liberal tayfa” yine başta olmak üzere, bir takım demokrasi havarilerinde yaşanan keskin u-dönüşlerinin ve “muhteşem” kıvırmaların altında da bu ayva korkusu yatıyor olsa gerek…
Görünen o ki, hesaplar bir kez daha sil baştan.
Ama unutmayın, Allah’ın da bir hesabı var!
O’nun aziz milletinin de…