İ S T İ K A M E T

        İ S T İ K A M E T
        Ortadoğu’da ve Türkiye’de birbirini tamamlayan olaylar yaşanıyor.
        İran’da Kerbela yas töreninde  yapılan intihar saldırısında 39 kişi  hayatını kaybetmiştir.
        İran ABD ve İsrail’i suçluyor ve saldırıyı nükleer programına ilişikliyor.
        Ardından ABD ve müttefiklerine ılımlı davranılması ve nükleer sorunların dış politikanın merkezinden uzak tutulması politikasının taraftarı Dışişleri Bakanı Mottaki görevden alınıyor!
        *
        Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinde eşbaşkanlık görevinde,
        AKP iktidarı seçimle birlikte tek başına anayasa yapmak,başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemini yapılandırmanın hedefindedir.
        Bir oy dahi çok kıymetlidir-ki, hedefe ulaşmak için seçimden sonra “Kürt Sorunu”nun tarafı kalmak isteyen BDP’nin oylarını da çekmek istiyor.
        Buna karşın Abdullah Öcalan AKP nin oy tabanının  merkezinde Fethullah Gülen’e  tehdit anlamında uzlaşma  teklif etmiştir!         
         Çünkü “AKP ne kadar Kürtlerden daha fazla oy alır ve Kürtlerin oyu ne kadar azalırsa,
        O zaman AKP  “Kürtleri ben temsil ediyorum.Kürtler bir şey istemiyor” diyecektir.
        Bu durumda Kürtlerin talepleri,statüleri büyük tehlikeye girer. Kürtler geriler ve yok olma noktasına gelirler” düşüncesindedir.
        *
        CMK 102.maddesindeki tutukluluk süreleri;ağır cezalık suçlarda en fazla 5,örgütlü suçlarda en fazla 10 yıl olarak yorumlanınca;
        188 adam öldürme,84 yaralama olayından sorumlu Hizbullah örgütü ana karargah üyeleri tahliye ediliyor.
        Aynı saatlerde devletin köylerini korumaları için PKK’ya karşı savaş görevi verdiği Siirt’li  15 korucu sorunlarını iletmek üzere;
        Genelkurmay  Karargahındadır!
        *
        İran İslam Cumhuriyeti nükleer güc ABD ve İsrail tarafından bölge ülkelerinden kuşatıldığından hareketle güvenlik kaygısı taşıyor.
        Eğer nükleer teknolojiye sahip olursa askeri ve siyasi kuşatılmışlığını kaldıracağına,dünya siyasetinde kendi politikası ve rejimiyle  var olacağına inanıyor.
        Ocak’ta İstanbul’da ABD,İngiltere,Rusya,Çin,Fransa artı Almanya ile yapılacak müzakereler öncesi;
        Ahmedinejad “dünya güçleri ile görüşmelerinde asla ödün vermeyeceklerini,ancak nükleer yakıt takası konusunu görüşeceklerini” açıklıyor.
        Müzakerelerin tek konusunun takas anlaşması olması ABD ve müttefiklerini rahatsız etmektedir.
        Ambargo uygulanmakta ve rejim değişikliği dahil her şekilde tehdit sürmesine rağmen İran’ın nükleer teknoloji ısrarı sürmektedir.
        Tek şey eksiktir! Askeri tehditin küreselleşmesi…
        *
        AKP iktidarı Kürt Sorununda vesayetçi engellemeler nedeniyle çözüm sağlanamadığına inanmaktadır.
        O nedenle askeri bürokrasinin ve yargının vesayetçiliğinin kaldırılarak tek parti döneminin ideolojik mirasının tasfiyesi yolundan gidiliyor.       
        Ekonomi politikasında da kişisel,kurumsal,toplumsal düzeyde tüm kazançları ve kayıpları grup ruhu ekseninde ele almaktadır.
        Grup ruhu; din ve geleneksel kültür bağı ile kişiler arası ilişkilerin,güvenin,duyarlılıkların sağlanması ve  kâr realizasyonu  ve paylaşımı anlamına geliyor.
        Asker vesayeti olmaksızın ve grup ruhu ile Kürt Sorunu çözümünde Kürt Sivil Toplum Örgütleri vasıtasıyla Kürtlerin hayalleri geliştirilirken,
        Kürt dili ve geleneklerinin özgürlüğü karşılığında dinci şirketlerin etrafında Kürtlere  ekonomik ve sosyal pay teklif ediliyor.
        PKK tasfiye edilirken,siyasi hareketi BDP’nin  bağımsız çıkarabileceği bir avuç milletvekiliyle minimize edilmesi kurgulanıyor.
        Bu  Öcalan -Gülen uzlaşmasının  olmayacağı anlamına geliyor,ki;tehdit bakidir…
        *            
        AKP iktidarının Kürt Sorununda askeri vesayeti kaldırmak düşüncesi,

        AB’nin 2010 İlerleme Raporu Terörle Mücadele kapsamında istihdam edilen Köy Koruculuğu sisteminden vazgeçilmesi önerisi örtüşüyor.
        Bugün mesleki olarak Jandarma Bölük Komutanları emrinde olan Güneydoğu’da  70 binden fazla köy korucusu tasfiye edilirken;
        Korucular “25 yıl boyunca hükümetler bizi kandırdı, asker kullandı ” diye isyan etmektedir.
        Dün  Genelkurmay Karargahındaydılar,10 Ocak’ta geleceklerine  çare olunması  amacıyla Başbakan’lıkta!
        Asker emrindeki korucusuyla da  terörün önünden alınmakta sanki yerine;
    
        *
        Hizbullah Cemaati;ulus ve etnik milliyetçiliği reddediyor, “En hayırlınız,en takvalı olanınızdır” ilahi kaidesinden yürüyor.
        Davalarının karakteristiği islamın davet ve tebliğ metodundan gelişmektedir;önce nefis,aile, giderek mahalle,şehir,bölgede de genişlemek hedefleniyor.
        Kürdistan İslam diyarıdır deniyor ve bu diyarda İslami ve insani hak ve özgürlüklerin temini ve korunmasının  Allah tarafından verilmiş bir hak olduğuna inanılıyor.
        Kemalizm  baskı ve zulümle müslümanları değerlerinden koparmıştır,
        Marksist PKK’da Kürt coğrafyasında kendi  dışındakileri  baskı ve zulümle etkisiz  bırakmak istemektedir.
        Bu anlayışla din temelinden müthiş bir düşmanlık çıkıyor-ki;domuz bağı bu düşmanlık boyutunun isbatıdır!
        Şimdi Hizbullah Cemaati seçmen sandıkları başında PKK nın korkulu rüyası olmaya hazırlanıyor,
        Gülen Cemaati mensubu seçmenin  koruyucusu-kollayıcısı,
        Muhtemel PKK terörüne karşı terminatördür!
        *
        Belki de yeni bir terör sürecine giriliyor.
        Nitekim Hizbullah tahliyelerin  hemen ardından postasını atmakta gecikmemiştir;
        Cemaatin internet sitesinden “Herkes Hizbullah ile yaşamayı öğrenmelidir” açıklamasında bulunuluyor.
        “Kontrollü fakat yakıcı bir terör sürecinin” Kuzey Irak Kürdistanı’na da yayılması halinde;
        İstikrarsız Irak’ta bir istikrar abidesi gibi  yükselen Kuzey Irak Kürt Bölge Yönetimi durdurulabilecek,
        O bölgeye çağrılan BM Barış Gücüyle İran’ın askeri  kuşatmasına endirekt  küresel boyut verilebilecektir.
        Bunun gibi bir şeydir,işte!