Bekir Coşkun
Yani şimdi Cumhuriyeti savunanları hapishanede tutmaya karar verdiler… Ama domuz bağı ile insanları boğup villaların bodrumuna gömen Hizbullahçıları serbest bıraktılar…
Öyle mi?..
İnsanlara yaşam veren, bir tek hastanın sancısı varsa ranzanın dibinde uyuyan, bilim adamı, doktor, cerrah, insan, adam, hoca Mehmet Haberal mahkûm olmadan 10 sene tutuklu kalabilecek…
Bir kişinin burnu kanasa, kelimeleri, cümleleri, satırları ağlayan Mustafa Balbay…
Tuncay Özkan…
Dili “Laik, çağdaş cumhuriyet yaşasın” diyen nice Atatürkçü aydını, mahkûm olmadıkları halde cezaevlerinde tutabilecekler…
Ama “dinsiz” saydıkları kim varsa kaçırıp domuz bağı ile öldürüp mahzenlere gömenleri dün gece salıverdiler…
*
AKP’nin yine bir gece değiştirdiği yasa ile gerçekleşti bu…
O yasa yılbaşında yürürlüğe girdi ve böyle oldu…
* Dün gece vicdan sızladı…
Eğer sızlayan vicdanların sesi duyulsaydı, eminim gökyüzü çığlık çığlığaydı dün gece…
Vurulan duygular, akıl, izan, mantık, ahlak, merhamet… Boşuna kanat çırparak ve çırpınarak yuvarlandılar karanlıkta…
Ve tüm yarasalar uçtu…
Hukuk, hukuksuzluğun ve zulmün kendisi oluverdi…
Birer kör kurşun gibi her şeyi delip geçti…
Hukuk adına…
•
Eğer dinci iktidarın istilasına karşı çağdaşlığın yanında yer almak, insanları domuz bağı ile boğup gömmekten daha büyük bir suç sayılmaya başlanmışsa…
Ve infaz aleti hukuk olmuşsa…
Taş dayanmaz…
•
Hâlâ umursamaz, hâlâ aldırmaz, hâlâ sessiz kalacak var mı?..
Yine de tüm bu olanları görmezlikten gelecek bir millet, taştan beter, topraktan sessiz…
Olabilir mi?..
Sızlamamış olabilir misin dün gece ey vicdan?..
Yazıları posta kutunda oku