Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil yazdı…
Mevlânâ, başbakanla karşılaşmış.
“Sen gelme” demiş.
¡
Dünyanın en kısa fıkrasıdır.
Ama, Mesnevi gibidir.
¡
Demirel başbakanken, Şeb-i Arus’ta.
Akbulut başbakanken, Şeb-i Arus’ta.
Yılmaz başbakanken, Şeb-i Arus’ta.
Erbakan başbakanken, Şeb-i Arus’ta.
Çiller başbakanken, Şeb-i Arus’ta.
¡
Tayyip Erdoğan başbakan…
Sıra onda.
¡
Demirel’i gören yok Şeb-i Arus’ta.
Akbulut da yok.
Yılmaz da yok.
Erbakan da yok.
Çiller de yok.
¡
Başbakanlığı bıraktıktan sonra gezmeye geleni bile hatırlamıyor Konyalılar!
Japonlar hep orada.
¡
Bu arada…
Demirel başbakanken
Akbulut başbakanken
Çiller başbakanken filan…
Erdoğan yoktu Şeb-i Arus’ta.
¡
Çünkü, başbakanlar değişiyor ama, başbakanlara “Mevlana’ya gidelim, ahaliye şirin görünelim” diye akıl veren goygoycu danışmanlar hep aynı.
¡
Halbuki, baksalar arşive…
Mevlânâ’ya gelip fotoğraf çektiren ve koltuğa kazık çakmayı başaran var mı?
Yok.
¡
Ama, reklam standı zannedilen Mevlânâ, 737 senedir orada.
¡
Bi defa okusan onu…
Nedenini anlayacaksın.
Bi defa okusan…
Böyle yönetmezsin zaten.