Amerikadaki Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanının Mektubu
|
Sevgili Dostlar, |
Bizim gibi Amerika’da yaşayan, burada doğan, büyüyenler bilirler.
Derslerden őnce eller yüreklerin tam üzerinde “Amerika’nın birlik, bütünlük ve Bayrağına” bağlılık yemini edilir.
Biz Amerika’lı Türk vatandaş ve soydaşları, bir cok diğer etnik guruplar gibi aramızda Türkçe konuşuruz. Türkçe őğrenmek için haftasonu okullarımız vardır.
Türkçe televizyon ve radyolarımız da vardır, bilirsiniz.
Gazetelerimiz, bültenlerimiz.
Bunları devlet filan da desteklemez Türkiye’de olduğu gibi.
Çocuklarımızın isimlerini Türkçe koyabiliyoruz.
Dini inançlarımızı arzu ettiğimiz gibi yaşarız, burada kimse, kimseye karışmaz.
Adaylığımızı koyup da seçilirsek kongre veya senatoya, kimse bir şey sőyleyemez. Her Amerikan vatandaşı gibi gereken saygı gősterilir.
Akşam haberlerinde TBMM’nin yüce çatısı altında bir sőzde milletvekili çikmış, bağırıyor. “Ben Türk değilim kardeşim, neden varliğımı Türk varlığına armağan edecekmişim” diyor. Bunu sőyleyen ahlaksız bőlücü bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir milletvekili! Halkım dediği vatandaşların kanını sőmüreren bir kan emici!
TeCe diye küçümsemeye çalıştıkları ülkenin vatandaşları oldukları için seçilme hakkını kazanarak o yüce meclis çatısına girebilmiş kimseler bunlar.
Bir diğer şarlatan da büyük bir beldenin sőzde Belediye Başkanı.
O da kendi bayrağını istiyor, federal yapı istiyor, bağımsızlık istiyor.
Her devrin adamı bazı sőzde gazeteciler de bunlari haber yapıyor, kimini adam yerine koyarak duymayanlara da duyurmak için programlara çıkarıyorlar. Sorular hep daha őnceden hazırlanmış çanak sorular.
Hani marjinal bizdik?
Haydi gelin bir düşünelim şimdi.
Amerika’da Brooklyn New York’da Türkler olarak çoğunluktayız.
Seçilip Kongreye gidince biz Amerika’lı değiliz kardeşim, yeminimizi de Türkçe yapalım, zaten Brooklyn, New York’da federal bir yapı istiyoruz, gőndere Türk Bayrağı çekeceğiz desek ne olur?
Amerika yerine Fransa, Almanya, Rusya, Çin gibi dilediğiniz ülkeyi koyabilirsiniz.
Eli kanlı bir terőrist olduğu için içeri atılmış satılık bir caniye liderimiz desek, bizi de burada televizyon kanallarına çıkarıp adam diye dinletirler mi acaba?
Özgürlük ve dayanışma adına sőzde sanatçı, gazeteci ve politikacılar da mangalda kül bırakmıyorlar.
Hayatlarında bir tek kez bile şehit ailesine taziye sunmamış, gaziler için benzer bir dayanışma őrneği gősterme gereği duymamış medya maymunları.
Peki tüm bunlara alternatif olacağız iddiasıyla ortaya çıkanlar ne yapıyor?
“Türkler ve kőpekler giremez” diyen, PKK’ya para toplayan, bőlücülerin borazanlığını yapan muhterem zatın mezarına giderek ziyarette bulunuyorlar.
Bugün beni üzen ve daha da karamsar yapan başka bir haber ise artık okullarda Ístiklal Marşımızın sőylenmeyeceği yolunda alınan karardı.
Ne zaman, nasıl geldik biz buralara?
Yazık, çok yazık.
Kaya Boztepe
Bir yanıt yazın