|
||
|
||
ABD Temyiz Mahkemesi’nin 1915 olaylarına ilişkin geçtiğimiz günlerde aldığı bir karar “soykırım” tartışmalarında kritik önem taşıyor. Avukat Hakan Hanlı, temyiz mahkemesinin 1915’in “soykırım” olup olmadığını tartışmadan bu tarz bir karar almasının Ermeni iddialarına hukuki boyut getirdiği görüşünde.
Hanlı’nın ABD Temyiz Mahkemesi’nin geçen yıl kendi verdiği kararı bozarak, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin mirasçılarının, kendilerine ödeme yapılması için sigorta şirketlerine dava açabileceği yönündeki kararıyla ilgili yorumu şöyle: “ABD San Francisco 9. Temyiz Mahkemesi’nin 10 Aralık 2010 tarihli 1915 kararı, yani Ermeni Soykırımı Tanıma ve Tazminat Kararı (“Karar”), bizim Uluslararası İlişkiler fakültelerinde ders olarak okutulmalı. Kararı okursanız, fark edeceğiniz önemli konu, “Türkler Ermenileri kesti veya kesmedi mihverinde” konuşulmuyor. Bu konu, “ABD dış politikasında, bu kabul edilmiş midir edilmemiş midir” etrafında dolaşıyor. Ancak, kimseye fark ettirmeden sağ gösterip, sol vuruluyor ve “Armenian genocide” tabiri tarif ediliyor. Bir başka deyişle, soykırım üzerinde konuşmaya bile gerek duyulmadan, kabul ediliyor. Burada, Türkiye’nin yıllardır yaptığı hata geri tepiyor. Yani, Türkiye ABD Temsilciler Meclisi’nde, her soykırım münakaşasında bir tek tez ileri sürdü. Bu tez: “Türkiye vazgeçilemez müttefiktir, böyle bir karar alınamaz”. Arşivleri karıştırın, bunun dışında bir elçimiz kalkıp da, biz bunu yapmadık dememiştir. Aklımıza, Fransız kralı Louis’nin metresi Madame de Pompadour’un bir lafı geldi. Demiş ki:
Bu soykırım işi de, işte de böyle yavaş yavaş oldu. Türkler Ermenileri kestiler, ama bunu söylemek ABD’nin menfaatlerine mi yoksa aleyhine mi ? Her ne kadar bu karara karşı, ABD Yüksek Mahkemesi yolu açık olsa da… Geçmiş olsun !…” |