Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyada küresel krizin etkileri sürerken, Türkiye’nin ve Türk özel sektörünün bu krizde müthiş bir başarı hikayesi yazdığını söyledi. | |
ATSO’nın 126’ncı Kuruluş Yıl Dönümü ve Geleneksel Ödül Töreni’ne katılan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin yaşanan küresel krizde, kriz öncesi seviyeyi yakalamış dünyadaki 12 ülkeden biri olduğunu bildirdi. Bu ülkelerin başında Çin, Hindistan, Brezilya, Kore, Malezya, Polonya’nın geldiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ”Kriz öncesi seviyeyi yakalayan ülkelerin en başında Türkiye olması gerekir. Türkiye’nin en önemli sorunu, işsizlik. Yıllardır söylüyoruz. 2009 Ağustos ile 2010 Ağustos arasında 1.1 milyon kişiyi istihdam etmişiz. ‘Eğer gerekli kolaylıklar gerekli düzenlemeler yapılırsa Türk özel sektörü olarak istihdamı artırırız’ demiştik. İşte 1.1 milyon kişiyi istihdam etmişiz. Şimdi yapısal reformların gerçekleşmesi gerekir. Eğer önümüzdeki 13 yılda dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almak istiyorsak mutlaka yapısal reformlar gerçekleşmeli. En fazla büyüyen ekonomiler arasında Türkiye ilk sırada olmalı. Tablonun en üstünde biz olmamız lazım. Ancak ekonomi yukarı çıkmadan istihdam edebilmek imkansız.” Turizmci ve ihracatçıların yıllardır döviz kurlarıyla ilgili şikayeti olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türk lirası ile döviz arasındaki ilişkiyi ”canbaz’a benzetti. Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ”TL ile döviz işi bana biraz cambazlık gibi geliyor. Kur işi biraz cambaz işi. 9 yıldır söylüyoruz. Ne değişti? Turizmcisi söylüyor, ihracatçısı söylüyor, vatandaş söylüyor. Değişen bir şey var mı? TL ile döviz arasındaki mukayesenin ne olduğunu bulamadım. Eğer siz bulduysanız söyleyin. Türk lirası 2009 ile 2010 arası yüzde 38 değerlenmiş. Peki döviz konuşurken, ey turizmci, ey sanayici kardeşimiz, su yüzde 35 zam gördü mü? LPG yüzde 40 zam gördü mü? Asgari brüt ücret yüzde 19, benzin yüzde 29 zam görmüş, elektrik yüzde 40 zam görmüş.” Türkiye’nin şu an dünyanın en büyük 16 büyüyen ekonomisi olduğunu ve bundan dolayı gurur duyduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, buna karşın Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde Türkiye’nin 155 ülke arasında 126’ncı, iş ve yatırım bakımından Uluslarlararası Rekabet Endeksi’ne göre ise 133 ülke arasında 66’ncı sırada olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, ”Bu bize yakışıyor mu? Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye’ye bunlar yakışıyor mu? Yakışmıyor değil mi? Peki nasıl dünyanın 10 en büyük ekonomisi olacağız. Türkiye bir an önce yapısal reformlarını yapmalı. Her türlü iktidar ve muhalefet el ele vererek yapısal reformları gerçekleştirmeli” dedi. Türkiye’nin seçim sürecine gireceğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, yapısal reformlara odaklanmak gerektiğini söyledi. Yapısal reformların yapılamaması nedeniyle ekonominin kayıt dışılığa kaydığını bildiren Hisarcıklıoğlu, alışveriş için de internetin tercih edildiğini ifade etti. İnternet üzerinden yurt dışından bir ürün alımı sırasında ne ÖTV ne de gümrük vergisi ödenmediğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ”Ama perakendede bu ürünü aldığınızda ÖTV’si var, gümrük vergisi var. Bu haksız rekabet. 50 yıl önce internet yoktu, ama şimdi alışverişler internet üzerinden yapılıyor. Bu konuda yasa yok. bu yasa bir an önce çıkarılmalı” diye konuştu. -DEMOKRASİ KALİTESİNİ YÜKSELTMELİYİZ- Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Perakende Sektörü Kanunu’nun bir an önce çıkarılmasını isteyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, TBMM’de iktidarıyla muhalefetiyle sağlanan konsensüsün devam etmesi gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, ”Eğer dünyanın en büyük gelişen ekonomisi olacaksak bu yapısal reformlar gerçekleşmeli” dedi. Vergi ve primlerini zamanında ödeyenlerin ödüllendirilmesi gerektiğini savunan Rifat Hisarcıklıoğlu, maliye denetimlerini de eleştirdi. Kayıtdışı ekonomi kayıt altına alınmadan demokrasiden söz edilemeyeceğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Kayıtlı ekonomi olmadan demokrasiden bahsedilemez. Demokrasinin kalitesini artırmamız lazım. Demokrasi kalitesini yükseltmeliyiz. Onun için de üretmemiz lazım. Ekonomimizi geliştirmemiz lazım. Üretmezseniz, alıp satmazsanız vergi olur mu? Verginin nerede harcandığını sorabiliyor musunuz? Hayır. Verginin nereye harcandığını soramıyorsanız, demokrasi var diyebilir misiniz? Dünyanın ilk 10 büyüyen ülkesi arasına girmek istiyorsanız demokrasinin kalitesini artırmalısınız. Kayıtlı ekonomi olmadan da hesap soramazsınız. Bu nasıl düzen? Hesabını veren korkmaz. Ama şimdi Antalya esnafı, tüccarı, sanayicisi, Vergi Dairesi Başkanı Mahmut beyden korkuyor. En çok kayıtlı ekonomiyi ben istiyorum. Denetim elemanları denetime geldiğinde ceza yazmaması mümkün değil. Bir yerden yazacak. Cezadan kurtuluş yok. Bir de vicdansıza düşersen tamamen yandın. Adam istediği cezayı yazıyor. Yüksek ceza yazarsa o da daha yüksek yerlere çıkacak. Ancak Maliyenin yazdığı cezaların yüzde 90’ı mahkemelerde lehimize bozuluyor. Adam yüksek yere çıkmak için ceza kesiyor. Bırakın bizi üretelim. Türkiye zengin olacaksa, özel sektörü sayesinde zengin olacak. Bugün kamu ile zenginleşen ülke yok. Çin bile öğrendi bu işi.” |