OECD tarafından açıklanan Pisa eğitim araştırma sonuçları Almanya’da yaşayan göçmen kökenli öğrencilerin geçmiş yıllarda olduğu gibi Alman arkadaşları gibi eşit eğitim şanslarından yararlanamadıklarını ortaya koydu. Okuldaki başarının öğrenci ailesinin sosyal statüsü ve ekonomik geliriyle doğrudan ilişkili olduğunun altının çizildiği rapor şu şekilde özetlendi: “Hiçbir ülkede, elverişsiz okul çevresi sosyal statüsü zayıf ailelerin çocuklarının başarısına bu denli etki etmiyor.”
Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından açıklanan 2009 PISA eğitim araştırmaları sonuçlarına göre, Alman okullarındaki eğitim seviyesinde artışlar kaydedilmesine rağmen, özellikle göçmen kökenli öğrenciler Alman akranları gibi eşit eğitim şanlarından yararlanamıyorlar. Okuldaki başarının geçmiş yıllarda olduğu gibi öğrenci ailesinin sosyal statüsü ve ekonomik geliri ile doğrudan ilişkili olduğunun altının çizildiği raporda, anne ve babası Almanya doğumlu olmayan göçmen kökenli öğrencilerin Pisa testlerinde anne-babası Alman kökenli olan çocuklara oranla 56 puan daha geride olduklarına da dikkat çekildi. İlki 2000 yılında açıklanan raporda ise mevcut farkın 84 puan olduğu da hatırlatılarak, Alman ve göçmen öğrencilerin arasındaki puan farkının ciddi oranda gerilemesine rağmen, yine de yeterli olmadığına işaret edildi. Şu tespit ise oldukça dikkat çekti: “Hiçbir ülkede, elverişsiz okul çevresi sosyal statüsü zayıf ailelerin çocuklarının başarısına bu denli etki etmiyor.”
İçinde dünyanın en kalkınmış 34 sanayi ülkesinin bulunduğu 65 ülkeden yaşları 15 olan 470 bin öğrencinin katıldığı PISA testine Almanya çapında 223 okul iştirak ederek toplam 4 bin 970 öğrenci sınava tabi tutuldu. Araştırmada ağırlık olarak ise “metin okuma ve anlama” test edildi. Matematik; Fizik, Kimya, Biyoloji gibi fen bilimleri alanları dâhil olmak üzere tüm sahalarda en başarılı öğrencilerin Çin’in Şangay bölgesindekilerin olduğunun açıklandığı PISA raporunda Güney Kore, Finlandiya, Hongkong (Çin), Singapur ve Kanada’nın listenin en üst sıralarını paylaştıkları ifade edildi. Mevcut ülkelerde eğitim gören öğrencilerin sahip oldukları bilgi ve yetenekleri baz alındığında bu öğrencilerin aynı yaşlardaki Alman akranlarına kıyasla bir ila üç sınıf daha ileride olduklarının hatırlatıldığı raporda, 600 tam puan alan Şangay’ın yanında Almanya’nın ise matematik dersinden sadece 513 puan (2000 yılında 490 puan), fen bilimlerinden ise 520 alabildiği (2000 yılında 487 puan) kaydedildi. Şu ülkelerde ise 10 yıl içinde eğitim alanında ilerlemeler sağlandığı belirtildi: Almanya, Güney Kore, Polonya, Macaristan, İsrail ve Şile. Metinleri okuma ve anlama alanını kapsayan testte ise düşüşler kaydeden Almanya, bu alandaki sıralamalarda ise ancak orta seviyelerde yer edinebildi. Almanya, mevcut alanda 497 puan alırken, ABD 500, Güney Kore 539, Finlandiya 536, Kanada 524 ve Japonya 520 puan elde etti. Alman öğrencilerin özellikle metin analizinde zayıf olduklarına dikkat çekilerek, kız çocuklarının erkek öğrencilere kıyasla daha başarılı oldukları belirtildi. Buna göre, kız öğrenciler okuma testinden erkeklere oranla 40 puan daha fazla puan alarak OECD ortalamasında bir başarı sergilediler.
“DIŞLAMALAR BİTMELİ, SINIFLARDA DA MESUT ÖZİL’LERE İHTİYAÇ VAR”
Pisa araştırmaları sonuçları ile ilgili Federal Basın Evin’de düzenlenen basın toplantısında konuşan OECD Berlin Müdürü Heino von Meyer, göçmen kökenli öğrencilerin dışlanmalarının sona erdirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Dışlama yerine uyum olmalıdır. Almanya dışında hiçbir ülkede sosyal statü okul eğitimi başarısını bu denli belirlemiyor. Bunun değişmesi lazım.” dedi. Testten Alman öğrencilere göre 54 daha az puan alan göçmen öğrencilere dikkat çeken Von Meyer, “Daha halen yetenekli zeki çocuklar teşvik edilmeyi bekliyorlar.” dedi. “Sadece futbol sahalarında değil okul sınıflarında da Mesut Özil’lere ihtiyacımız var.” diyerek göçmen potansiyellerinden yeterince yararlanılmadığı siteminde de bulunan Von Meyer şunu da belirterek özellikle göçmen erkek öğrencilerin başarısızlıklarına dikkat çekti: “Tüm ülkelerde olduğu gibi kız öğrenciler erkeklere kıyasla daha başarılılar. Bence Almanya’da göçmen sorunu yok, erkek öğrenci sorunu var.”
BAKAN SCHAVAN: DAHA HEDEFİMİZE ULAŞAMADIK
Aynı toplantıda açıklamalarda bulunan Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Federal Eğitim Bakanı Annette Schavan ise, Almanya’nın son 10 yıl içinde eğitim alanında okul öncesi dil eğitimi, şahsi eğitim teşvikleri gibi konularda başarılar elde ettiğini söyleyerek, “okulunu mezun olmadan terk eden öğrenci sayısının yarı yarıya azaldığını, başarısızlıktan sınıfta kalan öğrenci sayısında da gerilemeler olduğunu” dile getirdi. Schavan, “Almanya’nın eğitim cumhuriyeti olmasına yaklaştık, fakat daha ulaşamadık.” iddiasında da bulundu.
“GÖÇMEN ÇOCUKLARI ÜVEY EVLAT”
Yeşiller Partisi Federal Meclis milletvekili ve parti Uyum ve Göç Politikaları Sözcüsü Memet Kılıç ise sosyal kökenin göçmen ailelerin çocuklarının önünde set oluşturmaya çalıştığını belirterek hükümete şu tepkiyi gösterdi: “Çok kademeli eğitim sisteminde ve okulları sosyal sınıfları sürekli kılan bir anlayışta ısrar edildiği müddetçe, bu çocukların kaderi başarısızlığa mahkûm olacaktır. Daha iyi bir gelecek için çok katmanlı okul yapısı ortadan kaldırılmalı ve yerine geniş kapsamlı tamgün okulları kurulmalıdır…Federal düzeyde burs ve özendirici programlar geliştirilerek, Abitur sınavını başarıyla geçen göçmen kökenli öğrencilerin eğitim fakültelerine girmeleri teşvik edilmeli, göçmen kökenli eğitim fakültesi mezunlarının atamaları ve devlet memurluğuna alınmaları hususlarına da ağırlık verilmelidir.”
08.12.2010
OKTAY YAMAN BERLİN
Bir yanıt yazın