AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bölgesiyle ilgilenmenin bir ülke için eksen kaymasına işaret etmeyeceğini” belirterek, ”Dış politikada hiç kimse bize rota çizemez; rotayı, istikameti yalnız ve yalnız aziz milletimiz çizer” dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin seçim atmosferine girmeden önce acil bazı yasaların Meclisten çıkarılacağını kaydetti. Erdoğan, bunlar arasında bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması, günlük hayata ilişkin bazı düzenlemeler ve Anayasa değişikliğine uyum yasaları bulunduğunu ifade ederek, bütçe görüşmelerinin de ay sonuna kadar tamamlanacağını anımsattı.
Meclisin sekiz yılda azami verimlilikle çalıştırdıklarını anlatan Erdoğan, ”Aynı şekilde bu sürece devam edeceğiz” dedi. Erdoğan, ”Muhalefet yorulabilir, bıkabilir. Bunlar bizim lügatimizde yer almıyor. Biz son ana kadar aşkla, şevkle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Erdoğan, Lübnan’a yaptığı ziyarete değinerek, bu ülkedeki temasları hakkında bilgi verdi. Libya’daki programına ilişkin değerlendirmede de bulunan Erdoğan, buralarda gördüğü coşku ve ilginin halklar arasındaki kopukluğun ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
”Tarihi geçmişimiz olan komşu ve dost ülkelere yönelik ilgisizliğin, kopukluğun makul bir gerekçesi olamaz. Türkiye gibi bir devlet bölgesindeki gelişmelere kayıtsız kalamaz. Komşularıyla bölge ülkeleriyle ilişkilerini ihmal edemez. Bölgesiyle ilgilenmek bir ülke için eksen kaymasına işaret etmez. Bölgesine bigane kalmak eksenini yitirmekle izah edilebilir. Büyük devlet olmak büyük düşünmekle mümkündür.
Kendi ülkesinde Sivas’ın ötesine geçemeyenler, uçağa binip yurt dışına gidemeyenler Balkanlar’a, Ortadoğu’ya Orta Asya’ya bigane kalanlar Türkiye’nin uluslararası çıkarlarını, milli menfaatlerini koruyamazlar.
Türkiye’yi iddialarından, çıkarlarından, tarihin yolundan uzaklaştıran bir dış politika anlayışını hakim kılmak isteyenler sadece bu ülkeye ve bu millete değil bölge halklarına da büyük bir haksızlık yapmış olurlar. Kimse kendi çapsızlığını, kendi vizyonsuzluğunu, kendi yetersizliğini bölgesel ve küresel bir güç olma gayretlerinin önüne bir engel olarak koyamaz. Sanal korkularla, ideolojik takıntılarla Türkiye’nin uluslararası vizyonu daraltılamaz.”
-WİKİLEAKS BELGELERİ-
Erdoğan, Wikileaks belgelerine de değinerek, şunları kaydetti:
”Özellikle Amerikan diplomasisin kendi diplomasisiyle ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Kendi diplomatlarıyla çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Tabii ki bu sorun birinci derecede ABD’nin sorunudur. Dünyanın bir numaralı ülkesinin şu anda diplomaside böyle bir noktaya gelmesi gerçekten düşündürücüdür.
Bu çapta bir olayın sıradan, önemsiz kendi halinde münferit bir hadise gibi takdim edilmesimümkün değildir. Yalan yanlış bilgilere, nezaketsiz yorumlara dayanan bu yazışmaların sızdırılmasını ve yayımlanmasını bir erdem veya şeffaflaşmayı sağlayan olumlu bir gelişme olarak göstermek isteyenler resmin tamamını gözden kaçırmış oldular. Ortada büyük bir ciddiyetsizliğin olduğu ne kadar açıksa birilerinin bundan farklı hesaplar içinde olduğu da o kadar açıktır.
Sağduyu ve serinkanlılık özellikle diplomaside hayati derecede önemlidir. Birileri diyor ki şeffaflık. Hayır. Kimse her yerde, her zaman şeffaflığı savunamaz. Eğer birileri sır kavramını, şeffaflık kavramını sınırsız diyorsa bu kendini inkardır. Böyle bir şey sözkonusu değildir.
Bir meseleyi daha anlamadan, önünü ardını görmeden, niyetini hedefini analiz etmeden verilen her tepki erkendir, eksiktir. Onun için de bizler süreci sürekli takip ediyoruz. Gelişmeleri izliyoruz, izlediğimizi ilk günden söyledik.
Ne yazık ki anamuhalefet partisi meseleye böyle yaklaşmaktan hep kaçındı. Daha ilk çıkan belgelerle birlikte konuyu iç politika malzemesi yapmak gibi bir fırsatçılığını içine girdi. CHP’nin yabancı diplomatların hezeyanlarına, yalanlarına sarılarak götürdüğü kampanyanın CHP kitlesinde bile rahatsızlık doğurduğunu görüyoruz.”
Erdoğan, bu belgelere temkinli davranmaya devam edeceklerini de belirterek, ”Dış politikada hiç kimse bize rota çizemez; rotayı, istikameti yalnız ve yalnız aziz milletimiz çizer” dedi.
ERDOĞAN: SANAL KORKULARLA TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI VİZYONU DARALTILAMAZ
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sanal korkularla Türkiye’nin uluslararası vizyonunun daraltılamayacağını belirterek, ”Türkiye, dış politikada ezberleri bozdu, bozmaya da devam edecek” dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, oldukça yoğun şekilde süren Meclis çalışmalarında tüm milletvekillerinin ortaya koydukları gayretle seçim kampanyasına kadar olan süreci en iyi şekilde değerlendireceklerine inandığını kaydetti.
Türkiye seçim atmosferine tam manasıyla girmeden aciliyet gösteren yasaları çıkaracaklarını belirten Erdoğan, borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarı ile Borçlar ve Türk Ticaret yasa tasarılarının bu süreçte yasalaştırılacağını söyledi. Erdoğan, Anayasa değişikliği uyum yasalarının da en kısa sürede yasalaşacağını bildirdi.
İki hafta sürecek bir bütçe maratonunun da Meclisin gündeminde olduğunu anımsatan Erdoğan, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 9. bütçenin de demokratik olgunluk içinde, sağduyu içinde müzakere edileceğini kaydetti.
Erdoğan, ”TBMM, özellikle AK Parti Grubu’nun özverili çalışmaları neticesinde son 8 yılda tarihi bir performans gösterdi” dedi.
Anayasadaki seçim tarihlerine riayet ederek seçim belirsizlikleri ve tartışmaları ile vakit kaybedilmesinin önüne geçtiklerini belirten Erdoğan, kendi iktidarları öncesinde seçimden 3 ay sonra yeni bir seçimin telaffuz edildiğini, seçim tarihlerinden aylar önce Meclis çalışmalarının durma noktasına geldiğini anımsattı.
Erdoğan, ”Milletimiz, vekillerinden acil yasalar beklerken vekiller kendi dertlerine düşüyordu. Bunların tamamına son verdik. 8 yılda Meclisi azami verimlilik içinde çalıştırdık. Muhalefetin engellemelerine prim vermeden işimize baktık ve son derece önemli yasaları çıkardık. Aynı şekilde bu sürece devam edeceğiz. Meclis kapanıncaya kadar her saati değerlendirerek milletimize hizmete devam edeceğiz” diye konuştu.
Muhalefetin yorulabileceğini, bıkabileceğini, usanabileceğini ifade eden Erdoğan, ”Bunlar bizim lügatimizde yer almıyor. Son ana kadar gayretle, aşkla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
-”BÜYÜK DEVLET OLMAK…”-
Lübnan ve Libya’ya yaptığı geziler hakkında bilgi veren Erdoğan, Lübnan’da gördüğü ilgi ve teveccühün Türkiye’nin dış politikadaki başarılı çizgisini bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Libya’da da çok büyük heyecan ve teveccühle karşılandığını belirterek, şöyle devam etti:
”Bizim, yakın coğrafyamızda gördüğümüz ilgi, heyecan ve coşku, aslında bölgemizde ne kadar büyük hasretin, özlemin var olduğunu gösteriyor. Sokaklara, caddelere, dükkanlara, evlerin balkonlarına, meydanlara taşan coşku ve heyecan halklar arasındaki, ülkeler arasındaki yüz yıllık kopukluğun, uzaklığın aslında ne kadar manasız ve isabetsiz olduğunu ortaya koyuyor. Tarihi geçmişimiz olan komşu ve dost ülkelere ilgisizliğin, kopukluğun makul bir gerekçesi olamaz. Türkiye gibi bir devlet, bölgesindeki gelişmelere kayıtsız kalamaz. Komşularıyla, bölge ülkeleri ile ilişkilerini ihmal edemez. Bölgesiyle ilgilenmek bir ülke için eksen kaymasına işaret etmez. Bölgesine bigane (ilgisiz) kalmak eksenini yitirmekle izah edilebilir. Büyük devlet olmak büyük düşünmekle mümkündür. Kendi ülkesinde Sivas’ın ötesine geçemeyenler, uçağa binip yurt dışına gidemeyenler, Balkanlara, Ortadoğu’ya, Ortaasya’ya bigane kalanlar, Türkiye’nin uluslararası çıkarlarını, milli menfaatlerini korumayamazlar. Türkiye’yi iddialarından, çıkarlarından tarihi rolünden uzaklaştıran bir dış politika anlayışını hakim kılmak isteyenler sadece bu ülkeye ve bu millete değil, bölge halklarına da büyük bir haksızlık yapmış olurlar. Kimse kendi çapsızlığını, kendi vizyonsuzluğunu, kendi yetersizliğini, bölgesel ve küresel bir güç olma gayretlerinin önüne engel olarak koyamaz. Sanal korkularla, ideolojik takıntılarla Türkiye’nin uluslararası vizyonu daraltılamaz.”
-”EZBERLERİ BOZMAYA DEVAM EDECEK”-
Geçmişte ‘irtica tehdidi var’ diye Arap dili ve edebiyatı bölümlerinin, ‘komünizm tehdidi var’ diye Rus dili ve edebiyatı bölümlerinin kapatıldığını belirten Erdoğan, kendisini Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu’ya adamış üniversitelerin bulunmadığını kaydetti.
Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanların orijinal kaynaklardan değil İngilizce’den takip edildiğini dile getiren Erdoğan, böyle olduğu için Türkiye’de çok yaygın olan ortak isimlerin dahi İngilizce yazılışıyla aktarıldığını anlattı. Erdoğan, ”Bildiğiniz Hüseyin’i Hoseyin, Muhammed’i Mohammad diye yazan ve telaffuz edenler çıkıyor. Bu yabancılaşmanın, bu uzaklaşmanın, tek boyutlu dış politikanın bize kaybettirdiği çok açık. Bugün bizim Muhammed’i Mehmet diye kullanmamız aslında Osmanlı’nın Muhammed ismine duyduğu saygıdandır. Olur ki yanlış, edebe aykırı bir iş olur diye önce bu ismi Mehemmed diye yumuşatmış, zamanla bu Mehmed’e dönüştürmüştür. Bu, bizim toplumumuzun Peygamberimize olan saygısındandır” diye konuştu.
Arap ülkelerindeki Fransız, İngiliz, Alman yatırımları ile Arap ülkelerinin bu ülkelerdeki yatırımlarına bakıldığında ”kaybedilenlerin sadece bir boyutunun açık olarak görüleceğini” ifade eden Erdoğan, ”Türkiye dış politikada ezberleri bozdu, bozmaya da devam edecek” diye konuştu.
ERDOĞAN: WIKILEAKS BELGELERİNDEN SONRA) AMERİKAN DİPLOMASİSİNİN DİPLOMATLARIYLA İLGİLİ ÇOK CİDDİ SORUNU ORTAYA ÇIKMIŞTIR
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’li diplomatların gizli yazışmalarının Wikileaks sitesinde yayımlanmasıyla, ”Amerikan diplomasisinin diplomatlarıyla ilgili çok ciddi sorununun ortaya çıktığını” belirterek, ”Dünyanın bir numaralı ülkesinin diplomaside böyle bir noktaya gelmesi gerçekten düşündürücüdür” dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ”Kim hangi yorumu yaparsa, hangi yaftayı yapıştırırsa yapıştırsın, açık açık ifade ediyorum; bölgemizde barıştan, adaletten, dayanışma ve kardeşlikten öte hiçbir amacımız, hedefimiz, gayemiz, niyetimiz yoktur. Haksız olana çıkıp mertçe, ‘haksızsın’ dedik” ifadesini kullandı.
Haklıyı savunmaya, haklının yanında durmaya cesaretle devam ettiklerini belirten Erdoğan, dış politikada ülke çıkarlarını gözettikleri kadar; insanlığı, hakkı, hukuku gözetmeye devam ettiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, ”Türkiye’nin dış politikasını sadece ve sadece bu millet belirler, milletten başka hiç kimse bu ülkeye rota, istikamet çizemez” dedi.
Erdoğan, dünyanın neresinde afet, felaket ve insani yardıma ihtiyaç duyulan halklar varsa, bütün imkanları ile o insanlara yardım ettiklerini söyledi.
”Artık Türkiye alan el değil, veren el olmuştur” diyen Başbakan Erdoğan, Haiti’ye, Şili’ye, Tiflis’e, Darfur’a, Bosna-Hersek’e, Kosova’ya, Yunanistan’a, Somali’ye, Lübnan’a Kızılay, TİKA ve barış gücü askerleri ile ulaştıklarını, sel felaketinde Pakistan’ın yanında olduklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Gazze’nin yaralarının sarılması için de milletçe seferber olduklarını ifade ederek, aynı niyet ve samimiyetle, İsrail Hayfa’daki orman yangınına da yardım ettiklerini söyledi.
”(İsrail ile meselelerimiz var) deyip, ormanların yanmasına, tabiatın kül olmasına, insanların ölmesine seyirci kalamazdık. Bu, ne insanlığa ne de manevi değerlerimize uygundur” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
”Biz Gazze için haykırırken, Mavi Marmara için sesimizi yükseltirken, hangi hassasiyetle bunu yaptıysak, orman yangınına da aynı hassasiyetle yardım elimizi uzattık. Bizim insanlığımız, manevi değerlerimiz, çocukların öldürülmesine, sivillerin katledilmesine, yardım gemilerine korsanca saldırılmasına karşı çıkmamızı gerektiriyor. Bizim insanlığımız, vicdanımız, manevi değerlerimiz ölen insanlara, yanan tabiata sahip çıkmayı, onlara yardım elini uzatmayı bize emrediyor. Eğer bu noktada kafa karışıklığı yaşayan varsa, onlar bizi yanlış tanımışlardır. Biz Mavi Marmara’nın, oradaki 9 şehidimizin ruhaniyeti ile ilgili hassasiyetimizi koruyoruz. Gazze’de yapılanları unutmadık. Eğer yeni bir dönem başlatmak isteyenler varsa; önce suçunu kabul edecek, özür dileyecek, tazminat ödeyecek, ambargolar da kalkacak.
Bu adımların atıldığını görürsek, biz de o zaman durumu değerlendiririz. Bu adımlar atılmadığı sürece de hiç kimse bizden adım atmamızı beklemesin. Biz kategorik düşünmüyoruz, biz kin ve nefretle hareket etmiyoruz. Bizim amacımız, bölgede barış ve istikrarın hakim olmasıdır, adalet ve refahın tesis edilmesidir. Biz yapılan yanlışı asla sineye çekmeyiz, asla unutmayız. Ama yanlışından dönene de ‘yok sen yanlışta ısrar et’ demeyiz.”
-”WIKILEAKS BELGELERİ”-
Başbakan Erdoğan, bir süredir ABD hariciyesinin gizli yazışmalarının bir internet sitesinde yayımlandığını anımsattı.
Söz konusu sitenin, ”250 bin gizli yazışmanın ellerinde bulunduğunu, bu yazışmaların önemli bir kısmının Ankara’dan gönderildiğini” ifade ettiğini kaydeden Erdoğan, yayımlanan yazışmalarda Türkiye ve diğer ülkeler için son derece seviyesiz, nezaketsiz ve dikkatsiz bir dil kullanıldığını bildirdi.
Yazışmaların yayımlandığı ilk gün, ”Wikileaks eteğindeki taşları döksün” dediğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
”Belli ki buradaki diplomatlar, belli medya kuruluşlarını, çevreleri takip ederek kendi niyet ve arzuları doğrultusunda, bir çerçeve çizmek istemişler. Bu üslubun ötesinde, yazışmaların yayınlanması, sansürlenmesi, sadece belli ülkelere, bölgelere, konulara ait yazışmaların yayınlanması da niyet hakkındaki şüphelerimizi artırıyor. Abdestinden şüphesi olmayanın, namazından şüphesi olmaz.
Özellikle Amerikan diplomasisin kendi diplomasisiyle, diplomatlarıyla ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Tabii ki bu sorun birinci derecede ABD’nin sorunudur. Dünyanın bir numaralı ülkesinin şu anda diplomaside böyle bir noktaya gelmesi gerçekten düşündürücüdür. Bu çapta bir olayın sıradan, önemsiz, kendi halinde münferit bir hadise gibi takdim edilmesi mümkün değildir. Yalan yanlış bilgilere, nezaketsiz yorumlara dayanan bu yazışmaların sızdırılmasını ve yayınlanmasını bir erdem veya şeffaflaşmayı sağlayan olumlu bir gelişme olarak göstermek isteyenler, resmin tamamını gözden kaçırmış olurlar. Ortada büyük bir ciddiyetsizliğin olduğu ne kadar açıksa, birilerinin bundan farklı hesaplar içinde olduğu da o kadar açıktır.
Sağduyu ve serinkanlılık, özellikle diplomaside hayati derecede önemlidir. Birileri diyor ki şeffaflık, hayır. Kimse her yerde, her zaman şeffaflığı savunamaz. Eğer birileri sır ve şeffaflık kavramına sınırsız diyorsa bu kendini inkardır. Böyle bir şey söz konusu değildir. Bir meseleyi daha anlamadan, önünü ardını görmeden, niyetini hedefini analiz etmeden verilen her tepki erkendir, eksiktir. Onun için de bizler süreci sürekli takip ediyoruz, gelişmeleri izliyoruz, izlediğimizi de baştan itibaren söyledik.”
AA
Yazıları posta kutunda oku