Bu yazıya atılan başlık yanlış! Bunun nedenini bu yazıda açıklamaya çalışacağım. Ama olayın üzerinden uzunca zaman geçmiş olmasına rağmen, zamanlaması doğru. Bazı olaylar vardır ki, herkesin söyleyecek bir sözü vardır ve olmalıdır. Ancak hepsi bir arada söylendiğinde bilgi ve duygu karmaşası yaratırlar.
Gazzeye giderken, içinde dokuz kişinin öldürüldüğü, 40’a yakın insanın yaralandığı gemi ile ilgili tartışmalar bitmiş değil ve etkileri devam edecek. İzninizle bu konuda birkaç hukuksal ve siyasal tespitte bulunmak isterim: Söz konusu gemi, sivil yolcuları olan sivil bir gemidir. Yolcular arasında radikal güçlerin olması ihtimali bunu değiştirmez.
Uluslararası sularda müdahale edilmiş olması Birleşmiş Milletler’in Uluslarası Sular Antlaşması’nın ihlalidir (Cenevre, 29 Nisan 1958) İsrail, 30 Eylül 1962 tarihinden buyana bu sözleşmenin tarafıdır (bazı çekinceler koymuştur). Bu gemi kendi kara sularına girmiş olsaydı dahi, kullanılan güç orantısız güçtür ve hukuk ihlalidir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler çatısı altında oluşturulacak bir komisyonun olayı araştırması doğru olur.
Gazze’nin izolasyonu, daha ılımlı olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün itibar kaybına ve Hamas’ın güçlenmesine neden olmuştur. Hamas sütten çıkmış ak kaşık değildir, terörü ön planda tutan bir örgütlenmedir. İsrail hükümetinin önemli başka bir hatası, Suriye ile İsrail arasında Türkiye’nin arabuluculuk çalışmaları sürerken, Gazze’ye askeri operasyon düzenlemesi olmuştur (2008/2009 yılı).
Hükümetlerin yaptıkları hataları, o devletin halkına veya bir dine yüklemek yanlış olur. Irkçılığa karşı Avrupa’da verdiğimiz mücadeleye Yahudi cemaatinin verdiği destek önemlidir, bu dostluğun kaybedilmemesi gerekir.
Olayın olduğu gün ve ardından gelen üç gün görevli olarak Libya’da bulundum. Arap basın ve yayın organlarının bu acı olayı Türkiye ve İsrail arasındaki bir savaş gibi göstermeye gayret ettiklerine şahit oldum. Ölenlerin Türk vatandaşı olması Türkiye’yi taraf kılar, ancak bunu iki ülke arasındaki savaş gibi göstermek akıl dışıdır. Hükümetler her halükarda geçici, devletler daha kalıcıdır. Bizim görevimiz, her şeye rağmen, dostlukları kalıcı kılmaya çalışmak olmalıdır.
Av. Memet Kılıç
Yeşiller Federal Milletvekili
Türkiye ve İsrail Arasındaki Çatışma – Memet Kılıç – News Europe ..::.. Avrupa Haber.
Bir yanıt yazın