Demokratik Açılım Toplantıları’nın sonuncusunu İstanbul’da internet medyası yöneticileriyle yapan Başbakan Erdoğan dert yandı:”Haberlerin altındaki yorumlar insanı katil eder!”
Aylin Duruoğlu / gazetevatan.com
Başbakan Tayyip Erdoğan, Demokratik Açılım Toplantıları’nın sonuncusunu biz internet medyası mensuplarıyla yaptı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı toplantı hükümetin ‘internet vizyonunu’ göstermesi açısından önemliydi.. Ah bir de şu YouTube ve Google yasağının gölgesi olmasa..
Erdoğan konuşmasının hemen başında sansürcü zihniyete karşı olduklarını söyledi ama binlerce sitenin kapanmasının önüne nasıl geçileceği konusunda somut bir mesaj vermedi.
“Bizler internetin doğuşuna ve hızla büyümesine şahit olan bir kuşağız. Bu müthiş, heyecan verici bir tanıklık” diyen Erdoğan, dünyayı küresel bir köye çeviren internetin gücünün farkında olduklarını göstermek için rakamlara başvurdu: “Web sitesi sayısı 234 milyona ulaştı, dünya üzerinde 1.7 milyar kişi internet kullanıyor. Günde 247 milyon e-posta gönderiliyor. Türkiye de 6.5 milyon internet abonesi var.”
Haber sitelerinde tatlı ve hızlı bir rekabetin hakim olduğunu görmekten memnun olduklarını söyleyen Erdoğan, internette en büyük derdinin ne olduğunu da açıkladı: Okuyucu yorumları…
YORUMLAR DAYANILMAZ!
Erdoğan, vatandaşların internet sitelerine yaptıkları yorumlardan şu sözlerle dert yandı:
“İnternet çıktılarını arkadaşlar getiriyor. İnanın bakmaya utanıyorum. Çünkü oradaki ifadeler hakareti aşıyor. Ailemden geçmişimden geleceğime öyle küfürler vardı ki bunların tarifi mümkün değil. Bunlar insanı katil bile yapar.. Yenilir yutulur, tahammül edilir şeyler değil. Bunun bizim toplumumuzun karakteri ile de yakından uzaktan ilgisi yok. Büyük ihtimalle bunlar belki üniversite gençliği. Siz TC Cumhurbaşkanısınız, Başbakanısınız, karşınızdaki bunu yapma hakkını nerden buluyor. Teknoloji buna imkan veriyor diye siz kalkıp küfredeceksiniz. Böyle bir hak olamaz. Hukukta yataklık etme var ya, bu da yardım ve yataklıktır. Bunu siz edite edeceksiniz koymayacaksınız, yayınlamayacaksınız. Bu millet eğer ayakta duracaksa sağlam aile yapısı ile durur. Bizim aile yapımız sarsılırsa, bu ülke buna tahammül edemez, daha fazla yürümez. Ama biz aile yapımızı sağlam tutarsak bu ülkeyi kimse tutamaz. Sizler de lütfen bu konudaki gayretinizi ortaya koyun. Özgürlükler noktasında, cezaevlerinde fikirden dolayı yatanların sayısı parmağın sayısını geçzmez. Fikir ve düşünce özgürlüğünden dolayı içerde kimsenin olmasını istemiyoruz. Ama bu hakarete gitmemeli. Eleştiri yap yapabildiğin kadar ama hakaret olduğu zaman… İş bu noktaya geldiği zaman dayanılmaz..”
BIÇAK VE NEŞTER
“İnternet amacı dışında kullanıldığında malesef bunu acımasızca yaşıyoruz (bunu ben şuna benzetiyorum, bıçak var neşter var. Neşterle hayat kurtarıyorsunuz, bıçak ile ekmek kesiyorsunuz. Ekmek keserken güzel ama aynı bıçağı kalkıp cinayette kullabilirsiniz.
Daha işin başında sayılırız o yüzden önlemleri almak zorundayız. Otokontrol ile internetin bir canavar olmasını engellemek ve yararlı hale getirmek zorundayız. İnternette sansürü kısıtlamayı kabul etmiyoruz ama otokontrol ile internetin de kendini artık daha sıkı denetlemesi gerekiyor. Haber sitelerindeki rekebat ve hız sırasında bazen sınırların zorlandığını üzülerek görüyoruz. Özel mahremiyet, haklar ve kişiliklerin korunmasında kimi zaman istenmeyen sonuçlar ortaya çıkıyor. Esas olan otokontroldür. İnternet medyasının bu noktada çok daha hassas olmasını rica ediyorum.”
DEMOKRATİK AÇILIM BİTMEDİ
Demokratik açılım sürecinin bitmediğini ısrarla vurgulayan Erdoğan, internet habercilerinden şu sözlerle destek istedi:
“Hepimiz aynı gemi içindeyiz. Ve aynı istikamete doğru yol alıyoruz. Kimsenin tahrikine gelmememiz gerekiyor.
Bugüne kadar görüşleri sorulmayan fikirlerine başvurulmayan kesimleri tek tek dinliyor ve onların önerilerinin politikalarımıza ışık tutması yönünde gayret ediyoruz. Ben internet medyasının milli birlik ve kardeşlik projesinde kilit rol oynacağına inanıyorum. Bu kadar hayatı etkileyen medyanın bu sürecin dışında kalamayacağını düşündük.”
05.06.2010
Yazıları posta kutunda oku