/ WASHINGTON (A.A) |
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı William Burns, “Türkiye ile mükemmel olmayan bir ortaklık bulunuyor ancak bu ortaklık üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz, çünkü bu bizim için birçok farklı açıdan önem taşıyor” dedi. Burns, ABD Hazine Bakanlığı’nın Terörizm ve Finansal İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Stuart Levey ile birlikte ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde düzenlenen İran’a yaptırımlara ilişkin bir oturumda, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Müsteşar Levey, Demokrat Parti California milletvekili Jim Costa’nın, “Türk bankalarının yeni yaptırımlara nasıl yanıt verdiği ve bu bankaların ABD’nin yaptırım uyguladığı kuruluşlarla iş yapmaya devam edip etmediğine” dair sorusu üzerine, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) geçen yaptırım kararına karşı oy kullanmasına rağmen, kararı uygulayacağını açıkladığına işaret etti. Türkiye’nin, özel sektörün faaliyetleri konusundaki kararı özel sektöre bıraktığını belirttiğini de ifade eden Levey, ABD yönetiminin 1 Temmuzda İran Yaptırım Yasasını (CISADA) çıkarmasından bu yana hem kendisi, hem de Amerikan Hazine Bakanlığından yetkililerin Türkiye’ye ziyaretler düzenlediğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada özel sektörle, bankalarla, bankacılık birliğiyle, hükümet yetkilileriyle temaslarda bulunduk. Tespitlerimize göre, Türkiye’deki özel sektör ve bankalar (hükümetin, BM’nin yaptırım kararına uyacağı açıklamasına) benzer tepki veriyor, çünkü Amerikan finansal sistemine erişimlerini kaybetme ihtimalinden ve itibarlarından endişe duyuyorlar”. Levey, Costa’nın, “Politikamız, Türk bankalarının (yaptırıma tabi kuruluşlarla) iş yapmayı sürdürdüğünü tespit edersek yaptırımlar uygulamak yönünde olacak mı? CISADA yaptırımlarını yürürlüğe koyacak mıyız?” sorusuna da, “Evet” yanıtını verdi. TÜRKİYE’NİN İRAN İLE TİCARET HACMİ ÇOK DA BÜYÜK DEĞİL ABD Dışişleri Bakanlığının Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı William Burns de, Demokrat Parti Nevada milletvekili Shelley Berkley’nin, “Türkiye’nin BMGK’deki yaptırım oylamasında ‘hayır’ oyu kullandığı ve yardımcı olmamak adına elinden geleni yaptığı” yönündeki yorumunu içeren sorusunu yanıtlarken, Türk hükümetinin, BMGK’nin 1929 sayılı yaptırım kararını uygulamaya kararlı olduğunu net biçimde ortaya koyduğunu hatırlattı. “Türkiye’nin BMGK’deki oyu ne olursa olsun bunu yapmakla yükümlüler ve bunu sağlamak için onlarla yakından çalışacağız” diyen Burns, şimdiden bazı Türk şirketlerinin İran’a rafine edilmiş petrol ürünleri tedarik etme işinden çekildiğine dair kanıtlar gördüklerini söyleyerek, TÜPRAŞ’ı (Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.) örnek verdi. Burns, Türkiye’nin İran ile ticaretinin toplam hacminin çok da büyük olmadığını söyledi ve “Türkiye’nin ihracatının yüzde 2’si gibi bir oran İran’a gidiyor, ithalatının da yüzde 2’si İran’dan geliyor” dedi. TÜRKİYE İLE MÜKEMMEL OLMAYAN BİR ORTAKLIK BULUNUYOR Türk firma, banka ve iş kuruluşlarının, uluslararası toplumun geri kalanı ve ABD ile yaptıkları işlerin, İran ile yaptıklarından daha fazla önem taşıdığını dile getiren Burns, Türkiye’nin, ABD’nin nükleer silah sahibi bir İran’a dair duyduğu derin kaygıyı paylaştığını açıkladığını ama aralarında bazen taktiksel farklılıklar görüldüğünü söyledi. Burns, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, Irak’ta örneğin kapsayıcı bir hükümetin kurulmasına yardım etme adına bizimle birlikte çalışarak yapıcı rol oynadı. İranlıların Irak’a yönelik tutumunun yarattığı tehlikenin bazen farkındalar. Dolayısıyla Türkiye ile mükemmel olmayan bir ortaklık bulunuyor ancak bu ortaklık üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz, çünkü bu bizim için birçok farklı açıdan önem taşıyor”. DAVUTOĞLU’NUN SÖZLERİNDEN ETKİLENDİ Demokrat Parti California milletvekili Diane Watson, oturumda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığındaki heyetin dün komite üyeleriyle yaptığı toplantıya atıfta bulunarak, “Toplantının bana göre özü, İran ile Batı ülkeleri arasında aracılık yapmakta olduklarıydı. Onları dinledikten sonraki hislerim, toplantı öncesindeki hissettiklerime göre biraz değişti. Türkler’i bizim için bu rolü oynamalarından dolayı takdir ediyorum. Onlarla diyaloğumuzu sürdüreceğiz ve etkide bulunacaklarını umuyoruz. Bu konuyu yorumlar mısınız?” şeklinde bir soru yöneltti. Burns, soruya cevabında, geçmişte aralarındaki taktiksel farklılıklar ne olursa olsun, Türkiye’nin ABD için birçok alanda önemli bir ortak olduğunu vurguladı. Türkiye’nin, çıkarlarının, nükleer silah sahibi bir İran’a karşı olduğunu net biçimde ortaya koyduğunu hatırlatan Burns, nükleer silah sahibi bir İran’ın yaratacağı istikrarsızlık ve risklerden kaçınmanın, bölgedeki herkes için olduğu kadar Türkiye için de önem taşıdığını belirtti. Burns, “Dolayısıyla Türklerle bu konularda birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Sadece İran konusunda değil, Türkiye’nin yapıcı rol oynamayı sürdürebileceği Irak, Lübnan ve diğer bir çok alanda bunu yapacağız” dedi. KOMİTENİN YENİ BAŞKANI OLMASI BEKLENEN LEHTINEN’DEN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ Komitenin ocak ayından sonra yeni başkanı olması beklenen Cumhuriyetçi Parti Florida milletvekili Ileana Ros-Lehtinen de, oturum sırasındaki açıklamasında Türkiye’ye değinirken, “Türkiye, ABD ile arasındaki büyüyen mesafeyi gösterme kararı şekilde, kamuoyu önünde Tahran’ı kucakladı, ekonomik işbirliğini artırdı, büyük bir gaz boru hattı anlaşması imzaladı ve BMGK’nın 1929 sayılı kararına karşı çıkması da dahil, ABD’nin İran tehdidini durdurma çabalarını zayıflatmaya çalıştı. Türkiye, Tahran’ın füze kapasitelerinin genişlemesine rağmen, NATO’nun, füze savunma sistemi projesinde İran’ı tehdit olarak göstermesini engelledi” yorumunda bulundu. |