Berlin’de düzenlenen 3. Türkiye-Avrupa Forumu’nda Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri ele alındı. Siyasetçilere, uzmanlara göre ilişkilerde pürüz çıkartan meselelerden biri Kıbrıs sorunu.
Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği ve dış politikada değişen rolleri Berlin’de düzenlenen 3. Türkiye-Avrupa Forumu’nda ele alındı. İstanbul merkezli Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Essen’da bulunan Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi’nin işbirliği ile düzenlenen etkinliğe, Türkiye ve Almanya’dan siyasetçiler, uzmanlar ve gazeteciler katıldı. Düzenlenen panellerde, müzakarelerin geleceği, Türkiye’nin dış politikası, Avrupa’nın güvenlik ve enerji politikalarında Türkiye’nin rolü, ekonomik krizin Avrupa’ya ve Türkiye etkisi ile göç konuları tartışıldı. Düzenlenen panellerde, Türkiye’nin müzakere sürecinde, güvenlik, savunma ve enerji alanlarında Avrupa Birliği ile işbirliği konusunda önüne çıkan en büyük pürüzlerden birinin Kıbrıs olduğuna dikkat çekildi.
Pürüzlerden biri Kıbrıs
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında devam eden müzakerelerde bugüne kadar 13 başlık açıldı. Ancak 35 başlıktan 18’inde ambargo bulunuyor. Bu nedenle de uzmanlar müzakerelerin geleceğinden kaygı duyuyor. 3. Türkiye-Avrupa Forumu’nun açılış konuşmasını yapan Kıbrıslı Türklerin eski lideri Mehmet Ali Talat, müzakerelerin önündeki en büyük engellerden birinin Kıbrıs meselesi olduğunu söyledi. Kıbrıs sorunun kritik bir döneme geldiğini ifade eden Talat, Ada’daki müzakerelerin tıkanmasının Türk tarafının lehine olmayacağını vurguladı. Talat, “tıkanıklık ortaya çıkarsa, bundan yararlanacak olan taraf Kıbrıs Rum tarafı olacaktır. Bir yandan Türkiye’nin limanlarını açması, yani Ankara protokolünün uygulanması ile ilgili baskılarını sürdürecek, öte yandan Kıbrıs’ta çözümsüzlükten herhangi bir sıkıntı yaşamadıkları için rahatlıklarını devam ettirecekler ve Kıbrıslı Türklerin yaşadığı büyük hayal kırıklığını daha da körükleme imkânı bulabileceklerdir” şeklinde konuştu.
Güvenlik politikasında Kıbrıs engeli
Kıbrıs meselesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile farklı alanlardaki ilişkilerini de etkiliyor. Almanya Savunma Bakanlığı Müşteşarı Thomas Kossendey, bu meselenin çözülememesi nedeniyle Türkiye ile Avrupa Birliği arasında güvenlik anlaşması imzalanamadığına işaret etti. Hrıstiyan Demokrat politikacı Kossendey, Avrupa Savunma Ajansı kapsamında Türkiye ile işbirliğinin daha iyi koşullarda devamı için çaba gösterilmesini, Türkiye’nin Avrupa Savunma Ajansı bünyesinde daha fazla söz hakkı almak istemesini desteklediklerini belirtti. Kossendey “ancak gerçekçi olarak şunu da söylemeliyiz: Avrupa Birliği’ne bağlı komisyonlar sadece 27 üyenin oybirliği ile karar alabiliyor” dedi.
“Türkiye girerse, dengeler değişir”
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Onur Öymen ise ”Kıbrıs meselesi çözülse, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği kolaylaşacak” görüşüne katılmadığını söyledi. Öymen, Fransa, Almanya, Avusturya gibi ülkelerden neden Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıkan sesler yükseliyor, sorusununa yanıt aranması gerektiğini ifade etti. ”Her gün bir gerekçe çıkartılabilir Türkiye’nin karşısına, bir gün insan hakları denir, bir gün Kürt meselesi denir, bir gün Kıbrıs denir… Benim kanaatimi soracak olursanız, esas mesele şu Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olursa, büyük devletler arasındaki denge değişecek, çünkü Türkiye Avrupa Birliği’ne bir büyük devlet olarak girecek. Çünkü Avrupa Birliği’nde hem Konsey’de kararlar üye ülkelerin nüfusuna göre alınıyor, hem Avrupa Parlamentosu’nda milletvekili sayısı nüfusa göre tanzim ediliyor.”
Ankara’nın dış politikasına uyarı
Üyesi olduğu Hrıstiyan Demokrat Birlik partisinin aksine Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyen Ruprecht Polenz ise 3. Türkiye-Avrupa Forumu’nda yaptığı değerlendirmede Ankara’yı izlediği dış politika konusunda uyardı. Alman Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Polenz, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırımlara karşı çıkmasını bir hata olarak nitelendirdi. Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliği de kaygıyla izlediğine işaret eden Polenz, şunları söyledi. ”Türkiye, Batı’ya sağlam ve yanlış anlaşılmaya yol açmayacak şekilde bağlandığı takdirde bölgede güç kazanarak tam da istediği gibi komşuları olan Arap ülkeleri üzerinde etkili olabilir, ki biz de Türkiye’nin etkili olmasını istiyoruz” şeklinde konuşan Polenz, bunun Avrupa Birliği’nin de çıkarına olacağını ifade etti.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman / Berlin
Editör: Ahmet Günaltay