ABD temsilciliklerinin Wikileaks’e sızan “confidential” belgelerinde geçtiğimiz on yılda Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin kimi değerlendirme ve yorumlar da yer aldı. Örneğin 2007 seçimlerinde önce Türk ekonomisinin durumunu değerlendiren bir elçilik görevlisi, “AK Parti içindeki yolsuzluğun denetiminde başarısız. IMF tarafından yeni stand-by programının bir önşartı olarak talep edilen bankacılık, vergi yönetimi ve sosyal güvenlik yasalarında yavaş kalmış durumda. AB ile ilişkiler ihmal ediliyor” iddialarında bulundu.
ABD eski büyükelçisi James Jeffrey ise, bir yıl önce ekonomiye ilişkin bir başka değerlendirmesinde, “Bölgesine ve tüm sorunlarına karşın Türkiye geçen 50 yılda bir başarı öyküsü yazdı, 16’ncı büyük ekonomi konumuna yükseldi, ve G-20 üyesi oldu” dedi ve Türk başarısının sırrını açıkladı.
Wikileks’te yer alan, ABD temsilciliklerinden merkeze gönderilen son on yıla ait “confidential” belgelerden kimilerinde Türk ekonomisine ilişkin görüş ve değerlendirmeler de yer aldı. Türkiye’nin “son 50 yılda” bir başarı öyküsü yazdığı saptaması yapılırken, belgelerde 2007 seçimlerinden önceki dönemde AB ile ilişkilerin başıboş bir halde sürdüğü, hükümetin “AK Parti yolsuzluklarıyla” mücadelede başarısız olduğu iddiası ortaya atıldı. Belgelerde ABD gözünden, Türk ekonomisindeki başarının “sırrı” da açıklandı.
-SON 50 YILDA EKONOMİDE BAŞARI ÖYKÜSÜ YAZILDI-
10 Ocak 2010 tarihli, dönemin ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in onayıyla merkeze gönderilen “Ankara’nın yeni dış politikasının ardında ne yatıyor” başlıklı “confidential” yani, “üçüncü derecede gizlilik seviyesine sahip, halka açıp olmayıp uzmanların görmesine izin verilen” bir raporda o günlerde Türk ekonomisinin içinde bulunduğu duruma değinildi. Yazıda “Tüm sorunlarına karşın Türkiye geçen 50 yılda bir başarı öyküsü yazdı, 16’ncı büyük ekonomi konumuna yükseldi ve G-20 üyesi oldu. Bu, bölgesel hatta küresel ilişkilerde daha etkin –ve daha bağımsız- bir liderlik rolü konusunda cesaret verdi ve bölgenin diğer ülkeleriyle kıyaslandığında güvenlik açısından olağanüstü durum ve demokratik sistemin beraberinde yürüdü” denildi. Değerlendirme “Ekonomi” başlığı altında şöyle sürdü:
-ABD GÖZÜYLE TÜRK BAŞARISININ SIRRI-
“Ekonomi: Türk başarısının bir sırrı ticaret ve teknoloji öncülüğündeki ekonomik büyüme olmuştu. Bu büyüme büyük ölçüde, on yıllar boyu süren ABD’den yapılan teknoloji transferi ve eğitim yardımı kadar, Türkiye’nin şu ana değin en büyük ihracat piyasası olan ve yatırımların gelişiyle nihayetlenen AB ile gümrük birliği sayesinde olmuştur. Bununla birlikte AB’ye ihracat 2008-2009 krizine bağlı olarak düştü, Türkiye yeni piyasalara piyasaya, özellikle de hidrokarbon zengini Arap dünyasına, İran, Rusya ve Kafkaslar/Orta Asya’ya. Bu ülkelerin paraları ve güçlü ithalat talepleri var ve Türkiye onlara petrol ve doğalgazları yüzünden bağımlı. Ancak bu ülkeler (Türkiye’nin bir diğer ihracat hedefi olan Çin’le birlikte) , ticaret ve siyaseti mix etmeye, AB ve Kuzey Amerika’dan daha fazla eğilimli. Böylece Batı bir dereceye kadar normal karşılanıyor ve ekonomik öncelik Orta Doğu ve ‘Avrasya’ya yöneltiliyor.”
-SON SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ AKP HÜKÜMETİ VE TÜRKİYE: AB İLE İLİŞKİLER İHMAL EDİLİYOR-
2005 yılının 25 Martı’nda ABD Ankara Büyükelçiliği görevlisi Robert Deutsch’un ekonominin içinde bulunduğu durumu da içine alan değerlendirmesinde AKP hükümetinin AB’yle uyum çalışmalarının yarattığı çetin güçlüklerle karşılaştığı, içteki siyasi ve ekonomik reformların başıboş kaldığı belirtildi. 2005 yılına ait ekonomik değerlendirme şöyle devam etti:
“2003-2004’te geçen reform yasalarının uygulaması ciddi biçimde yetersiz. AKP hükümeti askerle, Cumhurbaşkanlığı ile ve büyük ölçüde laik devlet bürokrasisiyle kötü bir ilişkiye sahip. AK Parti içindeki yolsuzluğun denetiminde başarısız. IMF tarafından yeni stand-by programının bir ön şartı olarak talep edilen bankacılık, vergi yönetimi ve sosyal güvenlik yasalarında yavaş kalmış durumda. AB ile ilişkileri ihmal ediyor. Erdoğan AB katılım müzakerelerini yürütecek olan baş müzakerecinin atanmasını geciktirmiş bulunuyor; hem Erdoğan, hem de dışişleri bakanı Gül, AB yetkilileri ve politikacılarını rahatsız etmiş açıklamalar yaptı. Erdoğan hala çok beklenen kabine değişikliğine karar vermedi.”
(ANKA)
Yazıları posta kutunda oku