ABD’nin gizli diplomatik yazışmalarında Türkiye’nin AB üyeliği konusunun Amerikalılar ile Fransızlar arasında kapsamlı bir şekilde tartışıldığı görülüyor.
(Metin Güneş / CNN TÜRK / Londra) — 12 Aralık 2006 tarihli kriptolarda ABD’nin Avrupa’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried ile Fransa Cumhurbaşkanı’nın diplomatik danışmanı Maurice Gourdault Montagne Türkiye’nin AB üyeliğini tartışıyor.
Montagne, Fransa’nın Türkiye’nin AB üyeliğinin bir tren kazasına uğramasını istemediğini dile getiriyor ama bunun sorumluluğunun Türkiye’ye ait olduğunu, Türkiye’nin bir jest yapması gerektiğini söylüyor.
Fried, Türkiye’yi AB’ye bağlı bir şekilde tutmanın stratejik önemini hatırlatınca, Montagne buna katıldığını belitiyor ama Türkiye’nin AB kurallarına uyması gerektiğinde ısrar edip, içerde kamuoyunun Türkiye aleyhindeki duygularını idare etmenin zor bir iş olduğunu söylüyor.
Montagne, BM’nin Kıbrıs planının referandumda onaylanmamış olmasının AB’nin suçu olmadığını söylüyor ve bunun Türkiye’nin Ankara Protokolü’ne uymaması için bir mazeret olamayacağını söylüyor.
Türkiye’nin bir jest yaparak protokolü uygulamaya başlamasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Montagne, zamanın Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ile Merkel’in (Komisyon’un teklifi doğrultusunda) sekiz başlığı müzakrelere açmamak ve açılmış olanları da kapatmamak konusunda hemfiklir olduklarını söylüyor. Ama iki liderin aynı zamanda Türkiye’nin durumu yeniden gözden geçirmesi konusunda da ısrarlı olduklarını belirtiyor.
Erdoğan’ın Merkel’e Türkler’den artık başka jest beklenmemesi gerektiğini söylediğini de hatırlatan Montagne, yine de Türkler’in geçmişte de sık sık yaptıkları gibi son dakikada bir yol bulacaklarını umduklarını söylüyor.
Fried, ABD’nin Türkiye’nin yapıcı tepki vermesine yönelik bir yaklaşım benimsediğini söylüyor ve AB’nin Ankara Protokolü’nün uygulanmasında tek taraflı bir yaklaşım içinde olmamasını umduğunu söyleyor. Fired, Montagne’e AB’nin de sözlerini tutmadığını hatırlatıyor. Montagne ise bunu kızgınlıkla redediyor.
Fried, ABD’nin yardımcı olmaya çalıştığını ama bunu açık bir şekilde yapmaktan kaçındığını da belirtiyor. Fried, son olarak Türkiye’nin stratejik önemi gözönüne alındığında konunun çok önemli bir kez daha vurguluyor.
Bir yanıt yazın