WIKILEAKS BELGELERİNDE TÜRKİYE NASIL ANLATILIYOR

Günlerdir merakla beklenen Wikileaks belgeleri ortaya çıkmaya başladı. Wikileaks sitesi çökertilirken Le Monde, New York Times ve Guardian belgeleri yayınlamaya başladı.

Günlerdir merakla beklenen Wikileaks belgeleri ortaya çıkmaya başladı. Wikileaks sitesi çökertilirken Le Monde, New York Times ve Guardian belgeleri yayınlamaya başladı. - wikileaks belgelerinde turkiye nasil anlatiliyor 2811101200 lYayınlanan belgelerde Türkiye ile ilgili özellikle Sinirlioğlu ve Davutoğlu bölümleri tartışma yaratacak. Wikileaks, Ankara’dan Washington’a gönderilen 7 bin 918 belgeyi ele geçirdiği verilen bilgiler arasında.

Belgeler incelendiğinde Türkiye’nin ABD ile İran konusunda işbirliği yaptığı dikkat çekiyor. Türkiye, ABD’ye kendi pozisyonunu kullanarak İran’ı yalnızlaştırma konusunda taahhütlerde bulunuyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye’nin politikalarını bölgede İran ve Suudi Arabistan’ı dengelemek olarak tarif ediyor. Bu durum, Türkiye’nin ikili bir strateji izlediği şüphelerini doğruluyor.

ORDU NE KADAR SESSİZ KALACAK

Azerbaycan’ın da Türkiye’nin Ermenistan açılımından duyulan rahatsızlığın yer aldığı belgelerde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in de Türkiye’nin bir enerji merkezi olmaması için Rusya ile gaz anlaşması yaptıklarını söylediği de belirtiliyor. Aliyev, Erdoğan hükümetinden “haz etmediği” de belgelerde yer alıyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun ABD’li yetkililerle yaptığı görüşmelerin tutanakları da bulunuyor.

Belgelere göre MOSSAD Başkanı Dagan, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns’e Türkiye’ye baktığı zaman ülkedeki İslamcıların giderek ivme kazandıklarını gördüğünü söyledi.

Belgede TSK’ya ilişkin MOSSAD şefinin şu sözleri yer alıyor: “Dagan burada sorulması gereken esas sorunun kendisini Türkiye’nin laik kimliğinin savunucusu olan ordunun bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı olduğunu ifade etti”.

DAVUTOĞLU:İRAN’I GENGELİYORUZ

17 Kasım 2009 tarihli belgede Ankara’da yapılan ve dönemin ABD Büyükelçisi James Jeffrey tarafından gizli belge statüsünde gönderilen tutanakta, Philip Gordon ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında yapılan ve İran’ın nükleer programını konu edinen bir görüşmenin detayları yer alıyor.

Belgede Gordon, Davutoğlu’nu Ankara’nın arabuluculuk çabalarının faydalı ya da mantıklı olmadığına ve İranlılara ciddi müzakerelere başlamadan zamanla oynama şansı verdiğine ikna etmeye çalıştı.

Davutoğlu ise belgelerde İran’ın nükleer silah sahibi olması durumunda yaşanabilecek riskin farkında olduğunu, tam da bu sebepten İranlılarla bu kadar yakından çalıştıklarını söyledi.

Gordon, Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarının İran meslesiyle ilgili soru işaretleri yarattığını söyleyince Davutoğlu, bunun farkında olduğunu ancak Guardian’ın son röportajında Erdoğan’ın söylediklerini tamamen aktarmadığını söylüyor. Davutoğlu, “Sadece Tükiye İran’la açık ve eleştirel bir dille konuşabilir, çünkü Ankara kamuoyu önünde dostluk mesajları vermektedir” diyerek ABD’yi İran konusunda ikna etmeye çalışıyor.

Davutoğlu Gordon’a Türkiye’Nin bölgede İran’a ve Suudilere bir alternatif olduğunu ve “bölgede İran etkisini sınırlandırdığını” söylüyor.

SİNİRLİOĞLU’NDAN İLGİNÇ SÖZLER

Belgeler arasında dikkat çeken bir diğer nokta ise Feridun Sinirlioğlu ile William Burns arasında yaşanan görüşme. Görüşmelerde Sinirlioğlu, ABD’nin İran’a askeri müdahalesinin İran muhalefetine zarar vereceğini söylerken, bölge ülkelerinin çoğunluğunun İran’dan rahatsızlığı dile getiriliyor.

Sinirlioğlu, Irak Başbakanı Maliki’den memnuniyetsizliğini dile getirerek, “kontrolden çıkma”ya eğilimli olduğu korkusunu ifade etti. İran’ın bölgede yayılma stratejisini eleştiren Sinirlioğlu, Suudi Arabistan’ın da bölgedeki partilere para verdiğini söylüyor..

Sinirlioğlu, Türkiye’nin Suriye politikasını ise Suriye’yi İran’ın yörüngesinden çıkarma stratejisine dayandığını anlatıyor. Sinirlioğlu bu durumda İran’ın bölgede yalnızlaşacağını söylüyor.

Sinirlioğlu’nun Burns’e başta tepki duyulan Rasmussen’in, NATO Genel Sekreterliği görevi için desteklenmesiyle ilgili şu sözleri dikkat çekiyor: “Size güvendik de Rasmussen’in seçilmesine izin verdik”.

Sinirlioğlu Burns’e Erdoğan’ın dile getirdiği İran tehdidinin öne çıkarılmaması talebini yineliyor.

Odatv.com


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir