RAFAEL SADI 26-10-2010
Türkiye Başbakanı İsrail’e kafa tutmaktan geri kalmıyor ve her geçen gün sözlü saldırı ve itham dozunu arttırdıkça arttırıyor.
Son inciler şöyle:
BİZ KATİL’E KATİL DERİZ ( Burada Katil dediği İSRAİL)
KATİL’den HESAP SORACAĞIZ…diyor ancak Harriri cinayetinin sorumlularını açıklayacak olan raporun da bir sene geciktirilmesini önerebiliyor. Bu bana biraz anlamsız geldi. Yoksa sayın Türkiye Başbakanı Lübnanlı Katillere katil diyemiyor mu? Veya şayet katiller dost saydığı Hizbullah Terör örgütünden ise bu katillere katil diyebilmekte herhangi bir çekincesi mi var?
Hani bir basit merak konusu hepsi o kadar.
LÜBNANA ACIMASIZ CA YAĞAN BOMBALAR…..
LÜBNANLILARDA MAVİ MARMARA GEMİSİNDE ŞEHİD EDİLEN 9 TÜRK’ÜN ACISINI YÜREKLERİNDE HİSSETTİ.
KATİL’E KATİL DİYECEĞİZ VE KATİLDEN BÜTÜN YAPTIKLARININ HESABINI ALLAHIN İZNİ İLE SORACAĞIZ.
Sayın Erdoğan İsrail’e bu şekilde ağır ithamlarda bulunurken aniden İsrail’i Barış’a davet ediyor ve Özür dileme ve tazminat ödeme şartını ortaya koyuveriyor.
Hacı Bektaşi Veli’nin sözlerini de hatırlatarak :
HAK İÇİN HUKUK İÇİN DİRİ OLACAĞIZ
ZALİMLERE KARŞI , ZULME KARŞI HERZAMAN DİRİ OLACAĞIZ.
Bu inciler ilk günün incileri idi. İkinci günkü Lübnan incileri ise söyle:
SEN AKDENİZ’DE KORSANLIK YAPACAKSIN
BENİM 9 MASUM KARDEŞİMİ HUNHARCA KATLEDECEKSİN.
SONRA DA BİZDEN SUSMAMIZI İSTEYECEKSİN.
SUSMAYACAĞIZ.
VAR GÜCÜMÜZLE HAKKI HUKUKU SAVUNACAĞIZ.
SEN (İSRAİL) GAZZE’DE VE LÜBNANDA ÇOCUKLARI ÖLDÜRECEKSİN
BİZİMDE SUSMAMIZI İSTEYECEKSİN. SUSMAYACAĞIZ.
Bunlar benim kaydedebildiğim konuşmaların sadece bir kısmı. Lübnan ziyaretinin önemli bir bölümü Sayın Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e kalı sözlü saldırıları ile gündeme gelmiş oldu.
Halbuki Sayın Erdoğan İsrail’in neden Lübnan’a ve Gazze’ye saldırdığını ya bilmiyor yahut ta bilmezden geliyor. Lübnandaki Hizbullah Terör Örgütü’nün İsrail’e attığı bombalardan haberdar değil galiba.
Veya İsrail’in Gazze’deki İşgal’i sona erdirdiğini ve bölgedeki Yahudi nufusu boşalttıktan sonra İsrail üzerine atılan 12500 adet bombadan birhaber veya İsrail’de ölen çcocukların ve insanların onun için çok fazla önemi olmasa gerek.
Mavi Marmara’da ölenleri Türk yasalarının aksine ŞEHİT ilan edebiliyor. Halbuki ŞEHİT sayılabilmek için öncelikle TSK askeri olmak gerekir. Aklına esip İsrail’e kendince savaş ilan eden bir kurumun üyeleri ve bir gemi yolcusunun ŞEHİT olmayacağını sanırım öğretmenlerim kendisine öğretememişler. Rahmetli Prof. Reşat Kaynar yaşasaydı (Hukuk Hocamız) kendisine bunu hatırlatırdı sanırım.
Sözümona Dost ve Müttefik ülke olan İsrail’e fütursuzca KATİL ve KORSAN diyebilmekte ve ALLAHIN İZNİ İLE HESAP SORACAĞIZ diyebilmektedir.
Bu ifadenin tam tercümesi ben sana kan davası güdüyorum ve senden Kan alarak hesaplaşacağım demektir.
İfadelerin bir kısmında ise Sayın Erdoğan İsrail’in muhtemel bir Lübnan veya Gazze çatışmasında kendisini otomatik olarak taraf saydığını ve evvelce saydığı gibi Gazze’nin kaderini ANKARA’nın ve İSTANBUL’un kaderi ile bir tutacağını söylemiş olmasına da dayanarak İsrail’e bir savaş ilanı tehdidi oluşturduğunu saymamak anlamamak için ne olmak gerektiğini sanırım herkes biliyordur.
Peki İsrail bu gizli yarı açık tehditlere ne diyor?
Yeruşalayim hükümet çevrelerinde yaptığım yarım günlük bir telefon trafiğinden sonra İsrail devleti olarak resmi bir tepki vermeye değer verilmediğini açık ve seçik olarak duydum. Yeruşalayim’de kimse Sayın Erdoğanı çok ciddiye almıyor ve Türkiye ve Türk insanı ile bağdaştırmıyor. Adeta bu zat Türkiye’nin imajını sarsıyor ve bizce Türk insanını temsil etmiyor diye düşünüyorlar.
Sayın Erdoğan’ın Lübnan ifadelerini ise kısaca şöyle değerlendiriyorlar:
1-2011’de seçimler var ve elindeki tek oy toplama malzemesi İsrail ile uğraşmaktır.
2- Söylediği yalan ve yanlışlar ile sanıyoruz ki hitap ettiği Arap kitleleri bile inandıramamaktadır.
3- Ermenilerin yapmış oldukları Lübnan protestolarının sesini bastırmak için İsrail’e sözlü saldırılar bir bize gölgeleme stratejisi gibi geliyor.
4- Konuşmalar siyasi ve barışçıl olmaktan çok intikam ve popülizm içeriyor. Bunu evvelce bir çok Arap lideri denedi ama kimse başaramadı.
5- İsrail Türkiye halkının dostudur , umud ederiz ki bu dostluğu kimse bozamayacaktır.
Kısaca Yeruşalayim’deki bir kaç yetkilinin isim vermeden yaptığı açıklamalar yaklaşık olarak budur.
Bunu değerlendirmek gerekirse İsrail Türkiye ile kapışmayacak ve resmi cevaplar verilmeyecektir.
Türk halkının ve onurunu korumanın Sayın Başbakan’a cevap vermekten daha önemli olduğunu düşünüyorlar.
Sayın Mehmet Ali Birand’ın CNN TÜRK te yaptığı söyleşiyi ilgili yetkiliye izah ettiğimde ise , gördün mü bizim için önemli olan Türk insanı modeli budur ve bu insanlar ile Türkiye’nin hak ettiği yeri bulacağına inanıyoruz dediler.
Tabii ki isim zikretmememi özellikle rica ettiler.
Türk insanı ve Türkiye İsrail için halen önem arzediyor ve bunun karşılıklı olması gerektiğini düşünüyorlar.
RAFAEL SADI
Bir yanıt yazın