Türkiye’nin ihracatta ve istihdamda lokomotif sektörlerinin başında gelen Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon sektörü, İngiltere’yi Türk konfeksiyon ürünleri ile giydirmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kendi markası ile hazır giyim ihracatı yapan Ege Hazir Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) üyesi 24 firma, 23-25 Kasım 2007 tarihlerinde Londra’da “Turkish Fashion Break Londra 2010” Marka Ticaret Heyeti organizasyonuna katılarak, Türkiye’nin ihracatını arttırmak için görücüye çıktı. EHKİB Başkanı Emre Kızılgüneşler, buarad ayaptığı açıklamda, “Biz bu kurlarla bile bu ihracatları yapabiliyorsak, inanın ihracatçıların hepsi benim gözümde birer kahraman” dedi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğünde, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği tarafından organize edilen “Turkish Fashion Break Londra 2010” Marka Ticaret Heyeti organizasyonu kendi markası ile hazır giyim üretimi ve ihracatı yapan 24 firmanın katılımıyla 23-25 Kasım tarihleri arasında Londra’da German Gymnasium’da gerçekleştirildi.
“TÜRK HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNÜ İNGİLİZLERE TANITIYORUZ”
Fuara katılan Londra Ticaret Başmüşaviri Yüksel Akça, “İngiltere’nin Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir ülke olduğunu ve 9 aylık rakamlara göre, Almanya’dan sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi.
İngiltere’de ihracat artışımız genel atışın iki katı, yani yaklaşık yüzde 26 olduğunu vurgulayan Akça, Bu artışın otomotiv sektöründen sonra hazır giyim ikinci sırada bulunduğunu kaydetti.
Akça, şöyle ifade etti:
“Hazır giyimde Çin’den sonra İngiltere’nin ikinci tedarikçisiyiz. Burada uzunlu yıllardır çalıştığımız çok öneli hazır giyim alıcıları var. Next, Debenhams, Ted Baker gibi bir çok ünlü marka var. Buradaki amaç, Türk hazır giyim sektörünü yeniden İngilizlere tanıtmak. Onlara yeni müşteriler kazandırmak ve İngiltere pazarındaki fırsatları sunmak.Türk ihracatçısı için önemli bir pazar olan İngiltere, özellikle hazır giyimde odaklanacağımız nokta, artık bizim kaliteli ve uygun fiyatlı ürünlerimizi doğru müşterilere satabilmek. Bu amaçla, Dış Ticaret Müsteşarlığı, ihracatçı birlikleri ve ticaret müşavirlikleri olarak, işbirliği halinde firmaları alıcılarla tanıştıracak ortamlar yaratıyoruz. Ticaret heyetleri, alım heyetleri, fuarlara katılım bunların enstrümanları.”
İngiliz firmaları açısından Türkiye’den mal almanın bir çok avantajları olduğunu belirten Akça, “Birinci en büyük avataj, gümrük birliğinden dolayı sanayi ürünlerinin hiç birine gümrük vergisinin ödenmemesi. İkincisi tedarik süresi dediğimiz verilen siparişin buraya teslimi. Bunu 3-5 gün içerisinde biz yapabiliyoruz ama Uzak Doğu’dan 2 aydan önceden buraya gelmesi mümkün değil. Üçüncüsü verilen siparişin miktarı. Türk ürünleri yüzlü siparişlerden konteynerlere kadar olan siparişi kısa sürede yerine teslime tmekte oldukça başarılı” diye ifade etti.
“TÜRK FİRMALARI BİR ÇOK KONUDA RAKİPLERİNDEN ÜSTÜN”
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler de Ege İhracatçıları Birlikleri bünyesindeki 24 firmanın katılımıyla Londra’ya geldiklerini söyledi.
Yaklaşık 5-6 ay ‘Turkish Fahion Break’ için hazırlık yaptıklarını belirten Kızılgüneşler, “Tanıtım komitemizin önderliğinde yapılan bir çalışma. Burada da danışman firmamızın beraberinde hem katılcak firmaların seçimi yapıldı hem de görüşülecek firmaların tanıtımı yapıldı. Şu ana kadarda gerçekten iyi bir katılım var. Bizim için oldukça önemli bir organizasyon” dedi.
Kızılgüneşler, şöyle devam etti:
“Turkish Fasion Break, aslında tamamıyla pazarlamayı bir aşama ileri götürüp, bizim ‘birebir pazarlama’ dediğimiz ya da ‘butik pazarlama’ dediğimiz yönetemlerden birisi. Sektörel ticaret heyeti olarak gerçekleştiriyoruz. Sektörel ticaret heyeti olarak müsteşarlığın verdiği destekleri kullanıyoruz. Gelen firmalarımız hem daha uygun finansman hem de bir çok müşteriyle tanıştıkları bir organizasyon haline geliyor. Amacımız en azından katılan bazı firmaların gelen müşterilere kendilerini tanıtması. Burada hemen siparişler olacak ya da onları bekliyoruz demek değil, en azından bir kart alış verişi, bir randevu talebinin gerçekleştirilmesi bizler için çok önemli noktalar. Çünkü ilk aşama en zor aşama bizim için. Müşteriyle ilk toplantı zor haline geliyor. Çünkü Türk firmaları özellikle bir çok konuda rakiplerinden üstün. Sadece fiyat konusunda sıkıntılarımız var. Ama fiyat konusunu ikinci plana itebileceğimiz bir çok konuda ön planda. Pazarlama stratejisi olarak bunları kullanıyoruz. Görüyorumki 24 firmanın neredeyse tamamı çok memnun. Yeni firmalarla tanışıyorlar. Bunlar bizim hedeflerimize ulaşacağımızın bir göstergesi aslında.”
“İNGİLİZLER İÇİN ÖNEMLİ BİR TEDARİKÇİ ÜLKEYİZ”
İngiltere’nin Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında Almanya’dan sonra ikinci büyük Pazar olduğunu vurgulayan Kızılgüneşler, “İngiltere bizim için çok büyük ve önemli bir pazar. Bu pazarlarda tutunabilmek ve sahip olduğumuz yüzde porsiyonu daha da arttırmak nihai amacımız. İngiltere içinde çok önemli aslında çünkü, Türkiye’de İngiltere’nin hazır giyim ve konfeksiyon olarak, en çok ithalat yaptığı ikinci ülke Türkiye. Bu da çok önemli bir faktör. İngilizler içinde önemli bir tedarikçi ülkeyiz. Bu ilişkiler daha geliştirmek, daha da hızlandırmak, aradaki iletişimi arttırmak en büyük amaçlarımızdan bazıları. Bu tarz organizayonlar, sektörümüze ya da ihracatçı diğer sektörlere ışık tutacak çalışmalar. Çok iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum ve çok umutluyum.Çünkü daha önce başka ülkelerde de bu organizasyonu yaptık. Onlarıda yaşamış biri olarak, ilginin yoğun olduğunu söyleyebilirim” şeklinde ifade etti.
“BU KURLARLA İHRACAT YAPANLAR KAHRAMAN”
Kızılgüneşler, ihracatçıların kurun bulunduğu noktadan çok rahatsısız olduklarının altını çizerek, “Sadece ihracatçılar değil, üreten tüm kesim rahatsız. Çünkü Türkiye git gide ithalata bağımlı bir ülke haline geliyor. İthalatla büyüyen bir ülke haline geliyor. Biz Türkiye’nin potansiyelinin farkındayız. Tahmin ediyorum hükümetimizde farkında. Ama onlarıda zorlayan bir çok sebep var. Yıllarca büyük enflasyon, borçların hızla artması…Tabi onlarda bunu stabil tutmaya çalışıyorlar. Yanlız hem Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin hazırladığı hem de Sanayi Odaları’nın hazırladığı bazı raporlar var. Bu raporlarda da belirtildiği gibi, eğer kurda biraz daha rahatlama sağlanırsa iyi olur. Biz çok yüksek kurlar istemiyoruz çünkü, bu bizim içinde büyük bir dezavantaj haline geliyor.Enflasyonist bir ortamada girmek istemiyoruz. Bu da istemediğimiz bir durum. Ama biraz daha rahatlık sağlanırsa rakiplerimizden daha çok öne çıkarız. Biz bu kurlarla bile bu ihracatları yapabiliyorsak, inanın ihracatçıların hepsi benim gözümde birer kahraman. Çünkü zararına dahi olsa mal satıp pazarlarını korumaya çalışıyorlar. Aynı zamanda ileriye dönük alt yapı yatırımlarını, teknolojik yatırımlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu çok zor bir süreç. Bu konuda destek gerekiyor” dedi.
Kızılgüneşler, şunları söyledi:
“TÜRKİYE, ÇALIŞMAYI SEVEN, ÇALIŞKAN BİR ÜLKE”
“Türkiye’nin her zaman ihracata ihtiyacı var. İhracata dayalı büyümeye ihtiyacı var.Çünkü ülke büyük bir ülke;70 milyon nüfus var ve bunun çoğu da genç. Çalışmayı seven, çalışkan bir ülke Türkiye. Eğitimli gençler her gün iş dünyasına hazır halde geliyorlar. Üniversitelerimiz kuvvetli. Yutdışında eğitim alan geçlerimiz var. Vizyonu açık bir ülke. Tam bir köprü. Bunları kullanmamamız için hiç bir sebep yok. Bunların kullanılmasına elverişli bir ortam yaratıldığı takdirde, çok ciddi atılımlar yapacağımızı ve belki dünyanın 17’inci büyük ekonomisi değil, ilk 10’ndaki ekonımilerden biri haline geleceğimize inanıyorum. Herkesin dilinde dolaşan ‘Köprü Ülkeler’ yani Brezilya, Hindistan ve Çin’in yayına Türkiye’yi de koyabileceğimize inanıyorum. Bu ülkeler, kendi para birimlerini biraz olsun düşük tutmaya çalışarak, kendi mallarını daha fazla satmaya çalışıyorlar. Bizimde takip etmemiz gereken yön bu. Eğer bunu yapabilirsek üretimimiz çok canlanır, ihracatımız çok artar, ihracatımız ithalatımızdan fazla hal gelir. Bizim özlediğimiz tablo ve kurduğumuz hayal bu.”
Alpaslan Düven – LONDRA – DHA