Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi ve eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Faruk Loğoğlu, “Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler onarılmadan Türkiye-ABD ilişkilerinin tekrar eski haline gelemeyeceğini” savundu.
ABD’deki düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü tarafından “Türkiye-ABD İlişkilerini Yeniden Düzeltmek” konulu bir konferans düzenlendi.
Loğoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’de bazı kesimlerin Türk ekonomisinin güçlendiği, ülkenin daha demokratik hale geldiği, dış politikada çok yönelimli politika izlendiği ve Türkiye’nin bölgesel lider ve küresel güç olmaya başladığı görüşünde olduğunu, karşı tarafın ise Türkiye’nin sağlıklı bir yola doğru gitmediği, şu anki hükümetin İslami bakışın rehberliğinde bir dünya görüşüne sahip olduğu ve ülkede İslami görünümün daha da yaygınlaştığı kanaatinde olduğunu söyledi.
“Evet, İslam’ın yeri Türkiye’de artıyor” diyen Loğoğlu, bunun sadece insanların günlük davranışlarına değil, yasalara da yansıdığını savunarak, artık televizyonlarda birçok dini temanın yer aldığını, üniversitelerin ardından şimdi ilköğretimde başörtüsü konusunun tartışılmaya başladığını kaydetti.
-“ABD YÖNETİMİ DE HUZURSUZ”-
Loğoğlu, Türk dış politikasında ise İran, İsrail ve AB konularında yaşanan sorunların tesadüfi olmadığını, bunun iktidarın Türkiye’nin içerisinde yapmak istediklerinin uzantısı olduğunu savundu.
Türkiye’nin Batıyla ilişkisinde dört ölçüt bulunduğunu, bunlardan biri olan Türkiye’nin AB üyelik sürecinin şu anda “çok yavaş ve neredeyse ölü” olduğunu anlatan Loğoğlu, ikinci ölçüt olan Türkiye-ABD ilişkisinde de gerilim yaşandığını ve Washington’da Türkiye’ye yönelik birçok rahatsızlık ve sıkıntı bulunduğunu ifade etti.
Loğoğlu, geleneksel olarak ABD ile ilgili sorunlarda Kongre ile Beyaz Saray’ın “iyi polis-kötü polis”i oynadığına dikkati çekerek, “Ancak bugün durum farklı. Sadece Kongre değil, ABD yönetimi de huzursuz. Bu çok daha zor bir durum yaratıyor” dedi.
Üçüncü ölçüt olan Türkiye-İsrail ilişkilerinin ise “hiç bu kadar kötü olmadığı” yorumunda bulunan Loğoğlu, dördüncü konu olan NATO’da da Türkiye’nin füze savunma sistemi hakkında bazı meşru endişeleri bulunduğunu söyledi. Loğoğlu, Türk hükümetinin Lizbon Zirvesinde bu konudaki uzlaşıya katılıp katılmayacağının hala açık olmadığını, Türkiye’nin NATO uzlaşısına “katılacak gibi görünmediğini” söyledi.
Loğoğlu, Türkiye’nin Batıyla ilişkilerindeki bu dört temel ölçütte de sorunlar olmasının “iyi bir durum yaratmadığını” ifade etti.
-“İSRAİL AYAĞI OLMADAN TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ SAĞLIKLI OLMAZ”-
Faruk Loğoğlu, kendisinin Washington büyükelçiliği döneminde de Türkiye-ABD ilişkilerinde Irak, Ermenistan ve terör örgütü PKK gibi konularda sorunlar bulunduğunu, ama her zaman ilişkileri “iyi ve güçlü” olarak nitelendirebildiğini, ancak artık bunu söylemenin mümkün olmadığını kaydetti.
“Öncelikle Türkiye-İsrail ilişkilerini onarmadan, Türk-Amerikan ilişkileri tekrar eski haline getirmenin bir yolu olmadığını” savunan Loğoğlu, “Türk-Amerikan ilişkileri, tripodun ayakları gibidir; Türkiye, ABD ve İsrail ayakları. İsrail ayağı sarsıldığında veya olmadığında, Türkiye ile ABD arasında gerçekten sağlıklı bir ilişkiden söz etmek mümkün değil” dedi.
ABD’nin Türkiye ile daha iyi ilişkide olmak istediğini, ama problemin Ankara ve Tel Aviv’den kaynaklandığını ifade eden Loğoğlu, gelecekte de Türkiye-İsrail ilişkilerinde gelişme olmasını beklemediğini söyledi. Loğoğlu, ancak iki ülkenin ilişkilerinin iyileşmesi gerektiğini ve bunun bölgenin geleceği için de önemli olduğunu belirterek, “Türkiye’nin de oyunda olması, bölge barışının sağlanması şansını önemli ölçüde artırır” diye konuştu.
Faruk Loğoğlu, bir soru üzerine, Türkiye’nin Arap dünyasındaki popülerliğinin AB üyeliği sürecinden kaynaklandığını, bunun yanında Arap ülkelerinin Türkiye’yi kendilerine lider olarak görmediğini söyledi.
Türkiye’nin laik demokrasisini AB üyelik sürecinin beslediğini, bunun olmaması halinde Türkiye’nin laik demokrasisinin bir süre daha ayakta kalabileceğini, ama bunun uzun sürmeyebileceğini savunan Loğoğlu, bu nedenle AB sürecinin çok önemli olduğunu kaydetti.
-“LİZBON ZİRVESİ KİLİT TEST NİTELİĞİNDE”-
ABD’deki düşünce kuruluşu German Marshall Fund’ın uzmanlarından Ian Lesser de Lizbon Zirvesinin Türkiye-ABD ilişkilerinde “kilit test” noktalarından biri olacağını ve zirvede Türkiye’nin tavrının önem taşıdığını söyledi.
Türkiye’nin zirvede füze savunma sistemiyle ilgili ortaya çıkan yapıyı imzalayacağını düşündüğünü belirten Lesser, bunun sadece Türkiye’nin NATO’nun en büyük paydaşlarından biri değil, bölgesinde füze tehdidine açık ülkelerden biri olmasından kaynaklandığını ifade etti.
Washington Enstitüsü uzmanlarından Scott Carpenter da Türkiye’nin değiştiğinin kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye ile İsrail arasındaki stratejik ortaklığın “geri dönülemez şekilde sona erdiği” yorumunda bulunan Carpenter, Türkiye ile ABD ilişkilerinde gerginlik yaşandığını, ama Türkiye’nin “hala kaybedilmediğini ve ilişkilerin geliştirilebileceğini” söyledi.
Washington Enstitüsü Türkiye uzmanı Soner Çağaptay da füze savunma sisteminde uzlaşılabilineceğini, ama uygulamada sorunlar yaşanabileceğini söyledi. Çağaptay, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin gelişmesi için iki ülkenin daha iyi diplomatik görüşmelerde bulunması, ABD’nin özellikle kamu diplomasisine önem vermesi, Türkiye’nin AB üyeliğini daha kuvvetli desteklemesi ve hükümet dışı kurumlarla da bağlarını artırması gerektiğini kaydetti.
AA