AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, ”AB ile müzakerelerini tamamlaması halinde Türkiye için üyelik dışındaki alternatiflerin de değerlendirilebileceğini” söyledi.
Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nde (EPC) “vizyonunu” anlatan Van Rompuy, Türkiye’ye ile ilgili düşüncesi dahil olmak üzere çok sayıda soru soruldu.
Van Rompuy, tüm soruları yanıtlamasına rağmen rağmen Türkiye’ye değinmemesi üzerine EPC Başkanı Hans Martens’in, “Türkiye hakkında da birkaç söz edin” şeklindeki ısrarıyla karşılaştı.
Martens’e teşekkür eden Van Rompuy, “Size çok resmi bir cevap vereceğim” diyerek başladığı konuşmasında şunları kaydetti:
“Türkiye 1999’da AB’ye aday üye oldu. 2005 yılında müzakerelere başladı. Birçok engelin mevcudiyetine rağmen müzakereler hala sürüyor. (Sorunlar) yabancı üçüncü ülkelerle değil, üye ülkelerle. Bu sorunları çözmemiz gerekiyor. Bizi ilgilendiren kısmı, bir üyemize, (Kıbrıs Rum kesimine) diğer üye ülkelerden farklı davranamayacağımız.
Türkiye’de gerçekleşen tüm reformları memnuniyetle karşılıyoruz. Bunlar sayesinde Avrupa modeline ve muktesebatına yaklaşıyorlar.
En başından beri Türkiye’nin müzakerelerinin uzun zaman alacağını biliyoruz. 10 yıldan fazla süreceğini baştan biliyoruz. İlerlememiz gerekiyor, fakat herkes uluslararası anlaşmalara, AB içinde yaşadığımız şekilde tüm üye ülkelere saygı göstermek zorunda. Fakat müzakereler uzak mesafeli ve sonunda bazısı referandum yoluyla 27 üye ülke karar verecek. Bildiğiniz gibi müzakerelerin sonunda, üyelik ve diğer formüllerden hangisinin en iyi olduğu konusunda AB içinde gerçek bir anlaşma olmayabilir. Fakat şu aşamada en önemli şey bizim başladığımız şekilde gerçekten iyi niyetle müzakere yapmamız ve yolun sonunda (Türkiye’nin) hangi statüde olacağı konusunda anlaşmamız.”
Van Rompuy, kendisine Türkiye sorusunu yönelten EPC analisti Amanda Paul’a yönelik olarak da, “Sizi hayal kırıklığına uğrattım, bunun farkındayım” dedi.
Belçika eski Başbakanı Hristiyan Demokrat Van Rompuy, 2004 yılında partisi muhalefetteyken parlamentoda yaptığı bir konuşmada, “Türkiye, Avrupa’nın parçası değil ve asla olmayacak” demişti.
Van Rompuy, “AB’nin Türkiye’yi içine alarak genişlemesi geçmişteki genişlemelerle kıyaslanamaz. Avrupa’da aynı zamanda Hristiyanlığın temel değerleri de olan mevcut evrensel değerler, Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin girişiyle gücünü yitirir” ifadesini kullanmıştı.
Yaklaşık 1 yıl önce AB Konseyi Başkanlığına getirilen Van Rompuy’un bu göreve atanması için en fazla çabayı, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy göstermişti.
AB Konseyi Başkanı olarak kendi ifadesiyle “AB perspektiflerini teyit etmek için” Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Makedonya, Bosna Hersek, Arnavutluk ve Kosova’yı ziyaret eden Van Rompuy’un, konferanslarında olduğu gibi seyahatlerinde de Türkiye’yi ”unutması” dikkati çekiyor.
AA
Bir yanıt yazın