Arslan Bulut
Çin’de küçük çocuklar, tasma ile gezdiriliyor. 18 aylık kızı olan Vang Song, AA muhabirine yaptığı açıklamada, nüfusu 20 milyonu aşkın Şanghay’da minik kızı Vang Vey’in güvenliği için çocuk tasması kullandığını söyledi.
Vang Song, “Çocuğun koltuk altından sırt çantası gibi geçirilen ve 2 metrelik kayışı sayesinde hareket serbestliği sağlayan ürün son derece kullanışlı. Alışveriş sonrası eliniz poşetlerle dolu olduğunda dahi kayışın ucundan tutmanız sayesinde çocuğum yanımdan bir yere ayrılmamış oluyor” dedi.
Çocuk tasmasının fiyatı 224 Yuan.. (Yaklaşık 45 TL.)
Çin’de tek çocuk politikası ile birlikte “tek köpek” uygulaması da var.
* * *
Tabii bu uygulama, çocuğun bir köpek gibi değerlendirildiği düşüncesiyle bize ters gelecektir.
Fakat Çin, ABD’ye ekonomik tasma ile bağlıdır, bağımlıdır. Çin’deki üretim patlamasını teşvik eden, ABD ekonomisidir. Türkiye ise NATO süreci başlar başlamaz, boynuna geçirilen askeri-siyasi tasmayı, sonradan ekonomik ve kültürel başka tasmalarla devam ettirdi. Meselâ herkesin elindeki kredi kartı, birer elektronik tasmadır. Ordunun kullanmak zorunda olduğu Amerikan silahlarının her biri tasmadır. Televizyonlarda seyrettiğimiz Amerikan filmleri kültürel tasmalardır. Son olarak önceki gün, çocukların seyrettiği bir çizgi film kanalında, Yahudi olmadan Yahudileşmek anlatılıyordu!
* * *
Emekli general Osman Özbek ise 2002 yılında ülkede olan 8.5 milyar dolar sıcak paranın, seçim öncesi 120 milyar dolara ulaştığını belirterek “Seçim öncesinde gelen bu sıcak paranın anlamı nedir? Kimin için gelmiştir. Bu para kesin olarak seçimler için geldi. Ancak kim gönderdi, hangi amaç için gönderdi bunun ortaya çıkması lazım. Çünkü seçimlerden sonra yeniden bir anayasa yapılacak. Türkiye bölünmek üzere iç merkezli ve dış destekli tehdit altındadır” dedi.
İşte o para, boynuna tasma hatta boyunduruk takılmak istenen bir milletin seçimlerde kandırılabilmesi içindir.
Türkiye, 1952’den beri askeri yardım almaktadır. Bu da hem savunma sanayii, hem de iç politikanın kontrol altında tutulması demektir. Türkiye’nin yönetim kadrolarında önemli mevkiler işgal eden insanların neredeyse tamamı, bir proje dahilinde ABD’de eğitilmiştir. Öyle ki bu kadrolar, “Çekiç Güç” adlı bir işgal kuvvetini Türkiye’ye davet edebilmiş, Türkiye’nin ve Türk milletinin kaderi ile oynamasına imza atabilmiştir. Hatta 1 Mart 2003 tezkeresi ile Amerikan ordusunun Mersin’den Hakkari’ye uzanan topraklara, Samsun, Trabzon, Afyon ve Sabiha Gökçen havaalanlarına yerleşmesi de az kalsın kabul ediliyordu.
Tezkere bir tasmaydı ama bazıları hâlâ anlamıyor; Türkiye’nin Irak’a asker sokmasının engellendiğini iddia edebiliyor. Halbuki Mersin’den Hakkari’ye kadar uzanan topraklar Amerikan işgali altına giriyordu. Trabzon, Samsun, Çorlu, Sabiha Gökçen, Afyon gibi havaalanlarına da Amerikan tasması takılıyordu!
Şimdi ise daha modern bir tasma buldular: Füze kalkanı tasması!
Türkiye’nin başbakanı, projenin, bütün Türkiye coğrafyasını kapsamasını istiyor! Demek ki Edirne’den Kars’a yurdun her milimetrekaresi, manyetik kontrol altına alınacak; tasmalanacak!
* * *
Atatürk’ün ölümünden itibaren Türkiye’yi Batı sermayesine teslim edenler, tasmalı demokrasiyi de kabul ettiler. İşte bugün, mercimek, nohut veya kömür tasması ile bağlanan veya takva derecesinin ancak Allah tarafından belirlenebileceğini, insanların eline böyle bir ölçü aleti verilmediğini bilmeyen ve bu sebeple “Dindar Cumhurbaşkanı” gibi söylem sahiplerine, hatta “Müslüman sayımı yapıyoruz”, “Alevi hakimler gidecek, Müslüman hakimler gelecek” gibi iğrenç sloganlara oy veren, bütün bunların başlarına geçirilen tasmanın gizlenmesi için ortaya atıldığından habersiz kitleler demokrasicilik oynuyor!
Tasmalı demokrasi!