Behiç KILIÇ
İpekçi cinayetinin faili Mehmet Ali Ağca, geçen hafta TRT ekranında görüldü.. Papa suikastı ile ilgili önemli ipuçları verdi.. Verdi ama sözlerinin altında hangi kodlar var bilmiyoruz.. Bazı isimleri vermesi neden?.. Bu bir mesaj mı (Konuşurum ona göre, elimden tutmuyorsunuz !!) uyarısı mı?!. Gene de sözleri önemli..
Ama, Abdi İpekçi konusunda suskun.. Oysa Türkiye için önemli olan İpekçi olayıdır..
Cinayetin işlendiği günlerin Türkiye’si ile ilgili bir tur atalım..
Türkiye 79: ASALA dış destekli bölücü silahlı güç olarak tehlikelidir. Dışarıda diplomatlar hedeftir, ASALA militanları Türkiye’de sağ ve sol terör örgütlerine sızmış silahlı provokasyonları geliştirmektedir. Uluslararası mafya ve bölgedeki hakim, çokuluslu gizli servisler ASALA’ya destek vermekte, beraberce silah ve uyuşturucu ticareti yapılmaktadır. İtalya’da Lübnan kökenli, İstanbul’da yaşamış Henri Aslanyan adlı bir Ermeni kaçakçı, ASALA’nın desteği ile, İtalyan aileleri sindirmeyi başarmış ve silah ve uyuşturucu ticaretinin iplerini tutar hale gelmiştir. Ermeni asıllı Aslanyan, Bulgar gizli servisi ile irtibatlıdır. Aslanyan, aynı zamanda ABD’nin uyuşturucu ile mücadele örgütü DEA’nın da ajanıdır! Türk gümrük kapılarındaki görevlileri, çok üst düzeylere ulaşan ilişkilerle ve paranın gücüyle ele geçirmiştir.
Henri Aslanyan’ın yönettiği ASALA bağlantılı örgüt, Türkiye’ye kaçak silah dolu gemileri göndermekte, Bulgaristan’ın Burgaz limanından gelen bu gemiler bazı satılmış, üniformalı Türk görevlilerce emniyete alınarak yurda sokulmakta ve sağcı silahlı çetelere teslim edilmekte ve bu sağcı silahlı çeteler de kaçak silahları sol silahlı çetelere satmaktadır..
Bu organizasyon sağ ve solda kamplaşmış üniversite gençliği arasında ajanlaştırma çalışmaları da yapmıştır. Gençler, davalarına hizmet ettiklerine inanarak, ama ceplerine konan paralara daha çok inanarak, uluslararası gizli servislere hizmet eder hale geldiler..
Türkiye’yi kan gölüne çeviren bu organizasyon ülke ekonomisini perişan hale getirdi. Vampirler, ellerini ovuştururken, yurtseverler endişeli biçimde çıkış yolları arıyorlardı…
Ellerine ulaşan dokümanlar, yaşadıkları olaylar Türkiye’nin kaygan zeminde uçuruma sürüklendiğini gösteriyor ve yurtseverler yeniden bir milli mücadele için karanlıklara savaş açmaya hazırlanıyorlardı…
Abdi İpekçi, bu endişeleri doğru teşhisleri ile en derin hisseden aydın olarak, gazetesini bir kurtuluş hareketine bayrak yapmanın hesaplarındaydı…
Karanlıklarda dans eden vampirler, İpekçi’nin aydınlatma çabalarını öğrendikçe vahşi kurallarını devreye sokmayı planlamışlardı ve bunun sinyallerini de, kendi metotlarıyla veriyorlardı.. İpekçi, tehditlerden endişeleniyordu ama yolundan dönmeyi aklından geçirmiyordu…
Milliyet başyazarı, her zaman doğruların önderi olmuştu ve hem siyasi platformda, hem de aydınlar arasında yol gösterici olarak kabul ediliyordu. İşte bu yüzden karanlıktakiler, İpekçi’den korkuyorlardı..
Soğuk bir İstanbul akşamında, onu arabasının içinde, tam evinin önünde vurup öldürttüler..
Abdi İpekçi’ye tetik çektirenler hâlâ karanlıklarda saklanıyorlar.. Olay ne zaman açılsa, o eller devreye giriyor ve olayın üzerine toprak atılıyor..
Olayın bir numaralı faili Mehmet Ali Ağca, serbest.. Kimse hâlâ, ona bu olayı aydınlatması için bir baskı yapmıyor..
O da üzerindeki bütün olayları, milletle adeta dalga geçerek ticari meta haline getirmeye çabalıyor…
TRT, neden ona İpekçi meselesini sormadı, bu durum bile muammadır!..