ABD Başkanı Barack Obama, küresel düzeyde ekonomik büyümeyi sağlama almak için küresel işbirliği çağrısında bulundu.
Obama, Güney Kore’nin başkenti Seul’de başlayan G-20 liderler zirvesinde Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-bak ile düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, en önemli konunun ABD’nin dünyanın en büyük pazarı ve diğer ülkelerin büyümesi için itici güç olması nedeniyle, küresel büyümeyi sağlayabilmesi olduğunu söyledi.
ABD’nin küresel büyümeyi tek başına başaramayacağını ifade eden Obama, ”Bütün ülkeler kendi üzerine düşeni yaptığında, hepimiz yüksek büyümeden faydalanırız” dedi. Güçlü ABD’nin uluslararası toparlanmada çok önemli olduğunu belirten Obama, ABD’nin borç para kullanan müsrif tüketici olarak kalamayacağını ve küresel ekonominin büyümesi için diğer ülkelerin ağırlığını koyması gerektiğini kaydetti.
Ülkelere ekonomik sorunlarından kaçmak için ihracata güvenmemeleri çağrısında bulunan Obama, ”Şimdi hepimiz kabul etmeliyiz ki Amerikalı aileler tasarruf yapmayı durdurur ve borçlanmaya dayalı harcama yapmaya başlarsa güçlü ve sürekli toparlanma sağlanamayacak.Hiçbir ülke ortak amacımız olan güçlü, sürdürülebilir ve dengeli toparlanmayı kendi başına başaramaz. Nasıl ki ABD’nin değişmesi gerekiyorsa, ekonomileri ihracata dayalı ülkelerin de düşük taleplerindeki zayıflığı dengelemek için değişmesi gerekiyor” diye konuştu.
ABD Merkez Bankasının (Fed) ekonomideki toparlanmayı desteklemek için 600 milyar dolar tutarındaki tahvil alma kararını savunan Obama, ”İhtiyatlı, istikrarlı bir şekilde ABD’de ve dışarıda büyüme oranlarını desteklemeyi sağlama almak istiyoruz. Krize katkıda bulunan büyük dengesizliklerin yeniden gelişmeye başladığını görmeye başlarsak bunu yapmak zor olur” dedi.
Obama, G-20’nin sonuç bildirgesinin dengeli ve sürdürülebilir uluslararası ekonomik büyümeyi ilerletme mekanizmalarını kapsayacağını söyledi.
-ABD-ÇİN-
ABD ve Çin’in, ekonomik konuları müzakere etmede ”ilerleme sağladığını” belirten Obama, ”Dünyanın önde gelen iki büyük ekonomisi olarak güçlü dengeli ve sürdürülebilir büyümeyi garanti etmekle ilgili özel bir sorumluluğumuz bulunuyor” diye konuştu. Obama, sadece ikili değil dünyayla ilgili konuları değerlendirdikleri için ABD-Çin ilişkilerinin son birkaç yılda güçlendiğini düşündüğünü ifade etti.
Çin Devlet Başkanı Hu Cintao da, Çin ve ABD’nin ilişkilerini olumlu, işbirlikçi ve kapsamlı bir çizgide ileri götürebilmek amacıyla Çin’in ABD ile diyaloğu, değişimi ve işbirliğini artırmak için çalışmaya hazır olduğunu belirtti. Hu, G-20’nin ”olumlu sonuç” vereceğini de kaydetti.
Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-Bak da basın toplantısında, ”dengeli küresel ekonomi için gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında dengesizlikleri azaltmanın çözülmesi gereken acil bir konu olduğunu” söyledi.
Bu arada ABD ve Güney Kore, iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşmasını onaylama konusunda ilerleme kaydedemedi.
Obama, bu anlaşmanın onaylanması için taraflardan gelecek günler ve haftalar içinde yorulmaksızın çalışmasını istediklerini belirtti. Güney Kore Devlet Başkanı Lee de üç yıl önce üzerinde uzlaşma sağlanan ABD ve Güney Kore arasındaki serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili sorunun çözümü için daha fazla zamana ihtiyaç olduğu konusunda anlaştıklarını ve ticaret bakanlarından mümkün olan en kısa zamanda kabul edilebilir bir anlaşmaya varmalarını istediklerini söyledi.
Öte yandan Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega, Fed’in 600 milyar dolarlık tahvil alım programını eleştirerek, bu programın üretimi desteklemeyeceğini ya da istihdam yaratmayacağını bildirdi. Mantega, programın aksine ülkelere para girişini sağlayarak yüksek faiz oranları ve enflasyona yol açacağını kaydetti.
İngiltere Başbakanı David Cameron da Çin’i ticaret dengesizliğini düzeltmek için çalışması gerektiği uyarısında bulundu.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King de G-20’nin mevcut cari işlemler dengesizliklerini çözmesi konusunda anlaşması gerektiğini ifade etti.
Güney Kore’nin Gyeongju kentinde geçen ay düzenlenen G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısında, taraf ülkeler, para birimlerinin değerlerinin düşürülmesinden kaçınma ve ekonomideki toparlanmayı tehdit eden küresel dengesizlikleri azaltma politikalarını izleme konusunda anlaşmıştı.
AA
Bir yanıt yazın