Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun görevinden ayrılması, İslam ve Müslüman göçmenlerin uyumu konularının hararetle tartışıldığı bir dönemde Alman basınında da geniş yankı buldu.
Die Welt gazetesi iki ayrı haberle konuya yer verdi. Boris Kalnoky imzalı haberde “Türk din kurumunda görevi koyu muhafazakarlar devraldı” başlığı dikkat çekti. “Bardakoğlu çok mu ılımlı geldi?” sorusunun yöneltildiği haberde hükümetle siyasi anlaşmazlıklar olduğuna dair iddialara da yer verildi. Haberde özetle şu satırlar yer alıyor:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, Osmanlı’daki Şeyh-ül İslam’ın yerine Diyanet’i oluşturarak kurumun yetki alanını önemli ölçüde kısıtladı ve böylelikle Türk İslamı’nı siyasi olarak yönlendirebileceği bir kontrol mekanizması kurmuş oldu. Günümüzde buna karşı çıkan pekçok imam var. Din kurumunun daha özerk hale gelmesi ülke politikasında büyük nüfuza sahip Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun görüşleriyle de bağdaşıyor. Ya da bir zamanlar bağdaşıyordu. Çünkü Ahmet Davutoğlu 1994 yılında yayımlanan bir kitabında Türkiye’nin, bir zamanların halifelik kurumunun modern bir versiyonuna ihtiyacı olduğu görüşünü dile getiriyordu Gerçi bu versiyon Osmanlı’yı örnek almayacaktı, ama yine de tarafsız dini bir otorite olacaktı. Gözlemciler AKP hükümeti için ülkedeki dini yaşamdaki rolünü artırmanın stratejik bir değer taşıdığını belirtiyor. Çünkü Türkiye’yi İslam dünyasında öncü bir ülke haline getirmenin, ancak dinî otoritenin güçlendirilmesiyle mümkün olabileceğini düşünüyorlar. Nitekim Bardakoğlu’nun halefi Mehmet Görmez görevi devralırken yaptığı konuşmada sadece Türkiye’deki Müslümanlar’a değil, tüm dünyadaki Müslümanlar’a, mazlum milletlere ve tüm Müslüman azınlıklara hizmet edeceğini söyledi. Görmez, die Welt gazetesine kısa süre önce verdiği bir demeçte Almanya’nın gerilemekte olduğunu söylemiş, imamların Almanya’da yetiştirilmesi planlarını eleştirmişti.”
Die Welt gazetesinde okuyucu yorumları köşesinde de ‘Türkiye gerçekten laik mi?’ sorusu yöneltiliyor. Cumhuriyet’in ilanıyla devlet dini kavramının resmi olarak kaldırıldığı ve din özgürlüğü vaad edildiği, ancak gerçekte devletin sadece İslam’ın Sünni versiyonunu tanıdığı belirtiliyor. Yorumda özetle şu görüşe yer veriliyor:
Türkiye’de her beş kişiden biri Alevi olmasına rağmen devlet, Aleviliği Sünnilik gibi tanımaya yanaşmıyor. Kiliselerin durumu malum. Peki her vatandaşın sadece dinini özgürce seçmek değil, aynı zamanda özerk, devletten bağımsız cemaatler içinde toplanma özgürlüğü nerede kalıyor? Cumhurbaşkanı Wulff, Ankara’da bu özgürlükleri talep etmekte tamamen haklıydı. Avrupa Komisyonu’nun yeni ilerleme raporunda da tespit ettiği gibi Türkiye’nin, Batılı demokrasiler arasında yer almak için önünde kat etmesi gereken daha uzun bir yol var.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise haberi ”Ankara’daki din kurumunun başkanı görevini bıraktı” başlığı ile verdi. Milliyet gazetesinde konuyla ilgili çıkan haberleri kaynak gösteren Frankfurter Allgemeine Zeitung, Bardakoğlu’nun, “hükümetle anlaşmazlık olduğuna” dair haberleri yalanladığına değindi. Gazete, Bardakoğlu’nun başörtüsü, Aleviler gibi konularda hükümetle ters düştüğü ve fazlasıyla liberal olduğu için görevden ayrılmak zorunda bırakıldığı iddialarına da yer verdi.
Tagesspiegel gazetesi, Diyanet İşleri Başkanı’nın bir kurumun başkanı olmaktan öte sorumlulukları olduğuna, tüm dünyada tartışılan, İslam’ın demokrasiye uygun bir versiyonunun güvence altına alınması görevini yürüttüğüne dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Almanya’daki Türk camilerinde görev yapan imamların yetiştirilmesinden de sorumlu olması ise Almanya’daki uyum tartışmaları açısından önemli bir rol oynuyor. İşte bu kurumun Başkanı, reformcu Bardakoğlu görevinden ayrıldı ve bunun kendi isteğiyle olmadığı iddia ediliyor. Ancak yine de reform sürecinin devam etmesi bekleniyor. Bardakoğlu’nun selefi, eski vekili Mehmet Görmez, İslam’daki en iddialı reform projelerinden biri olan bu projede yıllardır azimle çalışan bir isim.’’
Kölner Stadt Anzeiger ise haberi ‘’Erdoğan din bekçisini görevden aldı’’ başlığı ile verdi. Haberde, Bardakoğlu’nun türban konusundaki açıklamalarıyla hükümetin öfkesini üzerine çektiği spekülasyonlarına değinildi.
Frankfurter Rundschau ise ‘’Ilımlı Diyanet Başkanı gitmek zorunda kaldı’’ başlığıyla Bardakoğlu’nun koltuğundan uzaklaştırıldığı ifadesine yer verdi. Görevden ayrılmasının arka planında başörtüsü tartışmalarının yer aldığının düşünüldüğü de vurgulandı.
Die Tageszeitung Gazetesi de Ali Bardakoğlu’nun uluslararası alanda ismini Papa 16’ıncı Benedikt’in Türkiye ziyaretinde duyurduğunu belirtti ve şu satırlara yer verdi:
“Papa ziyaretinden önce bir Bizans imparatorundan İslam hakkında olumsuz bir alıntı yaparak şiddetli tartışmalara yol açmıştı ve Türkiye’de o nedenle eleştirel karşılanmıştı. Papa’nın aksine Bardakoğlu ise Hrıstiyanlığa karşı daima toleranslı olunması gerektiğini hatırlatmıştı. Sümela Manastırı’nda ve Tarsus’daki Paulus Kilisesi’nde Rum Ortodokslar’ın ayin yapmasını tasvip etmişti. Hrıstiyanlar’ın da Müslümanlar gibi dinlerinin gereklerini yaşaması gerektiğini söylemişti. Anlaşılan bu kadar liberallik hükümete fazla geldi.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW, BD/BK