TÜZÜK BAHANE
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın “kurultaya gerek yok” açıklaması,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Sekreter Önder Sav’ın MKYK’da restleşmesine engel olmadı.
Kılıçdaroğlu çağırdığı PM toplantısından vazgeçip yürürlükteki tüzük uyarınca yeni yönetimini ilan ettiğinde,
Önder Sav’ın işaretiyle Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay başkanlığında toplanan,
PM; 27-28 Kasım’da olağanüstü kurultay kararı aldı!
*
Başbakan Erdoğan’a göre 12 Haziran 2011’de yapılacak genel seçimde,
Anketler AKP’nin alternatifsiz olduğu belirliyor.
Cumhuriyet niteliklerinin çok yoğun tartışıldığı şu günlerde,
Tüm varlığıyla seçime asılması gereken hem de cumhuriyetin kurucusu partide yaşananlar akıl karıştırıyor!
*
Restleşme, CHP misyonunda idealizm ile pragmatizmi ayrıştırıyor.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu tüzük kurultayı konusunda uzlaşmasız tavır takınmış,
Dar kadrosu ile birlikte hazırladığı yeni MKYK ‘yı ilan etmiştir.
Tüzüğün 37.maddesince Genel Başkan olmadan PM ‘nin toplanamayacağını hükmünden hareketle,
PM de alınan kurultay kararını geçersiz sayıyor.
“Partideki korku imparatorluğunu yıktık, bu yeni CHP’dir” diyor!
*
Yeni CHP ve korku imparatorluğu ifadeleri çok ağırdır!
Bu ifadelerle töhmet edilen CHP’nin;
2007 Milletvekili seçimlerine katkı koyan 7.3 milyon,
2009 Yerel seçiminde 9.2 milyon seçmeni elbette bölünüyor!
Yanısıra CHP nin tarihi misyonuyla statükoyu temsil ettiğine dair ima,
CHP idealizminden sapmaya mı işaret ediyor?
*
Nitekim Önder Sav ” önümüzdeki süreç CHP ye,ona vücut veren ilkelerine sahip çıkanların,o ilkeleri koruyanlarla,
O ilkeleri yozlaştırmaya çalışanların siyasal mücadelesi şeklinde geçebilir.
Sağa yanaşarak,AKP ye öykünerek CHP yi bozamayacaklar. Bizim tarafımız bellidir”diyor.
*
CHP idealizmi bireyden devlete ulaşan,birbirini tamlayan bir inanıştan yükselmektedir.
İnsanların kaderlerini kontrol ederken grupsal kimliklerini belirlemede ulus devletten başka bir kurumu kabul etmemesinden hareket ediliyor.
Hükümran bir hükümet organına sahip bir toprak parçası olarak Devlet;
O topraklar üzerinde en üstün yasal otorite olan anayasayı belirliyor.
Sonra sınırlar kontrol edilirken,savunma ve güvenlik sağlanıyor.
Para basıyor, ticareti ve ekonomiyi düzenliyor.
Ulus ortak kültürünü,toprak ve dil paylaşılıyor.
Herkesin ulusal karakterini idealleştirmesi üzerinden yürünüyor.
İşte Amerikalı kaba bireyci,Alman titiz verimli,Fransız yaşam coşkulu,Japon kollektif olmakla şişinirken,
Türk’ün de kazanılmış “bağımsızlık karakteri” ne vurgu yapılıyor!
Milliyetçilik; bu duygular toplamında ulus kültürünün içinde doğmuş üyelerini rahatlatıyor!
Ortak bir gelecek paylaşılıyor o nedenle düşman da ortaktır!
Bu yüzden herkes kendini diğerine bağlı hissediyor.
Bu ideal; modern Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini belirleyen ilkeleri oluşturuyor.
Küreselleşme; toplumu devlet sınırları içinde kalan dar görüşlülüğe indirgenmekten kurtarıyor,
Özgürlük ve refaha ilişkin bilgileri genişletiyor.
Doğrusu ulus devletin kurucusu CHP işbu idealden yükseldiği iddiasını taşıyor.
*
Atatürk’ün gösterdiği idealde “ırkî,türdeş ve birleşik” bir toplum olmak ülküsü,
Yazık ki büyük yara almıştır.
Mezhep kavgası pozunda Sünni-Alevi talepleri,
Ve itikadi meseleleri uğraş yapmış cemaatler,tarikatler ;lâik ilkeyi,
Etnik kimlik milliyetçiliği; ulus devleti tehdit ediyor.
Daha ötesinde bu tartışmadan yola çıkarak kurucuları iradesinden -ki,CHP misyonu kast ediliyor,
Cumhuriyetin rövanşı isteniyor!
*
CHP nin her zamandan ziyade şimdilerde önce idealinde tutarlılığı gerekiyor.
Bir video kasetle Deniz Baykal şahsında CHP’nin misyonuna kurulan komplo ardından,
Genel Başkan olan Kılıçdaroğlu;
Komplonun aydınlatılması için gayret göstermeyince Başbakan Erdoğan’ın “komplocu içerde”
zann’ını duymazdan geliyor!
CHP idealizminde yoğunlaşamıyor.
Kürt sorunu, genel af, türban, 27 Mayısı yapanların utanç içinde oldukları, lâiklik ile ilgili söylemleriyle;
Kapalı ağızla CHP değişimine işaret ediliyor.
Yapmak istediklerini inatla yapmaya çalışıyor, CHP idealizmini şaşırtıyor.
Yönetim içinde bilhassa Gürsel Tekin ile beraber dar kadroculuk yapıyor..
*
1970 lerin Ortanın Solu hareketiyle Bülent Ecevit’i hissettiriyor.
Ne ki ortanın Solu o yılların Kemalist Sosyal Demokrasidir.
CHP ye önce idealizmi gerekiyor;Kemalizm!
Pragmatizm sonra geliyor; Sosyal Demokrasi!
Anlaşıldığı üzere Kemal Kılıçdaroğlu yalnızca sosyal demokrasiyi temsil ediyor…
CHP nin %50’lik düşüncesinden çıkan liderlik iddiası;
Seçim öncesi CHP’nin ötesinde Türkiye’de tüm düşüncelere büyük zarar veriyor…
CHP değiştirilen Türkiye’ye uyduruluyor!
Çok açık! Çoktandır komplocu kazanıyor…
Bir yanıt yazın