”Kazım Karabekir’in Cumhuriyetin ilanında ortaya koyduğu tavır yanlış yorumlandı. Kendisi sürecin dışında bırakıldığı için kırılmış ve rahatsız olmuştur. Bunun kişisel kırgınlık olduğu anlaşılıyor. Her yıl geleneksel olarak düzenlenecek Kazım Karabekir Paşa Sempozyumu Tarık Zafer’de yapıldı…
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Sinan Turhan, Kazım Karabekir’in Cumhuriyetin ilanında ortaya koyduğu tavrın yanlış anlaşıldığını belirterek, ”Kendisi sürecin dışında bırakıldığı için kırılmış ve rahatsız olmuştur. Cumhuriyete ve hilafetin kaldırılmasına karşı olduğundan değil” dedi.
Karabekir Vakfı’nın Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde düzenlediği ”Kazım Karabekir Paşa Sempozyumu”nun açılışında konuşan Kazım Karabekir Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hayat Karabekir Feyzioğlu, babası Kazım Karabekir Paşa’nın bıraktığı manevi mirası devam ettirmenin ve kendisiyle ilgili yanlış ve eksik bilgileri gidermenin çocukları olarak görevleri olduğunu, bu amaca yönelik olarak gençlerin Karabekir’i daha iyi tanımalarını sağlamak için Erenköy’deki evini müze haline getirdiklerini söyledi.
Bugün ilkini düzenledikleri sempozyumda, Kazım Karabekir Paşa’nın askeri, siyasi, sosyal, iktisadi ve kültürel konulardaki görüş ve çalışmalarının farklı disiplinlerden gelen bilim adamları ve araştırmacılar tarafından ele alınacağını ifade eden Feyzioğlu, Cumhuriyetimizin 87. yılını kutladığımız bu günlerde Kurtuluş Savaşı’nda ve Cumhuriyetin kuruluşunda emeği geçen herkesin hakkının verilmesi gerektiğini bildirdi.
Feyzioğlu, yapılan hizmetlerin unutulmaması gerektiğini, babasının uğradığı haksızlıklara hep göğüs gerdiğini, bu sempozyumun da babasının kişiliğinin daha iyi tanınmasına katkı sağlayacağını belirtti.
Kazım Karabekir’in torunu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Feyzioğlu Akkoyunlu’nun yönettiği sempozyumda, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Sinan Turhan, Karabekir’in hilafetin kaldırılması ve Cumhuriyetin ilanına ilişkin yaklaşımını değerlendirdi.
Türkiye’de tarih araştırmacılığının çok duygusal alandan sıyrılamadığını, o nedenle belli dönemler anlatılırken de tarafsız davranılamadığını savunan Turhan, Kazım Karabekir’in de bu yaklaşımdan payını aldığını söyledi.
Turhan, dinin devlet üzerinde etki alanının kısılması amacıyla 19. Yüzyıl’da ciddi anlamda revizyona tutulan hilafetin Türkiye’de 3 Mart 1924’de kaldırıldığını hatırlattı.
Atatürk ile yolları ciddi şekilde ayrılan Kazım Karabekir’in ‘Hilafetçi ve Saltanatçı’ olarak değerlendirildiğini, ancak Paşa’nın saltanatçı olmadığını vurgulayan Turhan, Karabekir’in saltanat ve hilafetin ayrılmasının daha uygun olduğunu düşündüğünü, saltanatı yönetim, hilafeti ise ruhani bir kurum olarak değerlendirdiğini, bu nedenle yönetimin cumhuriyet olması, hilafetin de kişilerde bırakılmasını savunduğunu anlattı.
Turhan, ”Kazım Karabekir’in Cumhuriyetin ilanında ortaya koyduğu tavır yanlış yorumlandı. Kendisi sürecin dışında bırakıldığı için kırılmış ve rahatsız olmuştur. Bunun kişisel kırgınlık olduğu anlaşılıyor. Cumhuriyete ve hilafetin kaldırılmasına karşı olduğundan değil” dedi.
Kazım Karabekir’in eğitim yönünü anlatan Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuri Köstüklü de Karabekir’in 4’ü Erzurum’da 3’ü Sarıkamış’ta olmak üzere 7 okul açtığını ve bu okullarda 2 bini kız olmak üzere 6 bin çocuğun eğitim görmesini sağladığını anlattı.
Devletin irfan ordusuyla yükseleceği kanaatinde olan Karabekir’in İstiklal Savaşı döneminde açtığı okullar ve kurslarla Türk eğitim tarihinde iz bırakacak ölçüde ciddi eğitim faaliyetleri olduğunu anlatan Köstüklü, ihtiyaç duyulan mesleki ve teknik alanda açılan bu okullarda modern metot ve tekniklerin uygulandığını söyledi.
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Karabekir’in iyi bir asker olmasının yanında, müthiş bir öngörüye sahip çok iyi bir eğitimci olduğunu ifade etti.
Sanatkar tabiatlı olan Karabekir’in şiir ve marşlar yazdığını, kara kalem resim çalışmaları yaptığını ve keman çaldığını anlatan Taşkıran, ”Karabekir Paşa, nitelikli bir askerdi. Cumhuriyet döneminin en çok eser veren paşalarından biriydi. 20’ye yakın eseri var. Hem savaşıp hem de yazacaksınız. Bu da çok önemli bir özellik” dedi.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevin Yurtsever Ateş ise Karabekir’in siyasi yönünü ve Cumhuriyetin ilk muhalif partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası’nın kuruluşunu ve içinde bulunulan dönemin koşullarını değerlendirdi.
Partinin 7 ay yaşadığını ve 7 ayda hükümetle özdeş bir yolculuk yapıldığını anlatan Ateş, ancak ulusal mücadeleyi birlikte yürüten ekip arasındaki zincirlerin neden kırıldığını anlayabilmek için dönemin koşullarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Bir yanıt yazın