Almanya Başbakanı Angela Merkel, dördüncü kez Uyum Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor. Ülkenin siyasi partileri uyum ve göç konusuna kilitlenirken, bu çerçevede tartışmalar ise en çok Müslüman göçmenleri hedef alıyor.
BERLİN (CİHAN) –
3 Kasım Çarşamba günü Federal Başbakanlık binasında düzenlenecek olan zirvede dil, eğitim, uyum, ekonomi ve istihdam gibi konular ele alınacak. Federal Uyum ve Göç Sorumlusu Maria Böhmer’in makamı tarafından yapılan açıklamaya göre, zirvede “Ulusal Aksiyon Planı” olarak adlandırılan bir projeye start verilecek. Bu planın asıl hedefi insanların daha hızlı uyum sağlamasını sağlamak ve bunu ölçmek için yöntemler geliştirmek olacak.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partili Merkel ve Böhmer’in ev sahipliğini yapacağı bu zirveye Federal İçişleri Bakanı Lothar de Maiziere, Eğitim Bakanı Annette Schavan, Sağlık Bakanı Philipp Rösler ve Aile Bakanı Kristina Schröder gibi bakanların katılması bekleniyor. Zirvede ayrıca eyalet ve belediye yöneticileri, sendika ve medya temsilcileri, dini ve göçmenler tarafından kurulan sivil toplum kuruluşların temsilcileri de hazır bulunacak.
ZİRVE ÖNCESİ MÜSLÜMAN GÖÇMENLER HEDEF ALINDI
Alman Merkez Bankası’nın eski Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin, ‘Almanya Kendini Yok Ediyor’ adlı kitabıyla uyum konusu çerçevesindeki tartışmaların yönünü değiştirdi. Sarrazin, Türk ve Arap göçmenlerin Alman toplumunu aptallaştırdığını savunmasıyla tepkilere maruz kalsa da Müslümanları eleştirmek isteyenler için bir kapı açmış oldu.
Federal Hükümet’in küçük ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Başkanı Horst Seehofer, geçen hafta sonu düzenlenen parti kurultayında ‘kültürel farklılık’ gerekçesiyle Türk ve Arap göçmenlerin Almanya’ya alınmaması konusundaki tavrını tazeledi. Bu tavrından dolayı ‘aşırı sağcı, popülist’ diye eleştirilen Seehofer kendi savunarak, “Söylemlerim nedeniyle bana aşırı sağcı deniyorsa, o zaman Alman halkının üçte ikisi aşırı sağcıdır.” dedi ve şöyle devam etti: “Aşırı sağcı düşünceyi ancak becerikli, dürüst yurttaşlarımızın kaygılarını, sorunlarını ve ihtiyaçlarını gidererek önleyebilirsiniz. Paralel toplumlar oluşuyor, halk evini ve işini kaybetmekten korkuyorsa: işe aşılabilir politikalarla bu korkularından arınmalarını sağlayabilirsiniz. Aşırı sağcı düşünceyi önlemenin en iyi yolu budur.”
Sarrazin ise hükümetin Uyum Zirvesi’ni eleştirerek, uyum çerçevesindeki sorunların çözülmesi için acı veren karar alınması gerektiğini söyledi. “İslam, Almanya’nın bir parçası” diyen Cumhurbaşkanı Christian Wulff’a da sert çıkan Sarrazin, Alman kültürünün İslam ile herhangi bir bağının bulunmadığını ve uyum sağlamak istemeyenlere devlet yardımları kesilmesi gerektiğini savundu.
Yazıları posta kutunda oku