KILIÇDAROĞLU FANTASTİĞİ
Cumhuriyetin 87. kuruluş yıldönümü için düzenlenen kutlama törenlerinde,
Başta Başbakan Erdoğan,CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,MHP Genel Başkanı Bahçeli olmak üzere,
Devlet protokolünün birbirlerine son derecede mesafeli ve soğuk davranışları;
Dalga dalga tüm yurda yayılıyor, halka yansıyor ve coşkuyu engelliyor!
Ve bu fantastiğe ilham veriyor.
*
Abdullah Gül, AKP’nin referandum kazancını kendine güvenoyu saymış gibidir.
Doğrusu bu anlayışı nedeniyle herkesin Cumhurbaşkanı olamıyor!
İşte, Cumhuriyetin 87.yılı şerefine Çankaya Köşkünde verdiği resepsiyona;
Türbanla irtica-i siyasetin meşrulaştırılması amacını katıyor.
TSK komuta kademesi alternatif resepsiyondadır ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu katılmıyor.
First Lady olmak tutkusunda eşiyle resepsiyonda bulunamayan,
Başbakan Erdoğan “cumhurun başının daveti burada, cumhur da burada. Gelmeliydiler! ” derken,
Abdullah Gül reisi ve nedeni olduğu cumhur’un perişanlığı karşısında başarısız olmanın asla üzüntüsüyle değil ” Türkiye bu! “,
Süngüyü yerden alan Hanımefendi;
Cumhuriyet ve lâik kültüre karşı yılmaz bir duruşla,” biz olgunuz,sabırlıyız.”diyorlar…
*
Aynı gün içinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu,
CHP Gençlik Kollarının Genel Merkez de açtığı “AKP Eziyetleri” adlı serginin açılışını yapmaktadır.
En büyük ilgiyi film afişlerinden yapılmış uyarlamalar topluyor.
Mesela bakınız, “Paçino Kardeşler ” afişinde oyuncular resmedilmiştir -ki,
Abdullah Kolpaçino,Recep Tayyip Alpaçino ve Fethullah Verpaçino’yu birlikte gösteriyor!
*
Komutanlar; anayasaya göre “başkomutan” sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanı Gül’ün davetine,
Türban hassasiyetleri ve silahıyla dağda gezen ayrılıkçı Kürt hareketi siyasetçisiyle,
Aynı mekanda bulunmaya tepki göstermektedir.
Subaylar,astsubaylar, gaziler ve şehit aileleri,Cumhuriyetin 87.yılını Merkez Orduevinde birlikte kutluyor.
Başkomutan simgesel bir başkaldırı karşısındadır!
*
Cumhuriyetin 87.yılı törenleri devlet protokolünü oluşturan siyasetçi,sivil ve asker bürokrasi liderlerinin,
Birbirlerinden tamamen ayrıştığını gösteriyor.
Üstelik AKP iktidarının çoğunlukçu demokrasi anlayışıyla,
Oldu-bittilerini uygulamakla baskısını arttırdığı bir süreç yaşanıyor.
*
Kürt sorunu da dahil demokrasi açığının nasıl kapatılacağı,
Kuvvetler ayrılığının nasıl sağlanıp, uygulanacağı,
Yeni bir anayasa ihtiyacı ve hangi yöntemle yapılacağı konularında belirsizlik giderek derinleşiyor.
“Komşularla sıfır sorun” dış politikasında ve bölge ülkelerinin de çıkarlarıyla -ki,
Bu noktada Küresel Serbest Piyasalar egemenliği de devreye giriyor,
Nasıl ve hangi liderler önderliğinde ve nasıl bir uyumla başedileceğiyle ilgili endişe giderek büyüyor.
Çünkü Başbakan Erdoğan’ın her daim ve her olay karşısında gösterdiği hırçın ve uzlaşmaz kimliği;
Yansıdığı küresel siyasetin işkillenmesine neden oluyor.
Hırçınlık ve uzlaşmaz kimlik; şu noktada bu büyük sorunlarda ısırgan otuyla taharetlenmeye benziyor!
*
Ekilen biçiliyor!
Başbakan Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu projesini güncelleyen kimi komiteler vasıtasıyla,
Bu merdivenleri çıktığı hep söyleniyor.
Öyle ya devasa küresel sermayenin işlerini şansa bağlamayacağı,biliniyor.
O halde ne olduğu meçhul bir video çekimi komplosu ardından CHP Genel Başkanı olan,
Kılıçdaroğlu’nun da arkasını tutan kimilerinin olduğu kanaati, o kaset aydınlatılmadığı sürece yaygınlaşıyor.
*
Tam bu noktada Kılıçdaroğlu’nun kısa siyaset geçmişinde ismini parlatan,
Şaban Dişli,Mir Dengir Fırat,Melih Gökçe’yi vicdanlarda mahkum eden,
Belgelerin kaynağı meraklandırıyor!
*
Genel seçimlere az kala ve tüm anketler Recep Tayyip Erdoğan’ı açık ara yeniden iktidar gösterirken,
Kılıçdaroğlu yolsuzluklar konusunu ilk plana çıkarıyor.
Amacı bellidir!Büyük bir sabırla ve yılmadan her vesileyle Başbakan’ın tozunu atan bir boksöre benziyor.
Bir sağ,bir sol,..sağ,sol onu siyaset arenasında köşesine sıkıştırıyor.
Bu suretle onun hırçın ve uzlaşmaz kimliğini öne çıkarıyor ve aleme gösteriyor.
Kelebek gibi uçuyor,arı gibi sokuyor!
Ardından Anayasa, Demokrasi Açığı ve Kuvvetler Ayrılığı sorunlarıyla,
Şimdilerde söylemeye başladığı Ermeni Açılımıyla ilgili söylemiyle belli odaklara güven veriyor.
İttifaklarını kuruyor.
*
Geriye önümüzdeki seçimlere at başı girmek kalıyor.
Eh! Akl-ı selim, siyasi alt yapısı oluşturulmuş Türkiye’nin şu saatinde;
Sorunların çözümünde çoğulcu demokrasinin şart olduğunu gösteriyor.
Bunu teminen Kılıçdaroğlu’nun eli; kendine bilgi-belge aktaracak o merkezlerde midir,merak ediliyor?
*
Elbette asker 87 yıldır koruduğu Cumhuriyet niteliklerine sahip çıkmaktadır.
Laik demokrasinin sermayesini koruyor…
*
Ahmet Davutoğlu adından sıkça bahsedilirken,
Ve seçimlere çok az kala,
Yaşananlar bu fantastiğe neden oluyor.
Kimbilir daha neler neler var?
Siz yine de olmaz demeyin olmaz olmaz!
Bir yanıt yazın