Haftalardır göç ve uyum alanında yaşanan tartışma, sonunda yasal alanda da yansımasını buluyor. Ceza yasaları gözden geçiriliyor: Göçmenlerin Alman toplumuna uyumunun sert yaptırımlarla denetlenmesi kararlaştırıldı.
En son 2005 yılında Göç Yasası’nda yapılan düzenlenmelerle göçmenlerin uyum kurslarına katılması zorunlu kılınmıştı. Yeni düzenlemelerle de bu kurslara katılmak, süreli ikamet izninin uzatılmasında belirleyici rol oynayacak. Ancak Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, bu maddenin özünde önemli bir değişikliğe gidilmediğini öne sürüyor:
”Şu an yürürlükteki ikamet iznini belirleme yasasının 8 ve 44’üncü maddeleri, zaten süreli ikamet izninin uzatılması için uyum kurslarına katılma zorunluluğu getiriyor. Bu, daha önce de Almanca bilme zorunluluğuyla birlikte göç yasasında düzenlenmişti. Şimdi ise bu maddelere tekrar açıklık getiriliyor ve altı çiziliyor. Ama özünde önemli bir değişikliğe gidilmiyor.”
Uyum yükümlülükleri daha sıkı kontrol edilecek
Uyum kursları, 45 saati yurttaşlık bilgisi ve 600 saati de Almanca dil kursu olmak üzere toplam 645 ders saatinden oluşuyor. Katılımcılar, her ders saati için 1 euro ödüyor. Yeni yasal düzenlemede, uyum sürecine dâhil kurumların birbiri ile daha fazla bilgi alışverişinde bulunarak, bu kurslara katılmayanlara uygulanan yaptırımların sertleştirilmesi öngörülüyor.
Almanya’daki göçmenlerin yüzde 10 ila 15 kadarının uyum sağlamaya direndiğini tahmin eden Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, yeni düzenlemelerle uyum yükümlülüklerinin daha sıkı kontrol edileceğine inanıyor.
Uyum kursları için sırada bekleyen yaklaşık 10 bin göçmen var
Ancak Federal Eğitim Destek Merkezi, Protestan ve Kataolik yardım kuruluşları gibi uyum kurslarının masraflarını karşılayan kuruluşlar ise zaten bu kurslara katılmayanların oranının çok düşük olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca bu kurslar için ayrılan bütçenin yetersizliğine işaret ederek, birçok belde ve şehirde yaklaşık 10 bin göçmenin kurs açılması için sırada beklediğini vurguluyorlar. Bu sayının yıl sonuna kadar iki katına çıkması bekleniyor.
En önemli değişiklik, zorunlu evlilikler konusunda
Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, yasal düzenlemelerde gidilen en önemli değişikliğin zorunlu evlilikler konusunda olduğunu belirtiyor:
”Burada daha fazla gözdağı vermek gibi bir söz konusu değil. Zorla evlendirilip memleketlerine götürülen kadınlar için, bu durumun ne denli vahim olduğunu ve yeniden Almanya’ya dönmelerinin onlar için ifade ettiği önemi kavramaya çalışmamız gerekiyor. O nedenle bu yasa tasarısının en önemli maddesi, zorla evlilik mağdurlarına Almanya’ya serbestçe geri dönebilme hakkını kazandırmak. Bu hem yasada yapılan bir değişiklik hem de bir iyileştirmedir.”
”Zorunlu evliliklerin yasal takibi zor”
Bugüne değin “icbar” yani zorlama yoluyla yapıldığı gerekçesiyle zorunlu evliliklere getirilen ceza, üç ay ile beş yıl arası değişiyordu. Şimdi ise Federal Hükümet, zorunlu evliliklerin suç unsuru olarak ceza yasasına girmesini öngörüyor. Bakan Leutheusser-Schnarrenberger, böylece mağdurların daha fazla koruma altına alınmasının yolunu açmayı hedeflediklerini kaydediyor. Ancak zorunlu evliliklerin yasal takibinin zor olduğunun da altını çiziyor:
”Polisin karşılaştığı en büyük zorluk, bu evliliklerin genelde aile çevresinde ve içerisinde gerçekleşmesi. Yani, polis ancak ya mağdurdan ya da o aile dışındaki birilerinden bir bilgi ya da şikayet aldığında durumdan haberdar olabiliyor. Bu ilerde de aynı şekilde zor olacak. Çünkü zorunlu evliliği adaletsizlik olarak görmeyen aile içerisinde, bir de mağdurların ciddi biçimde tehdit edilmesi söz konusu.”
”Asıl amaç, ikamet izni almayı zorlaştırmak”
Yasada getirilen başka bir değişiklik de Almanya’da kalabilmek için sıkça başvurulan bir yol olan, anlaşmalı evlilikler konusu. Yeni düzenlemeyle aile birleşimi ile Almanya’ya gelen eşlerin süresiz ikamet hakkı almaya hak kazanmak için bekleme sürelerinin, en az 3 yıldan başlaması öngörülüyor.
Yeşiller Partisi ise bu yeni düzenlemeyi sert bir dille eleştiriyor. Değişikliklerin sadece bir göz boyamadan ibaret olduğunu savununan Yeşiller Partisi’nin Göç ve Uyum Politikaları Sözcüsü Memet Kılıç, zorunlu evlilikleri tespit etmenin güçlüğüne işaret ederek, bu düzenlemenin amacının ikamet izni almayı zorlaştırmak olduğunu kaydetti.
Yeşiller Partisi, 2000 yılında Sosyal Demokrat Parti ile birlikte süresiz ikamet izni almak için bekleme süresini 4 yıldan 2 yıla indirmişti.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Başak Demir
Editör: Murat Çelikkafa
Yazıları posta kutunda oku