Westerwelle, Almanya’nın dış politikasıyla ilgili yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB perspektifine verdiği desteği yineledi. Almanya Dışişleri Bakanı, müzakerelerin dürüstçe yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye konusu, Alman iç politikasındaki önemini koruyor. Türkiye’nin AB üyelik süreci, Almanya’da koalisyonun küçük ortağı Hür Demokrat Parti ile büyük ortak Hrıstiyan Birlik Partileri arasında en önemli görüş ayrılıklarından birini oluşturuyor. Hür Demokrat Parti lideri Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin, Berlin’de ülkenin dış politikasına ilişkin yaptığı konuşmada Türkiye konusuna da yer vermesi dikkat çekti.
Güvenilirlik ve öngörülebilirliğin sağlam bir dış politikanın en önemli özellikleri olduğunu kaydeden Westerwelle, bunun Türkiye ile müzakerelerde de geçerli olduğunu vurguladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle, “Bugün düşünmeksizin kapıları Türkiye’nin yüzüne kapatanlar, tarihi bir fırsatı da kaçırmış olur. Türkiye’ye karşı tutumum çok açık: Anlaşmalara uyulmak zorundadır. Verdiğimiz söz bizi bağlar. Biz sözlerimizi tutuyoruz. Bu nedenle müzakerelerin de hem dürüstçe hem ucu açık bir şekilde yürütülmesi ve bir açmaza girip kalmaması için tüm gücümüzle çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Gelecek müzakerelerde, Türkiye’nin rolünün tek tek başlıklarla sınırlandırılmaması gerektiğini belirten Almanya Dışişleri Bakanı, “Burada söz konusu olan gururlu ve dinamik bir ülkedir. Ve bu ülkenin yüzünün Avrupa’ya dönük olması bizim için çok şey ifade etmektedir” diye konuştu.
Mali politika istikrarı
Almanya Dışişleri Bakanı konuşmasında, dış politikanın hemen hemen her alanına değindi. Almanya’nın kısa bir süre önce BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilme başarısından, AB’nin mali politikalarına kadar pek çok alanda değerlendirmelerde bulundu. Westerwelle, Avrupa konusunda büyük endişeleri bulunduğu söyledi. Bununla kastettiği ise birlik içerisindeki mali politika istikrarıydı. Nitekim yıl içerisinde yaşanan Yunanistan krizi de istikrarın önemini kanıtladı. Westerwelle, bütçe açığı nedeniyle AB üye ülkelerine karşı 22 kez yargı süreci başlatılsa da bir kez bile yaptırım kararı alınmamasını eleştirdi. Almanya Dışişleri Bakanı, daha sert bir yaptırım mekanizması talebinde bulundu.
Westerwelle konuşmasında ABD ve Rusya ile ilişkilerin önemini de vurguladı. ABD ve Rusya olmaksızın Avrupa’da istikrar ve güvenin var olamayacağını belirten Westerwelle, füze kalkanı projesi ile ilgili güncel müzakereler konusunda da yeni bir ilerleme gördüğünü söyledi.
Westerwelle, “Bugün, Avrupa’da ortak güvenliğimizi hedefleyen ve Rusya’nın da sıkı bir şekilde dahil edildiği ortak çözümlerden bahsediyoruz. Bu sadece büyük bir ilerleme değil aynı zamanda Rusya ile ilişkileri yeni bir temele oturtmak için de gerçek bir fırsattır” dedi.
İran’ın nükleer programı
Westerwelle, nükleer silahsızlanmaya verdiği önemi de bir kez daha vurguladı. Ayrıca Afganistan’daki durum ve İran’ın nükleer programıyla ilgili zorlu sürece de değindi.
Guido Westerwelle, “İran, kasım ayında, müzakere masasına geri dönmeye söz verdi. Hiçbir şekilde hızlı bir sonuç alınabileceği hayaline kapılmıyorum ancak bazı fırsatların var olduğunu görüyorum. Gerçekten de müzakerelere başka bir alternatif yok” ifadelerini kullandı.
İran’daki bir nükleer santral
Westerwelle’nin Berlin’de yaptığı konuşmada insan hakları konusu da önemli bir yere sahipti. Dış politikada ekonomik çıkarların yanında insan haklarını da gözettiklerini vurgulayan Westerwelle, Çin örneğini verdi: “Yeni bir süpergücün kendi çıkarları ile dış ilişkilerini doğru temellere dayandırma arasında dengeyi nasıl aradığını Çin’de hergün gözlemleyebiliyoruz. Burada, örneğin insan hakları konusundaki diyaloğumuzla yardımcı oluyoruz. Nobel Barış Ödülü sahibi Şiaobo’nun ödülünü özgür bir biçimde kendisinin alabilmesini istiyoruz. O, kalbimizin derinliklerinde yatan değerleri temsil ediyor. Çin’in ödül alan vatandaşından gurur duyabileceğine inanıyoruz.“
© Deutsche Welle Türkçe
Nina Werkhäuser / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Beklan Kulaksızoğlu
ileWesterwelle’den Türkiye’ye bir kez daha destek | Almanya | Deutsche Welle | 23.10.2010.
Yazıları posta kutunda oku