Almanya Cumhurbaşkanı Wulff, yarın İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi’nin temel atma törenine katılacak. Üniversitenin koordinatörü Süssmuth’a göre, bu üniversitenin kurulmasında geç bile kalındı.
Türkiye ve Almanya’nın ortak bir üniversite kurmak için başlattığı girişim bu sefer başarıya ulaşıyor. Zira 1905, 1957 ve 1993 yıllarında Türk-Alman Üniversitesi kurmak için başlatılan girişimler sonuçsuz kalmıştı. Üniversitenin koordinatörü, eski Alman Meclisi Başkanı Rita Süssmuth, iki ülke arasındaki köklü ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir üniversitenin kurulmasında geç kalındığına dikkati çekti. Süssmuth, Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada ”bundan önce başlatılan üç girişim neden başarısız olmuştu” sorusunu şöyle yanıtladı: “Bunun farklı nedenleri vardı. Bazen bu nedenler tam olarak açıklığa kavuşmadı. Malî nedenler yüzünden girişim sonuçlanamadı. Çünkü bir üniversitenin kurulması hiç de ucuz değil. Ama siyasi nedenler yüzünden de girişim başarısız oldu. Özellikle de kimin söz sahibi olacağı konusunda… Bu devlet üniversitesinde veya özel üniversitede farklılık gösteriyor.”
Hükümetlerin iradesi
Türk-Alman Üniversitesi’nin kurulması için girişim 2006 yılında iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi için oluşturulan Ernst Reuter Girişimi tarafından başlatıldı. Üniversitenin kuruluş sözleşmesi, Türkiye ve Almanya’nın eski dışişleri bakanları Ali Babacan ve Frank-Walter Steinmeier tarafından 30 Mayıs 2008’de Berlin’de imzalandı. 1 Nisan 2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda ilgili tasarının kabul edilmesiyle, Türk-Alman Üniversitesi’nin kurulmasının önü açılmış oldu.
Türk-Alman Üniversitesi’nin kurulmasına öncülük eden Rita Süssmuth, iki ülke hükümetlerinin iradesiyle girişimin başarıya ulaştığını vurguladı. Bu üniversite sayesinde bilimsel alanda artırılacak işbirliğinin önemli olduğunu belirten Süssmuth, iki ülkenin meselelerinin ortak olduğunu kaydetti. Süssmuth, ”Fen ve sosyal bilimler alanında nasıl bir katkı sağlayabiliriz? İki kültürü nasıl daha iyi birbirine yaklaştırabiliriz? Özellikle de İslam ve Batı’nın din bilimi alanlarında… Sorunları; su, iklimlerin değişimi veya enerji konusundaki sorunları nasıl çözebiliriz?” sorularına ortak yanıt aramanın önemine işaret etti.
Araştırma üniversitesi
İstanbul’un Beykoz semtinde kurulacak üniversite, hukuk, fen bilimleri, mühendislik ile ekonomi ve sosyal bilimlerden oluşan toplam dört fakülteden oluşacak. Türk hükümeti üniversitenin kuruluş ve alt yapı masraflarını, Almanya ise öğretim personelinin giderlerini karşılayacak. Hrıstiyan Demokrat Birlik partisi üyesi Süssmuth, araştırma masraflarının ise ortaklaşa karşılanmasının beklendiğini söyledi. ”Bu aynı zamanda araştırmalara ışık tutacak bir üniversite olacak, bundan elde edilecek sonuç ve gelişmelerin de ekonomiye etkisi olacak. Bu nedenle araştırmanın maliyetinin ortaklaşa karşılanması ihtiyacı doğuyor, zira özellikle fen bilimler ve mühendislik alanında araştırmanın yüksek maliyeti var.”
Türk-Alman Üniversitesi’nde öğretim dili ağırlıklı olarak Almanca olacak. Ancak uluslararası bir üniversite olması hedeflendiği için yüksek lisans ve doktora programlarında İngilizce’ye de yer verilecek. Öğretime önümüzdeki sonbaharda başlanması plananan üniversitede yaklaşık 5 bin öğrencinin öğrenim görmesi hedefleniyor.
Almanya’da Türk-Alman Üniversitesi
Türk ve Alman hükümetleri, bu üniversitenin kurulmasına büyük önem veriyor. Bu arada, Almanya’da da benzer bir üniversitenin kurulması gündemde. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ayın başında Alman mevkîdaşı Angela Merkel ile yaptığı görüşmede bu konuyu ele aldıklarını açıklamıştı. Süssmuth, Almanya’da Türk-Alman Üniversitesi’nin kurulmasının iki yıldır gündemde olduğunu, ama henüz somut bir adımın atılmadığını belirtti. “Almanya’da Türkiye ile yoğun ilişkiler için olan üniversiteler mevcut. Bu üniversiteler Berlin’in yanı sıra çeşitli kentlerde. Bu nedenle öncelikle işbirliği ile başlayıp, bu işbirliğini geliştirmeliyiz. Bu işbirliği de Türk-Alman Üniversitesi’nin temelini oluşturur.”
© Deutsche Welle
Jülide Danışman / Berlin
Editör: Ahmet Günaltay
Yazıları posta kutunda oku