TÜRBAN VE İSLAMOFOBİ

          TÜRBAN VE İSLAMOFOBİ
          CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “türbanı biz çözeriz” ilkesizliği,
          Başbakan Erdoğan’ın  kargaşadan medetle oldu-bitti çözüm oportunizmi,
          Türbanı üniversitelerde serbest bırakıyor.
          Öte yandan Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül’ün  birlikte verecekleri 29 Ekim resepsiyonu,
          Bayan Gül’ün Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un resmi karşılama törenine katılması,
          Türkiye’nin türbanlı  gündemini  ısıtıyor!
          Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya,
          “Dinsel inanç veya dinsel kurallarla ilişki ve bağlantı kurarak yapılan düzenlemeler hem devrim yasalarını,
          Hem de lâiklik ilkesini ilgilendirir.
          Türban yargı kararlarına aykırı olarak gerçekleştirilemez” açıklaması,
          Ardından; dünya varı-yoğu türban olmuş Türkiye’yi  dehşetle izliyor!
   
          *       
          Çünkü bir süre önce eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’ın,
          Kendisini ziyaret eden kadınlardan başörtülerini çıkarmalarını istemesiyle yeniden alevlenen türban tartışmalarından hareketle,
          Avrupa  zaten çok kültürlülük bağlamında İslamı eleştirmektedir!

          *
          Cihad; İslamın yükselmesi,korunması ve yayılması için her tür çalışma,gayret sarfetmek,
          Bu yolda sıcak ve soğuk savaşa girmek,
          Ya da insanın maddi-manevi  tüm varlığını Allah yolunda ortaya koyarak,
          Hakk’ın düşmanlarını ortadan kaldırma savaşımı anlamındadır.  
          İslamofobi ise sosyolojik temelde  Batı toplumlarının İslamdan  korkusu anlamına geliyor.
          Son zamanlarda; 1979 İran İslam Devrimi ve 11 Eylül 2001 saldırılarıyla İslami Cihad,
          Korkunun tüm batı kamuoyu derinlerine  işlemesinde iki asli nedeni oluşturuyor.

          *
          Türban: 1970 li yıllarda İranlı din adamı  Musa Sadr’ın,
          Güney Lübnanlı Şii kadınların tanınması ve Filistinlilerin tacizinden korunması için bulduğu başörtüsüdür.
          Hicab deniyor.
          Sonra  Şah’ın devrilmesi sürecinde İran kadınlarının sembolü oluyor.
          İmam Humeyni’yi Tahran Mehrâbâd havaalanında onbinlerce hicablı kadın karşılıyor…
          Ve İslam Devrimi ardından bütün İslam dünyasının kimliğinin alameti oluyor!
          Bugün Batı Medeniyeti için  İslami Cihad peşinde El-Kaide  nasıl bir terör örgütüyse,
          İslam Devrimi üzerinde İran;İslami Cihadın devleti addediliyor.
          O noktadan islamofobi  ürüyor o noktadan türbanın yayılması dikkat çekiyor…           
        
          *
          Avrupa’da hızla gelişen İslamofobi dalgası karşısında;    
          Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff,
          “Bana Alman müslümanlar,bizim Cumhurbaşkanımızsınız diye yazdıklarında en içten evet diye cevap veriyorum:
          Elbette sizin Cumhurbaşkanınızım.Ve Almanya’da yaşayan tüm insanların Cumhurbaşkanı!
          Bizim için önemli olan kişinin nereden geldiği değil,nereye gitmek istediği önemlidir.”diyor.         
          Angela Merkel, Cumhurbaşkanının açıklamasını tazeliyor;
          “Çok kültürlülüğü başaramadık!
          Göçmenlerin yasalara uyması yanında Almancayı çok iyi öğrenmesi ve -kendilerinden bazı şeylerin talep edilmesi gerekiyor.-” diyor.
          İnsanlığın ortak kazanımı demokrasi,insan hakları ve özgürlükler konusunda;
          Birçok müslümanın ortak paylaşımda olmadığını hissettiriyor…          
   
          *
          Batı yüzyıllarca süren özgürleşmesini  Tanrı’dan özgürleşerek gerçekleştiriyor.
          İslam Tanrı’nın varettiklerini anlamak,bilmek,işlemek  sorumluluğuyla özgürleşiyor.
          Ne ki gelişmiş Batı islamofobinin yenilmesi için Medeniyetler İttifakı Projesiyle;
          Türkiye’den İslam toplumuna  Hristiyan şablonuyla İslamın anlaşılmasını dikte ediyor.
          İslam için seküler bir alan oluşturulurken, özel bir islam oluşturmak isteniyor!
 
          *
          Çağdaş akılla buluşmamış ya da lâisizmle tanışık olamamak boşluğunda islam toplumları;
          Üstelik  İslamın açık hükmü aklın ve bilginin üstünlüğü ve o perspektifte yaşam rekabeti,
          Gerekliliğine rağmen  kolayca seküler  alanın oyuncuları oluyor!
          Çaresiz, İslam cihadının yanlış bir açılımında hayat bulunuyor…

          *
          Türban AKP iktidarının politik İslamcı gruplarının  iktidar gücünün pekişmesinin bir aracıdır.
          Devlet kurumlarında türbanın yasallaştırılması için verilen savaşım;
          İslamcı yaşam tarzını bütün alanlarda egemen kılmak amacı taşıyor.
          Asla başörtüsü değil ve  ideolojik- politik bir simge anlamına geliyor.
          O nedenle  türban; İslami cihadın  yayılmacılığında  küresel  bir araç sayılıyor.          

          *
          Alman Bild Gazetesi Cumhurbaşkan Wulff’un  Türkiye gezisini yansıtıyor.
          Bir fotografta Bayan Gül’ün türbanlı kimliği ile Bayan Wulff’ün batılı kadın imajı yanyana getirilmiştir.
          İki farklı dünyayı gösteriyor ve  bilhassa kamuoyu oluşturuyor;
          “Bu imaj şu anda Almanya’da doludizgin yürüyen İslam Almanya’ya ait değil mi?” sorusuyla,
          Türkiye’nin Avrupa’ya ait olmadığına gönderme yapıyor…
         
           *         
          Başbakan Erdoğan,”Akdeniz İklim Değişikliği Konferansı” öncesi Yunanistan Skai TV ve Kathimerini Gazetesine konuşuyor.
          Söz konusu batılı çevreleri tedirgin eden Türkiye’nin İsrail ile gerginliği ve Orta-Doğululaşmadır.
          Başbakan “asla gizli ajanda sahibi değilim!”diyor.
          Fakat onun tüm İslam toplumunu da teşvik eder önderliğiyle,
          Türkiye’de türban kullanımı için gösterdiği savaşım;
          Dalga dalga yayılıyor ve islamofobiyi  derinleştiriyor.
 
          *
          Türban asla bir özgürlük sorunu değil,
          Giderek çağdaş ortak değerleri;demokrasi,insan hakları ve özgürlüklere karşı duruşun alameti sayılıyor.        
          Batıyı da korkutuyor…
          Korku küfr’ü  ve tahkiri üretiyor…

<p>          TÜRBAN VE İSLAMOFOBİ
          CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "türbanı biz çözeriz" ilkesizliği,
          Başbakan Erdoğan'ın  kargaşadan medetle oldu-bitti çözüm oportunizmi,
          Türbanı üniversitelerde serbest bırakıyor.
          Öte yandan Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül'ün  birlikte verecekleri 29 Ekim resepsiyonu,
          Bayan Gül'ün Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un resmi karşılama törenine katılması,
          Türkiye'nin türbanlı  gündemini  ısıtıyor!
          Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya,
          "Dinsel inanç veya dinsel kurallarla ilişki ve bağlantı kurarak yapılan düzenlemeler hem devrim yasalarını,
          Hem de lâiklik ilkesini ilgilendirir.
          Türban yargı kararlarına aykırı olarak gerçekleştirilemez" açıklaması,
          Ardından; dünya varı-yoğu türban olmuş Türkiye'yi  dehşetle izliyor!
   
          *       
          Çünkü bir süre önce eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın,
          Kendisini ziyaret eden kadınlardan başörtülerini çıkarmalarını istemesiyle yeniden alevlenen türban tartışmalarından hareketle,
          Avrupa  zaten çok kültürlülük bağlamında İslamı eleştirmektedir!</p>
<p>          *
          Cihad; İslamın yükselmesi,korunması ve yayılması için her tür çalışma,gayret sarfetmek,
          Bu yolda sıcak ve soğuk savaşa girmek,
          Ya da insanın maddi-manevi  tüm varlığını Allah yolunda ortaya koyarak,
          Hakk'ın düşmanlarını ortadan kaldırma savaşımı anlamındadır.  
          İslamofobi ise sosyolojik temelde  Batı toplumlarının İslamdan  korkusu anlamına geliyor.
          Son zamanlarda; 1979 İran İslam Devrimi ve 11 Eylül 2001 saldırılarıyla İslami Cihad,
          Korkunun tüm batı kamuoyu derinlerine  işlemesinde iki asli nedeni oluşturuyor.</p>
<p>          *
          Türban: 1970 li yıllarda İranlı din adamı  Musa Sadr'ın,
          Güney Lübnanlı Şii kadınların tanınması ve Filistinlilerin tacizinden korunması için bulduğu başörtüsüdür.
          Hicab deniyor.
          Sonra  Şah'ın devrilmesi sürecinde İran kadınlarının sembolü oluyor.
          İmam Humeyni'yi Tahran Mehrâbâd havaalanında onbinlerce hicablı kadın karşılıyor...
          Ve İslam Devrimi ardından bütün İslam dünyasının kimliğinin alameti oluyor!
          Bugün Batı Medeniyeti için  İslami Cihad peşinde El-Kaide  nasıl bir terör örgütüyse,
          İslam Devrimi üzerinde İran;İslami Cihadın devleti addediliyor.
          O noktadan islamofobi  ürüyor o noktadan türbanın yayılması dikkat çekiyor...           
        
          *
          Avrupa'da hızla gelişen İslamofobi dalgası karşısında;    
          Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff,
          "Bana Alman müslümanlar,bizim Cumhurbaşkanımızsınız diye yazdıklarında en içten evet diye cevap veriyorum:
          Elbette sizin Cumhurbaşkanınızım.Ve Almanya'da yaşayan tüm insanların Cumhurbaşkanı!
          Bizim için önemli olan kişinin nereden geldiği değil,nereye gitmek istediği önemlidir."diyor.         
          Angela Merkel, Cumhurbaşkanının açıklamasını tazeliyor;
          "Çok kültürlülüğü başaramadık!
          Göçmenlerin yasalara uyması yanında Almancayı çok iyi öğrenmesi ve -kendilerinden bazı şeylerin talep edilmesi gerekiyor.-" diyor.
          İnsanlığın ortak kazanımı demokrasi,insan hakları ve özgürlükler konusunda;
          Birçok müslümanın ortak paylaşımda olmadığını hissettiriyor...          
   
          *
          Batı yüzyıllarca süren özgürleşmesini  Tanrı'dan özgürleşerek gerçekleştiriyor.
          İslam Tanrı'nın varettiklerini anlamak,bilmek,işlemek  sorumluluğuyla özgürleşiyor.
          Ne ki gelişmiş Batı islamofobinin yenilmesi için Medeniyetler İttifakı Projesiyle;
          Türkiye'den İslam toplumuna  Hristiyan şablonuyla İslamın anlaşılmasını dikte ediyor.
          İslam için seküler bir alan oluşturulurken, özel bir islam oluşturmak isteniyor!
 
          *
          Çağdaş akılla buluşmamış ya da lâisizmle tanışık olamamak boşluğunda islam toplumları;
          Üstelik  İslamın açık hükmü aklın ve bilginin üstünlüğü ve o perspektifte yaşam rekabeti,
          Gerekliliğine rağmen  kolayca seküler  alanın oyuncuları oluyor!
          Çaresiz, İslam cihadının yanlış bir açılımında hayat bulunuyor...</p>
<p>          *
          Türban AKP iktidarının politik İslamcı gruplarının  iktidar gücünün pekişmesinin bir aracıdır.
          Devlet kurumlarında türbanın yasallaştırılması için verilen savaşım;
          İslamcı yaşam tarzını bütün alanlarda egemen kılmak amacı taşıyor.
          Asla başörtüsü değil ve  ideolojik- politik bir simge anlamına geliyor.
          O nedenle  türban; İslami cihadın  yayılmacılığında  küresel  bir araç sayılıyor.          </p>
<p>          *
          Alman Bild Gazetesi Cumhurbaşkan Wulff'un  Türkiye gezisini yansıtıyor.
          Bir fotografta Bayan Gül'ün türbanlı kimliği ile Bayan Wulff'ün batılı kadın imajı yanyana getirilmiştir.
          İki farklı dünyayı gösteriyor ve  bilhassa kamuoyu oluşturuyor;
          "Bu imaj şu anda Almanya'da doludizgin yürüyen İslam Almanya'ya ait değil mi?" sorusuyla,
          Türkiye'nin Avrupa'ya ait olmadığına gönderme yapıyor...
         
           *         
          Başbakan Erdoğan,"Akdeniz İklim Değişikliği Konferansı" öncesi Yunanistan Skai TV ve Kathimerini Gazetesine konuşuyor.
          Söz konusu batılı çevreleri tedirgin eden Türkiye'nin İsrail ile gerginliği ve Orta-Doğululaşmadır.
          Başbakan "asla gizli ajanda sahibi değilim!"diyor.
          Fakat onun tüm İslam toplumunu da teşvik eder önderliğiyle,
          Türkiye'de türban kullanımı için gösterdiği savaşım;
          Dalga dalga yayılıyor ve islamofobiyi  derinleştiriyor.
 
          *
          Türban asla bir özgürlük sorunu değil,
          Giderek çağdaş ortak değerleri;demokrasi,insan hakları ve özgürlüklere karşı duruşun alameti sayılıyor.        
          Batıyı da korkutuyor...
          Korku küfr'ü  ve tahkiri üretiyor...</p> - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir